Uluslararası Gazetecilik Federasyonu'nun verilerine göre çocuklar dünya nüfusunun üçte ikisinden fazlasını oluşturdukları halde, medyanın kapsadığı konuların yüzde beşinden azı çocuklar hakkında...
TBMM Araştırma Komisyonu'nun verilerine göre Türkiye'de 10-17 yaş grubunda 16 milyon 264 bin çocuk var. Bunların yaklaşık bir milyonu çalışıyor.
Çocukların basında nasıl yer aldığı konusunda Doç. Dr. Mine Gencel Bek'in Medya ve Toplumsal Katılım Araştırması'nın sonuçlarına bir göz atalım.
"Haberlerin yarısından fazlasında çocuk mağdur"
Ocak-Ekim 2005 tarihlerinde Hürriyet, Sabah, Akşam ve Vatan gazetelerinde çocuklarla ilgili 2 bin 874 haber yer almış. Yer alan haberlerin yarısından fazlasında çocuklar mağdur.
Ya suç, şiddet mağduru; ya suça itilmiş; ya kimsesiz; sokağa itilmiş; ya da afet, kaza mağdurları...
Çocuklarla ilgili haberlerde başarı öyküsü, tüm haberlerin yüzde 4.3'ü ya da rakamsal deyişle 123 haber.
Yani yaygın medya tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çocuklar söz konusu olduğunda ya yoklarmış gibi davranıyor, ya çoğunlukla olumsuz örneklerlerle haberleştiriyor. Alın size iki temel hak ihlali...
Rakamlara boğuldunuz, içiniz karardı mı?
Peki, o zaman gelin sizinle birlikte Muğla'nın Göcek İlçesinin İnlice Köyü'ne uzanalım...
Küçük dereleri, derelerde nilüferleri, oyun, spor hatta dans alanlarıyla, hamaklı dinlenme mekânlarıyla düzenlenmiş bir ekolojik kamp alanı. Gölgelikler altında toplantı, sohbet, yemek mekânları, çadırlarında yattığınızda içine gömüldüğünüz su yatakları olan.
Eksi 18 Medya Kampı içinizi açacak...
Etrafta çocuklar var... 14 çocuk.12-16 yaş arası. Bu Ege'nin sıcak ikliminde bile serin olabilen yerin adı eco club in Lycia. Çocukların burada bulunma nedeni ise Gündem Çocuk Derneği'nin 4-12 Ağustos tarihleri arasında düzenlediği, "Eksi Medya Kampı".
Çocuklar, gün boyu yapılan toplantılarda nasıl bir medya istediklerini tartışıyor, kendi medya ürünlerini oluşturma konusunda çalışmalar yapıyor.
Yazılı basın ve İnternet haberciliği konusunda bianet'ten Nilüfer Zengin, gazeteci İrfan Aktan ve ben, belgeseller konusunda haberci Coşkun Aral ve kameraman Aytun Orgül, fotoğraf konusunda foto muhabiri Ercan Aslan bir yandan çocuklarla birlikte çalışıyoruz, bir yandan sordukları haklı ama yanıtı zor sorular karşısında bunalıyor, ama ortaya bir takım ürünler çıkarttıkça da seviniyoruz.
Çocuklarla eşitliği, ayrımcılığı, ırkçılığı tartıştık
Çocuklar eşitlik, ayrımcılık, dayanışma, ırkçılık, güven şiddet ve şiddete özendirme gibi kavramları hem tartışıyor, hem de oynadıkları oyunlarla pekiştiriyorlar.
Çözümler konusunda tartışırken medya çalışanlarını çocuk hakları sözleşmeleri konusunda nasıl bilgilendirebileceklerinin üstünde duruyorlar. Derslerde haklarına ilişkin çok yetersiz bilgi olduğunu vurguluyorlar...
Yetişkinler müdahale edince...
Tartışmalar uzayıp yetişkinler müdahale edince Çocuk hakları Sözleşmesi'nin 13. maddesine gönderme yapıyor: "Her çocuk düşüncesini özgürce açıklama hakkına sahiptir" deyiveriyorlar.
Birey olmada bizlerin çocukluğuna göre çok ilerideler
Ukala değiller, sevimli ve uyanıklar. Farklılar, hem bazı ortak özelikleri, hem de birbirlerin hiç benzemeyen yanları var. Çocuklar ama birey olma konusunda en azından bizlerin çocukluğuna göre çok yol kat etmiş vaziyetteler.
Tartışmalar kızışınca ben "yazı işleri toplantısında kavga olmaz," diyorum.
Nilüfer "çocuklara yalan söyleme," diye beni uyarıyor. Heyecanla bizim katılımımız olmaksızın yapacakları günlük aktivite değerlendirmesinin sonuçlarını bekliyorum. Kaç tane gülümseyen yüz, kaç asık, kaç ifadesiz surat olduğuna göre kendi performansımı değerlendireceğim.
Kampta oynanan "Çin'in Çanları" ve "Kördüğüm" gibi ayrımcılık ve dayanışma ve ortaklaşa çözüm üzerine çok eğlendiğim ve beğendiğim oyunlar hakkında, Gündem Çocuk Derneği tarafından basılı metinler haline getirilerek yayınlanacağını düşünerek detaya girmiyorum. Kamptan çok memnunum.
Acaba iyi mi ettim!
Ayrılırken benim yürüttüğüm faaliyet değerlendirmesinde herkes gülerken ağzı aşağıya inik olarak çizilen o tek yüz aklıma takılıyor. Bir de, iki günlük çalışmanın sonunda yanıma yaklaşıp "Ben bilgisayar mühendisi olacaktım ama bu gazetecilik çok zevkliymiş, fikrimi değiştirdim," diyen çocuk. Yol boyunca düşünüyorum "Acaba iyi mi ettim?" diye! (MÇ/NZ)