Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı çıkanlara polisin biber gazıyla saldırması, yeni dikilen fidanların sökülerek çöp kutularına atılmasına ekoloji örgütleri tepki gösterdi.
bianet’e konuşan Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA), Doğa Derneği, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ile açıklama yapan Greenpeace doğaya ve doğayı koruyanlara yönelik saldırıların vahim sonuçlar doğuracağını ve Anayasa’daki çevre koruma hakkını ihlal ettiğini hatırlattı.
TEMA: Sonuç kuraklık, sel ve ormansızlaşma
TEMA Çevre Politikaları ve Kurumsal İletişim Başkanı Özgül Erdemli Mutlu Gezi Parkı’nda dikilen fidanların dün kendileri tarafından temin edildiğini, fidanların sökülmesinden büyük üzüntü duyduklarını söyledi.
"TEMA olarak biz çevre ile ilgili tüm projeleri yakından takip ediyoruz. Üçüncü köprünün temeli atıldı, üçüncü havalimanıyla ilgili çalışmalar var, Taksim Gezi Parkı var, bu gelişmelerin hepsi kaygı verici.
"Biz de Taksim Dayanışması içerisinde Gezi Parkı’nın yıkılmaması için mücadele ediyoruz. Dün bizden parka dikmek için fidan talebinde bulundular, biz de fidan ayarladık, o fidanlar parka dikildi. Bugünse o fidanlar söküldü ki buna gerçekten çok üzüldük.
"İstanbul bugün her şeyini kaybediyor. Su havzalarını, tarım alanlarını, meralarını kaybediyor, ormansızlaştırılarak kuraklığa, sel baskınlarına, daha az temiz suya doğru ilerliyor. Burada hangi kurum olduğumuz önemli değil önemli olan duyarlı vatandaşların Gezi Parkı’na gelmeleri, burayı sahiplenmeleri, çünkü biz ordayız."
Doğa Derneği: Ağaçlardan ne istiyorlar?
Doğa Derneği ise doğayı katletmenin geri dönülmez sonuçlar doğuracağını, insanın doğayla ve en önemlisi insanın insanla ilişkisini koparacağını söyledi.
“Uzun süredir Türkiye’deki yöneticiler Hidro Elektrik Santraller (HES), 2B yasası, ÇED yönetmeliğindeki düzenlemeler gibi uygulamalarla doğayla uzun süredir bir savaş yürütüyor. Kırsal kesimde çok önceden başlayan ve yoğun biçimde hissedilen bu savaş artık kentlere de sıçradı. Bugün kentlilerin yaşam alanlarına sahip çıkmaları gerekiyor.
"Bugün İstanbul’da insanları birarada tutan son alanlar yok ediliyor. Ancak burada yok edilen sadece ağaçlar değil, insanın doğayla, insanın insanla olan ilişkisini, insanları birlikte tutan kent kültürünü de yok ediyor. Bu sorunları çözen değil bilakis doğa sorunlarını daha da çoğaltan bir yaklaşım. Bu yaklaşımla doğa ve yaşam alanları ranta feda edilemez.
"Gezi Parkı’na yapılan müdahale aynı zamanda Türkiye’deki yönetim anlayışının farklılığa ve çeşitliliğe ne kadar kapalı olduğunun da göstergesi. İnsanlar neden orada toplanıyorlar? Gölgesinde oturdukları ağacın kesilmemesi, ayaklarını bastıkları şehrin toprağının kaybolmaması için toplanıyorlar. Oradaki o ağaç sadece o insan için oksijen üretmiyor, bu kararı alan yöneticiler için de aynı oksijeni üretiyor. Ne istiyorlar bu ağaçlardan? İnsanlar şehirlerine, kentine ve doğasına sahip çıkmak istiyorlar, o kadar.
Greenpeace: Saldırılar Anayasa'ya aykırı
Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Laetitia Liebert ise doğaya ve doğayı korumak isteyen insanlara uygulanan şiddetin Anayasa’nın 56. maddesi olan çevre koruma hakkını ihlal ettiğini söyledi.
"Bugün bir çalışanımız göz altında, bir aktivist yaralı, Gezi Parkı’nda bulunan yüzlerce insanın sağlığı gaz bombası yüzünden tehlike altında. Bu sabah, insanların kaldığı çadırlar yakıldı, gazdan göz gözü görmeyecek hale geldi. Tüm bunlar, buradaki insanlar Gezi Parkı’na sahip çıkmak istedikleri için yaşandı.
“Gezi parkı bir sembol, burada bulunan insanlar, aslında Türkiye’de son dönemde artarak yaşanan doğa katliamını da protesto ediyor. Hükümet, son dönemde yaptığı bütün projeler ve yatırımlarda halkın taleplerini, ifade özgürlüğünü ve doğayı hiçe sayıyor. Ayrıca Hükümet, Bakanlar Kurulu’nun ormanlık alanları imara açabilmesini sağlayacak yeni bir yasa tasarısıyla çevre yıkımının önünü açıyor.
“Hem doğa kıyımının önünü açan yasalar, hem de doğayı koruyan insanlara gösterilen şiddet, Anayasa’nın 56. Maddesi olan çevreyi koruma hakkının ihlalidir. İnsanların hem çevreyi koruma hakları, hem yaşam hakları, hem de ifade özgürlükleri ellerinden alınıyor burada. Greenpeace olarak biz de Gezi Parkı’ndaki barışçıl direnişi destekliyor ve burada yaşanan şiddetin sona ermesini talep ediyoruz"
Yeşiller ve Sol Gelecek: Yaşam alanlarına saldırı devam ediyor
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Sevil Turan Türkiye'nin dört bir yanında ekolojik mücadeleye hukuk yoluyla darbe vurmanın yolları aranırken Taksim'de yaşam alanlarının korunması için demokratik bir alan örgütlendiğini söyledi.
“Yaşam alanlarına saldırı da devam ediyor, ÇED’sizleştime ile buradaki gibi uygulamaların önü açılıyor. 5 Haziran’da, Çevre Günü’nde meclise, koruma alanlarının kullanıma açılmasına imkan yaratacak olan Tabiatı ve Bio Çeşitliliği Koruma Yasası onaylatılmaya çalışılacak. ÇED’sizleştirme çalışmalarıyla buna destek sağlanacak. Keza bundan önce de Elektrik Piyasası Kanunu (EPK) ile bazı yatırımların çevresel mevzuattan muaf tutulmasının önü açıldı.
“İşte dört bir yandan ekoloji mücadelesine hukuk yoluyla darbe indirilmeye çalışılıyor. Diğer yandan da Taksim’de bir direniş, toplumsal muhalefet alanı örgütleniyor. Biz hükümete ekolojik yıkıma yönelik politikalarına ve anti-demokratik uygulamalarına son vermesi için çağrı yapıyoruz. 1 Mayıs’ta Taksim’de demokrasi çukura gömülmüştü, bugünse Gezi Parkı’nda demokrasi örgütleniyor ve Başbakan’ın bu sese kulak vermekten başka çaresi yok.”
Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkım bu sabah durduruldu. Sabahki müdahalede Greenpeace Enerji Kampanyaları Sorumlusu Cenk Levi gözaltına alındı, ağaçlardan birine sarılarak koruma isteyen Hazar Berk Büyüktunca ise yaralanarak ameliyata alındı. İstanbullular ise kentlerine sahip çıkmak için parktaki nöbetlerine devam ediyor, herkesi 19.00’daki açıklamaya bekliyorlar. (EA)