Fotoğraf: Bosch işçileriyle dayanışma gününde Münih'Cristoph Breithaupt / IG Metall
Franziska Heinisch'in makalesi, Jacobin dergisininden çevrilerek iktibas edilmiştir.
Alman IG Metall sendikasının Bosch işçileriyle dayanışma için ilan ettiği eylem gününde Münih'te "kendi" fabrikasının önünde duran Giuseppe Ciccone "bu bir felaket," diyor. Az önce onlara hitaben ateşli bir konuşma yaptığı 600 işçinin bir bölümü işlerinin başına döndü, bir bölümü evlerine...
Giuseppe Münih'teki Bosch işletmesinin çalışma konseyi başkanı. Neredeyse kırk yıldır burada, Bosch fabrikasında çalışıyor. 18 yaşında orada iş başı yapmıştı. Fabrika ve işçiler onun hayatının merkezi. "Bir aile gibiyiz" diyor. Ancak, son zamanlarda, fabrikanın geleceği tehlikede ve ailenin üzerinde kriz heyulası kol geziyor.
Bosch, geçen yıl, artık elektrikli otomobillerde kullanılmayacak olan, içten yanmalı dizel ve benzinli motorlar için yakıt pompaları ve valfleri üreten Münih'teki fabrikasını kapatmayı planladığını duyurmuştu.
Yirmi yıl önce yaklaşık bin 600 kişinin çalıştığı fabrikada şimdi yalnızca 260 kişi var. Aslında oldukça küçük bir tesis olmasına karşın, 260 işçinin kapatma planlarına karşı mücadelesi, otomobil sanayisi ve işçilerin geleceği eksenindeki çatışmanın bir modeli olarak görülmeye başladı.
Yukarıdan dönüşüm
Bosch, şimdiye kadar cirosunun büyük bir kısmını içten yanmalı motor teknolojisinden sağlayan otomotiv sanayisinin halen dünyadaki en büyük tedarikçisi konumunda. Sektördeki güçlü konumunu koruması için, şirketin dönüşmesi zorunlu. Bunun için, başka şeylerin yanı sıra, Münih'te yerleşik üretim tesislerini başka yere taşımayı planlıyor. Şirket, halen çalışmakta olanların işlerini güvenceye almaya yönelik bir istihdamı koruma anlaşması çerçevesinde 2005-2017 arasında işçilere 40 milyon Avro ödemiş olsa da, tesislerin küçük bir bölümünü Nürnberg'e, asıl büyük bölümünü de Çekya veya Brezilya'ya taşımayı planlıyor. İnternetteki ana sayfasında "Münih fabrikasında aile gibi bir birlikteliği temsil ediyoruz" diye övünen bir şirket için epeyce şaşırtıcı bir yaklaşım.
Bosch'un Thüringen eyaletindeki Arnstadt ve Baden eyaletindeki Bühl'deki tesisleri için de benzer işten çıkarma planları var. Arnstadt'ta üretimi tamamen durdurmak ve Bühl'de mevcut 3 bin 700 işten binine son vermek istiyor. Şirket, planlarını haklı göstermek için e-mobiliteye geçiş ve şirket yapısının da buna eşlik edecek şekilde düzenlenmesi zorunluluğu bahanesini ileri sürüyor. Bosch, e-mobiliteyi ana işi haline getirme ve "CO2 içermeyen" mobiliteyi bir büyüme fırsatına dönüştürme niyetinde. Elektrikli otomobillerin üretimi içten yanmalı motorlara göre çok daha az işçinin çalışmasını gerektirdiğinden şirket çeşitli üretim tesislerini kapatmak, paradan tasarruf etmek ve işçi sayısını azaltmak amacıyla yeniden yapılandırma bahanesine sığınmak istiyor.
