* Fotoğraf: MA
Mezopotamya Ekoloji Hareketi ve Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyonu Kurulu'nun "Yok etmeye karşı mücadele ve yeniden inşa yolları" çağrısıyla "Ekoloji ve Toplumsal Yıkım Kıskacında Yaşam Buluşması" etkinliği düzenledi.
Forum, panel ve seminerlerden oluşan etkinliğin yapıldığı alana "Tekoşîna civaka ekolojîk tekoşîna kesî ye", "Li dijî faşizmê em bibin daristan", "Xweza çavkaniya jiyanê ye biparêze!", "Tarihine ve doğasına sahip çıkmayanlar geleceği belirleyemez" pankartları asıldı.
Buluşmanın açılış konuşmasını Mezopotamya Ekoloji Derneği Üyesi Derya Akyol yaptı.
Etkinlikte TMMOB İKK Eşbaşkanı Doğan Hatun, Kazdağları'nın korunması için mücadele veren aktivist Melis Tantan, vicdani retçi Zana Aksu, Hevsel Koruma Derneği'nden Zeki Koray, Munzur Özgür Aksın Platformu'ndan Orhan Çelebi, ekolojist Güner Yanlıç ve Umut Sen'den Umut Kocagöz konuştu.
Doğaya karşı savaş
Hasankeyf'teki yıkıma, Hevsel Bahçeleri'nin tahribatına ve 1984'te Botan'daki ekokırıma dikkat çekilen etkinlikte öne çıkan konuşmalar şöyle:
"Türkiye'de ekoloji direnişlerini sıkça görüyoruz. Hasankeyf direnişi buna bir örnek. Covid nedeniyle bir araya gelemedik; ama şunu görüyoruz ki, sistem bu salgını fırsata çevirdi. Krizlerden, krizler aracılığıyla kurtulmak da söz konusu. Bu buluşmada yaşanan tüm bu sorunlara çözüm yollları bulma üzerine konuşacağız." (Mezopotamya Ekoloji Derneği Üyesi, Derya Akyol)
"Devlet doğaya karşı bir savaş başlattı, bunun bir örneği Hasankeyf. Koca bir tarihi olan Hasankeyf'i beton yığınına çevirdiler. Sur örneğinde yine, koca bir tarihimizi yok ettiler. Doğaya ve tarihe düşmanlar. Burada bir mücadele sözü verip çıkalım, doğamıza sahip çıkalım." (TMMOB İKK Eşbaşkanı Doğan Hatun)
Botan'daki ekokırım
"1984 yılında Botan'da ciddi bir ekolojik kırım başladı. Köyler, insanlar, ormanlar yakıldı. Doğa kırımı yaşandı, insan kırımı yaşandı. Şimdi de barajlarla doğa talanına neden oluyorlar. Biz, bunlara karşı ekolojik bir mücadele yürütmeye kararlıyız." (Vicdani retçi Zana Aksu)
"Hevsel Bahçeleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer almasına rağmen ilmek ilmek yok edilmeye çalışılıyor. Bizler de 'Bereketli Hilal'in bir parçasıyız, ama şu an görüyoruz ki büyük talan var. Fırat Nehri'nden şu an bahsedemiyoruz, çünkü barajlar ile yok edilmiş durumda. Ancak bizler diyoruz ki: Dicle'nin kaderi Fırat Nehri'ne benzemesin. Yapılan bazı projeler, direnişlerle durduruldu ancak hâlâ yıkımlar devam ediyor." (Hevsel Koruma Derneği, Zeki Koray)
Munzur özgür aksın
"Tüm çabalarımıza rağmen Munzur Vadisi'ne bir peyzaj yapıldı. Yapılan peyzajın oraya uygun olmadığını defalarca belirttik. Bizim için oradaki en tehlikeli şey maden ocakları. O ocaklar Dersim ve Munzur Dağları'nda açılıyor. Bu sorunlar tüm canlıların sorunları, hepimiz birlikte buna dur demeliyiz. Dersim'de dilimize kültürümüze yönelik sistematik bir şiddet var ve bunu doğa kırımı ile yapmaya çalışıyorlar." (Munzur Özgür Aksın Platformu Orhan Çelebi)
"Maden ocaklarında ve tersanelerde ciddi iş cinayetleriyle karşı karşıyayız. Bunların hepsi ekolojik felaketler. Yani insanların yaşadığı yerlerden çeşitli projelerle yerinden edilmeleri suretiyle işçileşmeleri. Bunun hem ekolojik hem de toplumsal boyutu var. Ve bu sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda gerçekleşiyor." (Umut Sen, Umut Kocagöz)
Etkinlik soru ve cevapların ardından son buldu.
(TY)