Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP) okullar açılırken eğitimin sorunlarına değinen ve çözüm önerilerinin yer aldığı bir rapor yayımladı.
“Okul Yolu Sorun Dolu” başlıklı raporun tanımında konuşan partinin eş sözcülerinden Sevil Turan okullara ayrılan kaynak yetersizliğini vurguladı. Eğitim bütçesinin GSYİ hâsılanın en az yüzde 6'sına, yükseköğretim bütçesinin ise en az yüzde 3'üne yükseltilmesi gerektiğini belirtti.
Dershanelerin hem eğitimcileri hem de öğrencileri sömürdüğünü hatırlatan Turan, dershanelerin kapatılması kararını olumlu ise de bunun nasıl gerçekleştirileceğinin önemli olduğunu anlattı.
Eğitimci Alaaddin Dinçer de dershanelerin etüt merkezi adı altında sürdürüleceğini söyledi.
Okuların ödenek ayrılması gerektiğini belirten Dinçer, ideal olanın okulların yerel yönetimlere devredilerek, merkezi bütçeden yerel yönetimlere kaynak ayrılması olduğunu dile getirdi.
YPSG’nin raporu hazırlayan Eğitim-Emek Grubu’ndan Cem Yalçın da eğitim sisteminin altyapısının yönetmeliklere uygun olmadığının altını çizdi. Seçmeli derslerin hala belli olmadığını, 10 kişinin seçtiği seçmeli dersin açılmasının zorunlu olduğunu ancak pratikte her dersin öğretmeninin bulunmadığını örnek gösterdi. Bazı derslerin pratikte “zorunlu seçmeli ders” haline geldiğini anlattı.
Çocuk işçiliğine düzenleme
Raporda vurgulanan sorunlar arasında da kaynak sorunu yer aldı. Eğitim bütçesinin yükseltilmesinin yanı sıra bu artışlara paralel bakanlığın bütçesinden her okula yıllık gereksinimlerini karşılayabileceği kadar ödenek ayrılması ve bu ödeneğin okul ya da özel idare bütçelerine aktarılması gerektiği belirtildi.
Raporda yer alan tespitlerden bazıları şöyle:
* 66 aylıkların birinci sınıfa başlatılmasının ardından okulöncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 63'ten yüzde 44'e geriledi.
“Okulöncesi eğitimin zorunlu olma süreci hızlandırılmalı ve 60-72 ay çocuklarının tamamını kapsamalıdır. Zorunlu olan bu eğitim sürecinde velilerden hiçbir para talep edilmemelidir.”
* Çocuklar başta sanayide olmak üzere değişik sektörlerde her türlü sömürüye açık, ucuz iş gücü ve sosyal güvenceden yoksun olarak çalıştırılıyor.
“16 Yaşından sonra çalışan çocukların uluslararası çalışma normlarına kavuşturulması,16 yaşından önce çocuk işçi çalıştırmanın yasaklanması doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalı, cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.”
* Sokakta yaşayan bütün çocuklar gerekli iyileştirme süreçlerinin ardından devlet güvencesine alınmalı, sosyal güvenlik kurumlarının bünyesine dahil edilmelidir.
Sınav sayısı azaltılmalı
Raporda yapılması gerekenler başlığı altında getirilen önerilerden bazıları ise şöyle:
* İkili eğitimi sonlandıracak okul ve derslik yapımı hızlandırılmalı, 24 öğrencili sınıflarda tam gün eğitime geçilmelidir. Nitelikli eğitim için sınıflarının kalabalık, eğitim düzeninin sabahçı ve öğlenci, yöneltmesiz, sosyal ve kültürel etkinliksiz olmaması gerekir.
* Eğitimcilerin veli ve öğrencilerle parasal her türlü ilişki biçimleri sona erdirilmelidir.
* Sınavlar çocukların psikolojisini bozmaktadır. Çocukların girdiği sınav sayısı azaltılmalı, bilgiyi ölçen sıralama sınavı yerine sınıf içi etkinliklere katılımı, ilgiyi ve beceriyi, davranış kazanımlarını ölçen program temelli değerlendirme ile rehberlik ve yöneltme esas alınmalıdır.
Dershaneler kamulaştırılmalı
* Tüm özel öğretim kurumları ve dershaneler sahiplerinden satın alınarak kamulaştırılmalı, çalışanları kamu güvencesine kavuşturulmalı, kadrolu çalışma esasına göre istihdam edilmelidir.
Kamulaştırılan bu kurumlar; rehberlik ve psikolojik danışmanlık merkezlerine, halk eğitim merkezlerine, bilgi evlerine, halk kütüphanelerine dönüştürülmelidir. Söz konusu kurumlarda verilen hizmet ücretsiz olmalıdır.
Eğitim çalışanlarına iş güvencesi
* Ortaöğretim, çok amaçlı ve program seçmeli alanlardan oluşmalıdır. Bu alanlar; fen, sosyal, teknik ve sanat/dil bölümleri olarak yeniden düzenlenmelidir. Üniversiteye geçiş sistemi ortaöğretimdeki alanlarla ilişkilendirilmeli, öğrencinin başarılı olduğu alan/program üzerinden gideceği yüksek öğretim programı ile ilişkilenmesi ve sınavsız geçişi sağlanmalıdır.
* Ücretli, usta öğretici adı altında yürütülen istihdam şekline son verilmeli, eğitim kurumlarında çalışanların tümü iş güvenceli olmalıdır.
İşyerlerinde ücretsiz kreş
* 4. sınıflarda okutulan İngilizce dersleri 3 saat yerine 2 saate çekilmeli, 2. ve 3. sınıflarda 2 saat İngilizce dersi konulmalıdır.
* 50 eğitim emekçisinin bulunduğu tüm işyerlerinde kreş açılmalı, kreş hizmeti ücretsiz olmalıdır.
Ekoloji dersi
* Eğitimin sınavlara, içeriğin niteliksiz müfredata, sınıfta kalmaya, okulu terke ve devamsızlığa dayalı olmaktan kurtarılmalıdır. Müfredat içeriklerinin de toplumsal çeşitliliğe uygun olması ve her türden ayrımcılıktan arındırılması sağlanmalıdır.
* Ekolojik dengenin önemi ve çevrenin korunması bilinci eğitim yoluyla çocuklara verilmelidir. Bu anlamda müfredat konuları arasında mutlaka bu konuya yer verilmelidir.
Anadilinde eğitim
* Eğitim süreçlerinin tüm aşamalarında her türlü cinsiyet ayrımcılığı sona erdirilmeli, tüm kültürel farklılıkların kendilerini ifade edebilme ve kültürlerini programlarda bulabilmelerine olanak tanınmalıdır.
Anadilinde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır.
Eğitim konseyi
* Bakanlık merkezinde üniversitelerden, MEB'den, TÜBİTAK'tan, basın yayın organlarından, alanla ilgili demokratik kitle örgütlerinden temsilcilerin katılımı ile "Eğitim ve Bilim Konseyi" kurulmalıdır.
Konsey tüm eğitim ve bilim kurumlarının eşgüdüm ve koordinasyonunun sağlamakla yükümlü olmalı, eğitim ve bilim politikalarının oluşturulmasında tavsiye niteliğinde karar almalı, eğitim politikalarının oluşturulmasına katkı sunmalıdır. Aynı konseyin yerellerde alt örgütlenmeleri olmalıdır. (YY)
YSGP 'nin raporuna buradan ulaşabilirsiniz.