Onlarca yıldır Münih fabrikasında çalışan Miyase Erdoğan için "bunların elektrikli arabalarla hiçbir ilgisi olmadığı" çok açık. Bosch, uzun süredir üretimini "düşük ücretli" denilen ülkelere taşımak istiyordu. IG-Metall ayrıca Bosch'un e-mobiliteye geçiş gerekçesini fabrikaları kapatma planlarının bahanesi olarak istismar ettiğini düşünüyor. Taşınma ve işten çıkarmalar öncelikle daha yüksek kar peşinde koşmakla ilgili. Aslında Bosch, yanmalı motorlardan para kazanmayı bırakmak istemiyor bile, sadece onları daha ucuza getirmek istiyor.
Kapatmaya direniş
Münih fabrikasındaki işçiler kapatmaya razı değiller ve işlerini kurtarmak istiyorlar. Başka şeyler yanında hem Münih'teki tesisi hem de işlerini güvence altına almak için bir alternatif öneri geliştirdiler. Onlara göre içten yanmalı motor üreten tesislerin gelecekte çevre dostu başka ürünler üretmek için kullanılabileceği açık. Ciccone bastırarak, "İstersek, hepimiz onu işletebiliriz" diyor.
IG Metall, 26 Kasım 2021'de Bosch işçileriyle bir dayanışma eylemi günü ilan ederek mücadelede yeni bir evreyi başlattı. Münih, Arnstadt ve Bühl'de toplam 2 bin 500'e yakın işçi geleceklerini savunmak için protesto gösterisi yaptılar. Münih'in doğusunda, Bosch fabrikasının bulunduğu sessiz yerleşim bölgesi müzikle ayağa kalkmış, her yer kızıl bayraklarla donanmıştı. Dört bir yanı hoparlör ağından gelen gürül gürül kavga konuşmaları dolduruyordu. Neredeyse Münih'teki tüm işgücü, fabrikalarının önündeki mitingde bir araya geldi. Stuttgart, Nürnberg, Bamberg ve Blaibach'tan da işçiler Münih'teki arkadaşlarını desteklemeye gelmişlerdi. O sabah Münih'te sokaktaki herkes şunu biliyordu: Bu, herkesle ilgiliydi.
Bosch Grubu'nun yaptıkları, Almanya otomobil sanayisinde epeydir süre giden ve bugüne kadar kadar hep çalışanların zararına sonuç veren kapsamlı yeniden yapılanmanın bir yansısı. Şimdiden on binlerce kişi işten çıkarıldı, Daimler 20 bine yakın işçiyi işten çıkarmayı planlıyor. Ayrıca tedarikçi Continental de çok sayıda tesisi kapatıyor ve 13 bin dolayında çalışanı işten çıkarmayı planlıyor. Geri kalanlar, e-mobilitede arta kalan birkaç iş için birbirleriyle rekabete zorlanıyor. Ciccone, "Dönüşüm devam ediyor" diyor. "Ve sıranın diğer işletmelere gelmesi an meselesi."
Eylem günü çağrısına geniş katılım Ciccone'nin umutlarını yükseltmiş görünüyor: "Bugün birçok Bosch fabrikasının ve IG Metall işçisinin bizimle dayanışmada olduğunu gözümüzle gördük. Ve bu dayanışmanın büyüyeceğine inanıyorum. Dayanışmayı bir kez daha güçlendirmemiz gerekiyor. Ancak o zaman işverenlere bize bunu yapamayacaklarını söyleyebileceğiz. Burada yalnızca 250 kişi olsaydık, hiç şansımız olmazdı. Ancak Bosch fabrikaları, IGM çalışanları, çevre eylemcileri ve şu anda bize katılan diğerleriyle dayanışma sayesinde Bosch bizim çetin ceviz olduğumuzu görecek. Sadece 250 kişi değiliz ve 250 kişiyle uğraşmaya kalkarsan, herkesle uğraşmak zorunda kalırsın."
İklim hareketiyle ittifak
Çevre eylemcilerinin dayanışmasından söz etmek ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir. Ancak bir grup iklim eylemcisi gerçekten Bosch tesislerinin kapatılmasına karşı da kampanya yürütüyor ve eylem gününde de onların yanında yer aldılar.
