Gazeteciler Hakkı Özdal ve Bahadır Özgür, hazırladıkları “2023 Şubat Depremleri Raporu: Mülksüzleştirme, Sermaye Transferi ve Kentlerin Yeniden Talanı” başlıklı raporu bugün kamuoyuyla paylaştı. İstanbul’daki Taksim Hill’de düzenlenen basın toplantısına, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de katıldı.
Özdal ve Özgür, 6 Şubat’taki Maraş merkezli depremin ardından bölgede birçok kenti ve köyleri dolaştı, gözlemlerini rapora aktardı.
Sosyal, politik, iktisadi, idari sonuçlar
Rapordan öne çıkan tespitler şöyle:
- 6 Şubat depremleri, birincil ve etkin sonuçları yıkım bölgesinde yaşanmakla birlikte; sosyal, politik, iktisadi, idari sonuçları bakımından ülke ölçeğinde etkilidir ve bu ölçekte sonuçlar doğurması beklenmelidir.
- ‘Devlet’, genellikle üç ya da dördüncü günden itibaren, çoğunlukla da kolluk güçleriyle ortaya çıkmaya başladı. Devlet görünmeye başladığı andan itibaren, halkın kendi inisiyatifiyle oluşturduğu ya da bölgeye devletten daha önce ulaşan gönüllüler ile sendikalar, meslek odaları ya da az sayıdaki sivil örgütlerin oluşturduğu dayanışma ağ ve merkezlerine AFAD adına el koymaya başladı.
- Pazarcık, Narlı, Adıyaman, Elbistan gibi yerlerde özellikle cemevleri etrafında oluşan işleyişlere müdahale etti. Dayanışma bu nedenle kimi durumlarda (ilaçların ihtiyaç sahiplerine el altında dağıtılması gibi yollarla) gizlilik içinde yürütüldü.
- Depremzedeye haftalarca temiz su götürememenin, geçici barınma merkezlerini inşa edememenin veya daha ilk günlerden başlayarak arama kurtarma çalışmalarının ihtiyaç duyduğu ekipmanların yoksunluğunun esas nedeni, bunları yerine getirebilecek kamusal nitelikte bir kurumun kalmamasıdır.
- Yapılan afet müdahale planı, kâğıt üstündeki haliyle dahi, bilimsel gerçekliklerden, teknik bilgi ve geçmiş deneyimden tamamen yoksun, baştan savma ve ‘şeklen’dir.
- AFAD arama-kurtarma ekiplerinin koordinasyonu için gerekli iletişim faaliyeti GSM şebekeleri üzerinden planlanmış, afet müdahalesi için davranacak ekiplere, telsiz ya da uydu haberleşmesi gibi daha işlevli, dayanıklı araç ve yöntemler tahsis edilmemişti. Türkiye’nin ‘ulusal afet planı’ kâr odaklı GSM şirketlerinin insafına terk edilmiştir.
- 6 Şubat depremlerinin yıkıcı etkisine maruz kalan kentlerde toplam 305 bin 102 kaçak binaya 2018 tarihli son imar affı kapsamında yapı kayıt belgesi verildi. İmar ruhsatı için gerekli zemin incelemelerinin gerektirdiği maliyetin neredeyse 1/10’u ücretlerle, özel denetim şirketlerinden yapı onayları alınmıştır. Bu vahim durum kamu binaları için dahi geçerlidir. Mühendisler, mimarlar ve onların teknik bilgi ve deneyimleri devreden çıkarılmış, bunun yerine ‘diploma ticareti’ başlamıştır.
- Maraş, Hatay, Malatya, Adıyaman, Antep, Urfa, Diyarbakır, Kilis, Osmaniye, Adana ve Elazığ illerini kapsayan afet bölgesinde Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 14 milyon 196 kişi yaşamaktadır. Bu sayı ülke nüfusunun yüzde 16,4’üne tekabül etmektedir.
- Ayrıca, resmi verilere göre ülke genelindeki yaklaşık 3,5 milyon geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli nüfusun yarısı bu 11 kentte yaşamaktadır. Bunun, bölgede özellikle küçük ve orta sanayide ucuz göçmen emeği sömürüsüne dayalı kârlar üzerindeki etkisi açıktır.
(AS)