"Ekokırımın savaş zamanlarıyla sınırlı kalmayan bağımsız bir suç olarak tanınması ve suçun kapsamına dair tanımını yapan bir tasarı metni hazırlandı. Tasarı metniyle Roma Statüsü'ne bağımsız 5. bir suç olarak ekokırım suçunun eklenmesi ve ilgili diğer maddelerde değişiklik önerileri sunulmuş oldu."
Çevre ve ekoloji hareketleri üzerine çalışan Avukat Hande Atay, ekokırımın ulusal ve uluslararası hukuk sistemlerinde suç olarak tanınmasına dair tartışmaları bianet'e anlattı.
UCM'nin 2019'da gerçekleştirdiği Taraf Devletler Kurulu'nda Pasifik Ada Ülkeleri tarafından gündeme getirildi. Ekokırımın insanlığa ve gezegene karşı işlenen suçlar arasında sayılması bağlamında elbette çevre örgütlerinin etkisi büyük. Türkiye'de de İklim Adaleti Koalisyonu, ekokırımın suç sayılmasına yönelik bir çağrı yaptı ve tüm hukukçuları çalışmalarına davet etti. |
Deepwater Horizon petrol sızıntısı
Hukukçular ekokırımı şöyle tanımlıyor: "Dünya ekosistemi veya küresel müşterekler üzerinde ciddi ve daimi değişime yol açan geniş çaplı zarar ve tahribat."
Kavramın tarihçesinin esasen 2010'a uzandığını söyleyen Atay, sözlerine şöyle devam etti:
"Ekokırım, 'Ekokırımı Durdurdun Vakfı' (Stop Ecocide Foundation) kurucularından Britiyanlı avukat Polly Higgins'in BM Hukuk Komisyonu'na sunduğu bir ön tanımla terminolojiye katkısı.
"Higgins'in çıkış noktası ise 20 Nisan 2010'da Meksika Körfezi'nde bulunan ve BP tarafından işletilen sahada gerçekleşen Deepwater Horizon petrol sızıntısıydı. Sızıntı nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, su ekosistemi ve kıyı habitatı büyük zarar gördü, körfezin döküldüğü liman kentlerinden birinde istiridyeler tamamen ortadan kalktı. Bunun yanı sıra bölge halkı geçim kaynaklarından oldu."
İklim grevlerinin etkisi
"Kazadan sonra şirketin karşılaştığı tek yaptırım ceza ve tazminat ödemek ve bir süre ihalelere katılmamak oldu. Ancak şirket, bir şekilde 43 sözleşmeyle yeniden ciddi bir yıkıma yol açtığı Meksika Körfezi'ne geri döndü.
"Şirketin yarattığı ekolojik yıkıma karşı ciddi bir yaptırımla karşılaşmaması ekokırım kampanyalarının temelini oluşturdu. Yangınlar, buzulların erimesi, kasırgalar, rekor sıcaklıklar derken 2019'da Ada Ülkeleri aracılığıyla iklim mülteciliği kavramının somut bir şekilde Avrupa ülkelerinin gündemine girmesi, iklim grevleri, Yok Oluş İsyanı (Extinction Rebellion) gibi uluslararası hareketlerin de caydırıcı bir mekanizma oluşturulması taleplerine ciddi katkısı oldu."
"Bağımsız 5. bir suç"
Avukat Atay, şirketler için son derece kullanışlı olan "Kirleten öder" ilkesine dikkat çekerek, şirketlerin neden oldukları çevre suçlarından ek bütçe ayırarak kurtulduklarını söyledi:
"UCM 2019 yılında Taraf Devletler Kurulu'nda Pasifik Ada Ülkeleri tarafından yeniden gündeme getirilen ekokırım suçu, Haziran 2021'de Ekokırımı Durdurun Vakfı girişimiyle 12 kişilik bir uzman heyetiyle yeniden ele alındı. Ekokırımın savaş zamanlarıyla sınırlı kalmayan bağımsız bir suç olarak tanınması ve suçun kapsamına dair tanımını yapan bir tasarı metni hazırlandı.
