Seçmeli Protokol, kişilerin özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları gözaltı merkezleri, cezaevleri, hastaneler, çocuk bakımevleri, ıslahevleri, psikiyatri/ruh sağlığı merkezleri, göçmen veya sığınmacı merkezleri gibi her türlü özel veya kamusal yerlerin bağımsız ulusal ve uluslararası organlar tarafından düzenli ziyaretler yoluyla denetimini öngörüyor.
"Alıkonulma koşullarının insan hakları standartlarına ve tıbbi etik ilkelere uygun biçimde iyileştirilmesi sağlanmalıdır" diyen TİHV, Adana Dr. Ekrem Tok Hastanesi'ndeki olaylarla ilgili bağımsız araştırma ve inceleme heyetinde yer almaya ve her türlü katkıyı sunmaya açık olduğunu da bildirdi.
Hastanede kötü muamele CPT Raporunda da yer almıştı
Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), son raporunda Adana Ekrem Tok Hastanesi'ni de incelemiş ve "Adana'da hastaların yaşam koşulları kaygı verici" demişti.
CPT raporu, birimlerde aşırı kalabalık olduğunu, hastaların yerlerde, bazen altlarında şilte olmaksızın yattığını, yataklarını paylaşmak zorunda kaldığını belirten rapor, yapı tasarımının da tutukevi benzeri olduğuna, birimlerin giriş kapılarında hapishanedekilere benzer parmaklıklar bulunduğuna dikkat çekmişti.
Komite, raporda, yer darlığı nedeniyle, tecrit hücrelerinin normal konaklama yerleri olarak kullanıldığı, kabul edilemez durumda olduğu bilgisine de yer verdikten sonra, Adana'daki yaşam koşullarıyla ilgili bir soruşturma açılmasını ve koşulların düzeltilmesini istemişti.
Adana'da EKT de sorunlu
CPT, uluslararası standartlara göre işkence kapsamına giren anestezisiz elktrokonvülsif tedavinin (EKT) de hastanede yaygın olarak kullanıldığına dikkat çekmiş; Türkiye'nin bir an önce Ruh Sağlığı Yasası'nı çıkarması gerektiğini belirtmişti.
Rapora göre, Adana'da EKT tedavisi için hiçbir yazılı rıza da alınmıyordu. (TK)