Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Şükran Soner, "Gazetecilerin yaygın bir yaklaşımı Emniyet Müdürlüğü gibi haber kaynaklarından aldıkları bilgileri araştırmadan haberleştirmek" dedi.
"Bu muhabirlerin suçu değil. Sosyal güvencesi olmadan çalışan muhabirler işten atılmamak için en çok ses getirecek haberi yapmak zorunda. Bu da çoğu zaman adı açıklanmayan kaynaklara dayanan, doğruluğu kanıtlanmamış bilgiler oluyor."
"Canlı bomba" haberleri
Milliyet ve Gözcü gazetelerinde, geçtiğimiz hafta yayınlanan haberlerde, ölüm orucu eylemi sırasında sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen 10 kişi "canlı bombalar" olarak tanımlanmış, "tehlikeli bir şekilde aramızda dolaşıyorlar" denmişti. Haberde, 10 kişiden sadece Ferhat Ertürk'ün ismi açıklanmıştı.
Güzel'in avukatı Behiç Aşçı, "155 Polis İmdat" servisine gelen ihbarda, Özkan Güzel ve Ferhat Ertürk'ün "kamuya açık yerlerde intihar eylemi yapacakları" ihbarı iddiasıyla Güzel'in kanıt bulunmaksızın tutuklandığını öne sürüyor. Ertürk ise aranıyor.
İhbarda, eylemleri teşvik ettiği iddia edilen Tutuklu Yakınları Derneği (TAYAD) Başkanı Tekin Tangün, sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen Güzel'in tutuklanmasıyla tedavisinin kesildiğini öne sürüyor: "Gazete haberleri 'ihbar tutanaklarına' dayanılarak yapılmış olabilir."
Günçıkan: Tetikçiliktir
Cumhuriyet Dergi yazarı Berat Günçıkan, Milliyet ve Gözcü gazetelerinde yayınlanan haberlerde, medyanın "tetikçilik" yaptığı görüşünde.
"1999'dan bu yana cezaevi ve hastanelere düzenlenen operasyonlarda, 'yaşam hakkı' adı altındaki müdahalelerde ve cinayetlerde, medya tetikçilik görevi üstlendi. Yazılanlar yine bir katliam hazırlığı ve tetikçiliktir."
Yarkadaş: Bilgi çok yönlü doğrulanmalı
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şubesi Başkanı Barış Yarkadaş ise, haberlerin eksik ve tek taraflı yazılmasının yeni "medya mağdurları" yaratabileceğini düşünüyor.
"19 Aralık 2000'deki cezaevi operasyonları sırasında yayımlanan birçok haberin gerçek dışı olduğu sonradan ortaya çıktı. Şimdi de, kısa bir zaman önce, şartlı tahliye edilen tutukluların 'canlı bomba' olmaya hazırlandıkları yazıldı."
Yarkadaş, kişi ya da kurumların gazetecilere dönem dönem bilgi verdiklerini, ancak bu bilgilerin mutlaka çok yönlü doğrulanması gerektiğini hatırlatıyor.
"Milliyet gazetesinde yer alan haberde, suçlanan kişilerin cezaevinden tahliye olduğu anlatılıyor. Yani, muhabir istese o gün bile, suçlanan kişilerden bir ya da bir kaçına ulaşabilirdi. Çünkü, adı geçen kişilerin bir çoğu halen İnsan Hakları Vakfı desteğiyle tedavi altında. "
"Doğrulanmayan bu haber, olası operasyonlara zemin hazırlıyor. Gazeteci haberini yazarken, editör de haberi yayınlarken meslek etiğine uygun davranmak zorundadır."
Soner: Medya kalitesizleşiyor
TGS Başkanı Soner, "medyada tek kaynaktan alınmış bilgilere dayanılarak yapılmış haberlerle sık sık karşılaşıyoruz. Bu haberlerin yayımlanmasının asıl nedeni medyanın giderek kalitesizleşmesi" diyor.
"Köşe yazarlarının yazdıklarında da görüyoruz. Keyfi bir şekilde, çalakalem yazılmış yazılarda, doğruluğu kanıtlanmayan suçlamalara maruz kaldıysanız, yazılanları yalanlasanız da üzerinizde o iddiaların izleri kalır."
Tangün: Güzel hayatını doktor kontrolünde sürdürebiliyor
TAYAD Başkanı Tangün'e göre, yayınlanan haberler ihbarda adı geçen kişilere yönelik saldırı ve tutuklamaların önünü açıyor.
"Sürekli doktor kontrolünde hayatını sürdürebilen Güzel'in feda eylemcisi olabileceği mantığa aykırı. Ertürk de sağlık nedeniyle tahliye edilmişti. Şimdi o da tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya." (ÖG/BB/NM)