"Tasarı metniyle Roma Statüsü'ne bağımsız 5. bir suç olarak ekokırım suçunun eklenmesi ve ilgili diğer maddelerde değişiklik önerileri sunulmuş oldu."
Yeryüzünü tehlike suçundan korumak
Tam da bu nedenle ceza hukuku ile caydırıcı bir tehlike suçu oluşturma taleplerinin yaygınlaştırıldığını söyleyen Atay, sözlerine şöyle devam etti:
"Çevre hukukunun temel ilkesi ekolojik felaketleri, zarar meydana gelmeden önlemektir. Ancak ulusal ve uluslararası hukuk düzeyinde bu, 'kirleten öder ilkesi' ve idare, özel hukuk mekanizmalarıyla sınırlı kaldı. Gelinen noktada ekolojik krizin artık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşması, çevresel zararların meydana gelmeden önlenmesi ihtiyacını doğurdu.
"Şirketlerin neden oldukları zararların sorumluluğundan sadece ek bir bütçe ayırarak kurtulması yerine ceza hukuku ile caydırıcı bir 'tehlike suçu' oluşturma talepleri yaygınlaşmaya başladı.
"Ekokırımın uluslararası düzlemde, bağımsız bir suç olarak tanınması bu yüzden öncelikle caydırıcı bir mekanizma kurulmasını sağlayacak. Aynı zamanda devletlerin iç mevzuatlarındaki çevre suçları düzenlemelerini gözden geçirmeleri ve insan haklarından doğa haklarına doğru genişleyen ihtiyaçla paralel olarak doğa varlıklarını, yeryüzünü 'tehlike suçu' yönünden koruyan nitelikte düzenlemeler yapmalarının önünü açacak.
Kampanyanın amacı bu yüzden ekokırımı sadece bir suç olarak tanımlamaktan ziyade, ekokırıma dair 'önleyici' bir hukuk oluşturmak."
İklim Adaleti Koalisyonu'nun çağrısı
İklim Adaleti Koalisyonu, tüm baroları ve hukukçuları ekokırımın suç olarak tanınmasına destek olmak isteyen herkesi koalisyonla iletişime geçmeye davet etti.
Koalisyon, yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi:
"Glasgow'da halkların zirvesi organizasyonundaki bir toplantının da ana konusu olan, iklim ve ekoloji mücadelesinin omurgasını oluşturacak ekokırım kavramı üzerine çalışmalar, uluslararası düzeyde hâlâ sürüyor.
EKOKIRIM SUÇ OLARAK TANIMLANMALI!
— İKLİM ADALETİ KOALİSYONU (@iklimadaleti_k) April 24, 2022
Bu süreç için çalışmalara başladığımızı ilan ediyor, tüm baroları, hukukçuları, destek olmak isteyen tüm kurum ve kişileri koalisyonumuzla iletişime geçmeye, #ekokırım ın suç olarak tanımlanması mücadelesini birlikte yürütmeye çağırıyoruz. pic.twitter.com/AVCoUYtFZy
Kelimenin kökeniEkokırım kelimesi, Antik Yunanca'da "ev, yakın çevre" anlamına gelen; yıllar içinde habitat olarak anılan oikos (eko) ile Latince caedere (katletmek) fiilinden gelen "cide"nin birleşmesinden oluşuyor. Kelimenin kökeninde soykırım (genocide) kelimesinin de etkisi var. Ekokırımın ulusal ve uluslararası arenada suç olarak sayılması, yeni bir tartışma gibi görünse de evveliyatı 2010'a uzanıyor. Ekokırımı Durdurdun Vakfı (Stop Ecocide Foundation) kurucularından Britiyanlı avukat Polly Higgins'in bir katkısı, ekokırımın tanımı. |
(TY)