Ana Haberde bir dakika ekran kararıyor
Halkın istemediği savaşın, Irak'ta masum sivillerin, kadınların ve çocukların ölmesini önlemek amacıyla başlatılan kampanyaya "GRT" televizyonu ana haber bültenin kesip, ekran karartarak destek veriyor. Bir dakika süreyle ekranda "Savaşa Hayır" ifadesine yer veren "GRT", savaş karşıtı haberleri de en iyi şekilde değerlendiriyor.
"GRT"de her gece, saat 20:00'de, ekran karartılması fikrini ortaya atan "GRT" çalışanı Nihal Yıldırım ile kampanya hakkında konuştuk:
Her gece ekranınızı karartarak savaş tehlikesine dikkat çekiyorsunuz. Üstelik bunu yaparken ana haber bültenini bölüyorsunuz. Bu fikir nasıl oluştu ?
GRT ana haber bülteni saat 19:30'da başlıyor. 30 dakika haber verdikten sonra Gaziantep halkına ışıklarını kapatarak "Savaşa Hayır" demelerini istiyoruz. Aynı anda biz de bir dakika ekran karartıyoruz. Savaşa ilişkin haberler yazmak ve sunmak yerine, barışı öncelik olarak belirleyen bir bülten hazırlama gereği daha ağır basıyor.
Savaş karşıtı gösteri ve protestolar giderek büyüyor. Sizce bu süreçte yerel basına düşen görev nedir?
Yaygın basında çıkan haberlere baktığımızda savaş tamtamlarının çalındığını, savaş lobiciliği yapıldığını ve Amerikan ağzı ile konuşulduğunu görüyorsunuz. "Demir Atlar Geldi", "Dünyanın en büyük indirme birliği", "500 binlik göçe hazırız" gibi barıştan uzak ve insanları matematiksel birer rakama dönüştüren ifadelere yer veriliyor. Bundan son derece rahatsızız. Yerel duyarlılığın zincirleme birbirine geçmesi çok önemli.
Kendi yöresinin etkili basın kuruluşları bu süreçte önemli bir gazetecilik ve yurttaşlık görevi ile karşı karşıya. Çünkü savaş, halk bunu istemese de kapıya dayandı. İlahlar kurban istiyor. İnsanlık hareket geçirilmeli ve bunu da medya hakkıyla yerine getirmeli diye düşünüyorum.
Gaziantep'in savaşa karşı verdiği tepkinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Bence savaş karşıtı duyarlılık yeterli olgunlukta değil. 19 Ocak 2003'te Emek Platformu'nun düzenlediği "Savaşa Hayır Mitingi"nde istenen çoğunluğun sağlanamadığını gözlemledik. Çıkış noktamız biraz da bu oldu. Eğer ekranımızı karartırsak kitlemizi motive ederiz düşüncesinden yola çıkarak saat 20:00'de ekran karartmaya başladık.
Peki şu ana kadar aldığımız eleştiriler ne yönde?
Savaşların insanlık tarihine acı, gözyaşı ölüm ve kanla yazıldığını herkes biliyor. Ekranımızı kararttığımız ve savaş karşıtı haberlere öncelik verdiğimiz için teşekkür edenler de var; Türkiye'nin nasıl olsa çıkacak olan bu savaştan payına düşeni alması gerektiğini söyleyen kafalar da var. Kanın rantı olmaz. Biz olumlu ya da olumsuz tüm eleştirilere rağmen özellikle bölgemizde 20 milyon insanın perişan olmasıyla sonuçlanan bu savaşın olmaması için tavrımızdan ödün vermeyeceğiz.
Savaş karşıtı bu tavrı ne kadar sürdüreceksiniz?
Sonuna kadar varız diyoruz. Ayrıca Türkiye'deki yaygın ve yerel televizyonları da her gece saat 20:00'de ekranlarını karartarak bize destek vermesini istiyoruz. Bağımsız İletişim Ağı (BİA) bu konuda öncü olabilir bence. En azından kendi ağı içindeki yerel televizyonlar aracılığı ile bu tarz bir tepki hareketini Türkiye geneline yayabilir.
Geçmişte, Kardak Kayalıkları'na bayrak çekerek savaş çığırtkanlığı yapan gazeteci anlayışının yerini, zincirleme bir tepki ile ekranlarını bir dakika karartarak "Savaşa Hayır" diyen yerel yayın kuruluşlarının barışçı anlayışı alabilir. Düşünün, her gece saat 20:00'yi gösterdiğinde Türkiye'nin değişik illerindeki 50-60 yerel televizyonu aynı anda ekranını karartırsa neler olur? Gökyüzünde savaş uçakları yerine "Savaşa Hayır" sinyallerinin dolaşması barış güvercinini de mutlu eder.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Tanrısı petrol olanların zalimliği ile mazlum halkların öldürmek istemesine, bu cinayete sessiz kalamayız. Küresel barış taleplerine kulaklarını tıkayan W. Bush ve türevlerine bu dünyanın kendi malları olmadığını gösterme zamanıdır. Ne kazananın ne de kaybedenin olduğu bir dünya istemiyoruz. Biz barış istiyoruz. Bu amaçla hiç değilse bir dakikalığına bile olsa "Savaşa Hayır" diyelim. (BB/NK)