Fabrikanın kapatılmasına yönelik planları gazetelerde gördükten sonra, işçilerle dertleşmek üzere fabrika kapısına gitmeye başlamışlar. Birkaç hafta süren görüşmelerden sonra, işçilerin başlangıçtaki kuşkuları dağılmış. İklim aktivizmi ve otomobil sanayisi işçilerinin bu az bulunur ama acil ittifakı, "İklim Koruma ve Sınıf Mücadelesi" adlı bir grubun oluşmasına yol açmış.
Ana fikir şu: "İklimi korumak için işten işçi çıkarma çağrısı, iklim hareketiyle Almanya'daki otomobil sanayisinde doğrudan istihdam edilen 800 bini aşkın insan arasında bir yarılmaya neden oluyor ve böylece iklim felaketine karşı ortak mücadeleyi engelliyor. Bunu kabul edemeyiz."
Fabrika kapısı önündeki kişisel konuşmalar, iklim gruplarıyla işçilerin ortak bir dilekçe yazmalarına varmış. Ortak hedefler şunlar: İklimi korumak için işten çıkarmalara hayır! Ekolojik üretime geçişe evet!" İşçilerin büyük bir çoğunluğu dilekçeyi imzalamışlar. Çünkü tedarikçilikte ve otomobil endüstrisinde kapsamlı bir dönüşüm aslında sadece iş kayıplarını telafi etmekle kalmayıp, e-mobiliteye geçişi destekleyecek yüz binlerce yeni iş bile yaratabilir. Ancak otomobil endüstrisinin dönüşümü elektrikli otomobil üretimi ile sınırlı kalmamalı.
Bunun başarısı için iklim ve emek mücadeleleri arasında daha güçlü ittifaklara ihtiyaç var. Bu sendikaların, işçilerin ve iklim aktivistlerinin hemfikir olduğu bir gerçek.
Otomobil endüstrisinde dönüşüm sürecek, bu kesin. Bu geleceği için mücadele eden bir sanayide işçilere güvenli ve iyi iş sağlamakla ilgili. Bu, iklim felaketİyle başa çıkabilmek için sanayinin olabildiğince çabuk dönüşümüne duyulan ihtiyaçla ilgili.
En sonunda da bu, şirketlere, işçilerin ve çevrenin zararına menfaat sağlayan bir dönüşüme karşı koymakla ilgili.
İklim sorunu ciddiyetle bir sınıf sorunu olarak ele alındığında bu tür daha pek çok ittifaka ihtiyaç olduğu ortaya çıkıyor. Münih'teki iklim hareketiyle işçiler arasındaki ittifak örneği otomotiv sanayisindeki mücadelelerin nasıl omuz omuza durarak yönetilebileceğine ve daha önemlisi ortaklaşa örgütlenmenin nasıl başarıya ulaşabileceğine dair zamanı gelmiş bir yanıt sunuyor.
Giuseppe Ciccone ve o gün eyleme gelenler, Münih fabrikasının geleceğinden henüz umut kesmiş değiller. Ciccone, konuşmasında, kendisinin ve diğer kavga arkadaşlarının gerekirse kendilerini makinelere zincirleyeceklerine söz verdi. Onun için, Bosch tesislerindeki işten çıkarmalardan etkilenen etkilenen işçiler ve otomobil sanayisinin üretim ve tedarik zincirlerindeki binlerce işçi için mücadele devam ediyor. Bu iklim hareketi için de aynen geçerli. O yüzden Münih'te oluşturdukları mücadele odağını "İklim Koruma ve Sınıf Mücadelesi" olarak adlandırmaları abartılı bir vaat olarak görülmemeli.
Franziska Heinisch: Siyasal eylemci ve yazar. 2020 sonbaharında, Justice is Global Europe hareketinin kurucuları arasında yer aldı. Mayıs 2021'de "Wir haben keine Wahl Ein Manifest gegen das Aufgeben" (Başka seçeneğimiz yok. Vazgeçmeye karşı bir manifesto) başlığıyla yayınlanan bir kitabı var. |