Örgütünüzden kısaca bahseder misiniz?
Biz politik bir kadın örgütüyüz. Örgütümüz pek çok anlamda farklı kadın kesimlerinden oluşuyor. Köylü kadınları, işçi kadınlar gibi sınıfsal bir bileşimin yanı sıra, yerli kadınlar, siyah kadınlar ve melez kadınlar gibi etnik farklılıkları da kapsıyor. Örgütlenme modelimiz çekirdekler ve onların etrafını saran ağlar biçiminde.
Faaliyetimizin esas amacı, kadınların haklarını kazanmaları ve savunmaları temelinde örgütlenmeleridir. Örneğin, daha iyi bir iş ortamı, eşit ve daha iyi bir ücret, sosyal haklar ve bu sosyal hakların genişletilmesi, kültürel yaşamlarını güçlendirmek gibi.
Kadınları politikleştirmek, emperyalizme ve kapitalizme karşı örgütlemek. Bu mücadelede kadınların daha ilerici ve öncü bir rol oynamalarını sağlamak için çalışıyoruz.
Geniş bir yaklaşım içerisinde kadınları örgütlemeye çalışıyoruz. İlk etapta her kadın sosyalizmi savunmak durumunda değil. Örneğin yerli kadınların bir çoğu okuma-yazma bilmiyorlar, ilk önce onlara okuma-yazma öğretiyoruz ve arkasından mücadele etmeyi. Yani onların eğitim almalarını sağlıyoruz.
Peki kadın hareketinin emekçi sınıf hareketi ile ilişkisini nasıl kuruyorsunuz?
Bizim örgütümüz işçi, köylü ve gençlik örgütleri ile birlikte çalışır. Bir grev olduğunda biz de oradayız. Yanlarında olduğumuzu hissettirmek, dayanışma duygusunu güçlendirmek için çalışırız. Ya da mesela Ekvador’da gelişen emperyalizm karşıtı tüm eylemlerde yerimizi alırız. ABD üstlerine karşı yapılan tüm eylemlere kadın kitlelerini taşırız.
Buna karşı faaliyet yürüten tüm örgütlerle işbirliği yaparız. Mücadelemiz hem kadının kadın olmaktan kaynaklı sorunlarını, ama hem de ulusal ve sınıfsal sorunları kapsayan bir eksende yürür. Bazı kadın örgütleri, "düşmanımız erkekler" diyor! Fakat biz, "Düşmanımız sistemdir" diyoruz.
Genel olarak Latin Amerika’da yaygın bir kadın ticareti var. Sanırız Ekvador’da da aynı şey söz konusu. Örgütünüzün bu konuda bir çalışması var mı?
Latin Amerika’nın genelinde yaygın bir kadın ve çocuk ticareti var. Bunun asli nedeni işsizlik, sağlık sorunları, eğitim sorunları ve genel olarak yoksulluğun insanları göçe zorlamasıdır. Yaklaşık 2 milyon insan göç etmek durumunda kalıyor.
Bu olay sözünü ettiğimiz olgu için başlı başına bir zemin sunuyor. Bu sorun için kadın ve çocuk hakları doğrultusunda Anayasa’da düzeltmeler yapılması talebi ile mücadele yürütüyoruz mesela. Ayrıca kadın ticaretine dönük mücadele yürüten kadın örgütleri ve onların oluşturduğu platformlar var. Biz de bunların içinde yer alıyoruz.
En büyük sorun çocuk işçilik. Ve derin yoksulluk bu çocukların eğitim olanaklarına ulaşmasını engellediği gibi, çok küçük yaşlarda işçileşmelerine neden oluyor. Ülkemizde asıl olarak muz ihracatı yapılıyor. Muz toplanması işi daha çok çocuklar tarafından yapılıyor. Ve bu çocukların hiçbir hakları yok. Bu durum bizim faaliyetimizin içeriğini de belirliyor.
Temel amaçlarımızdan biri çocuk işçiliğinin engellenmesi, çocuk haklarının genişletilmesidir.
Örgütünüz kendi başına bir kadın örgütü mü, yoksa bir parti ile ilişkili mi?
Kadın örgütümüz esnek ve kendi "bağımsızlığı" olan bir örgüt. Tek başına bir örgüt. Fakat içinde Komünist Parti üyeleri var. Parti ile ilişkisi bu üyeler üzerindendir.
Ne zaman kuruldu? Kuruluşunda ülkenizde yaşanan büyük grevlerin etkisi oldu mu?
Haziran 1998‘de kuruldu. Evet o grevlerin de belirli bir etkisi oldu. Fakat bizim kadın çalışmalarımız daha eskilere dayanır. 1978’de temelleri atılan bir çalışma bu. Sonrasında yaşananlar onun gelişimi üzerinde elbette ki etkide bulunmuştur.
Sadece Komünist Parti üyeleri mi var, başka devrimci ilerici güçlerin temsilcileri yok mu mesela?
Ekvador'da ya sağcısın ya da solcusundur. PCMLE çok güçlü ve sözü geçen bir örgüttür. Onun dışında başka sol ve demokrat kadın örgütleri de var. Son dört yılda hızla çoğalan farklı örgütlenmeler var. Yaklaşık 4 bin kadın örgütlenmesi var.
14 milyon nüfusluk bir ülkede tam 4 bin ayrı kadın örgütü. Organizasyon oluşturmak bir hastalık gibi yayılıyor. Feministler, sağcılar, STÖ’ler… aklınıza gelebilecek tüm siyasal akımlar hızla çoğalıyorlar.
Kendilerine sivil toplum örgütlenmeleri diyen ve bizzat emperyalist sermayece desteklenen örgütlenmeler hızla yayılıyor. Bunlar daha çok köylü kadınları kazanmaya çalışıyorlar. Onlara para desteğinde bulunarak bunu yapıyorlar.
Kitleleri bu konuda bilgilendirmeye, bunun bir göz boyama olduğunu, sorunlarını çözemeyeceğini anlatmaya çalışıyoruz.
Fakat bu tür organizasyonların halkta yarattığı yozlaşmayı sonrasında telafi etmek kolay olmuyor.
Ekvadorlu kadınlarda örgütlenmek bir gelenek gibidir. Önemli olan bu geleneğin devrim lehine yönlendirilmesi.
Kadınları örgütlemek için hangi araçları kullanıyorsunuz?
Büyük şehirlerde yoksul bölgelerden başlıyoruz. Halka açık yerler var. Buraları kendimizi tanıtmak ve propaganda yapmak için kullanıyoruz. Kadınlar buralara geliyor ve bizi buralarda tanıyorlar.
Ekvador nüfusunun ezici bir çoğunluğu şehirlerde yaşıyor. Başkent Quito’da 5 milyon insan yaşıyor. Guayaguil Pasifik’teki en büyük kent. Burada Ekvador’un en fakir ve baskı gören kesimleri yaşıyor.
8.Kadın Buluşması
8. Uluslararası Kadın Buluşması (Frauenpolitischer Ratschlag) 3-5 Ekim tarihleri arasında Almanya’nın Düsseldorf kentindeki Heinrich-Heine Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. 30 ülkeden (Asya’dan Afrika’ya, Latin Amerika’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyadan) kadın temsilcinin katıldığı etkinlik, 3 gün boyunca yaklaşık 1000 kişi tarafından izlendi.(EZÖ/EÜ)