*Fotoğraf Galerisi için tıklayınız.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim - Sen) "Demokratik, kamusal, parasız, nitelikli eğitim; örgütlü güvenceli çalışma hakkı ve demokratik yaşam" talebiyle düzenlediği mitinge, Türkiye'nin farklı illerinden gelen sendika üyeleri katıldı. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, gençlik örgütleri ve dernekler de mitinge destek verdi. Ankara Valiliğinin "yasak" ilan etmesine rağmen dzenlenen mitinge yaklaşık 10 bin kişi katıldı.
Kurtuluş Parkı'nda toplanan gruplar kortej oluşturarak, Ziya Gökalp Caddesi'den Kızılay'a yürüdü. Polisin güvenlik önlemi aldığı yürüyüş boyunca Ziya Gökalp Caddesi araç trafiğine kapatıldı. Yürüyüş Selanik Caddesi girişinde sona erdi. Mitin alanında Türkçe ve Kürtçe şarkıların çalındı, halaylar çekildi.
Eğitimciler taleplerini sıraladı
Eğitimciler taşıdıkları döviz, pankart ve lolipoplarda taleplerini yazmıştı:
"Ücretli köleliğe hayır!", "Toplu sözleşme hakkımız grev silahımız", "Kadrolaşmaya hayır", "Öğrencime ücretsiz süt, gıda ve temiz su", "Bütün çocuklara okul öncesi eğitim", "Depreme dayanıklı okul" , "Çocuklara ücretsiz sağlık taraması", "Her çocuğa kreş", "Anadilde eğitim", "Vergide adalet istiyoruz", "Ne dikta ne dikte yaşasın özgür demokratik anayasa", "Eşit işe eşit ücret."
“KPSS Mezara, Öğretmenler Kadroya!”
Uzun süredir örgütlenme mücadelelerini sürdüren ve en son 31 Ocak’ta kendileri de bir miting gerçekleştirilen Atanması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) da iller bazında katılım gösterdi. Amasya AYÖP temsilcisi Hüseyin Alper Uysal KPSS’ye giren aday sayısı üzerinden tahminle 327 bin öğretmenin atanmayı beklediğini ve her yıl mezun olan 40 bine yakın adaydan yalnızca 10 bin kadarının atanabildiğinden söyledi.
Ardından hemen tam gün, kadrolu iş ve güvenceli istihdam ile KPSS’nin kaldırılarak daha objektif bir atama sisteminin getirilmesini temel talepleri olarak sıraladı.
AYÖP’ün mücadelesinde kurucuları arasında yer alan, KPSS’ye hazırlanırken kanser hastalığına yakalanan Şafak Hoca (Şafak Bay) ve ücretli öğretmenlik yaparken geçtiğimiz ay yaşamına son veren Fikret Hoca (Fikret Ercan) sembol isimler. Tüm illerden platform üyeleri onların fotoğraflarını taşıyorlardı.
İntihar eden genç anıldı
Mitingte Yüksek Öğretime Giriş Sınavı (YGS) öncesi, ailesinin dershaneye borcu nedeniyle Muğla'da intihar eden 18 yaşındaki genç de anıldı. Katılımcılar, "Ücretsiz eğitim" sloganları attı.
Mitingte konuşma yapan Eğitim - Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, "AKP hükümeti daha önceki hükümetlerin izinden giderek eğitimi ticarileştirip, neredeyse tamamen paralı hale getirdi. Bir taraftan okullara yeterli ödenek ayırmayarak kamusal eğitimi kaderiyle başbaşa bırakırken, özel öğretim kurumları her fırsatta desteklendi. Şimdi 'Dershane sorununu çözeceğiz' diyorlar. Çözüm önerileri de dershaneleri özel okula çevirmek."
Hükümetin anayasa paketini de eleştiren Kılıç, "AKP 12 Eylül'ün açtığı yoldan ilerliyor. Sendikal hakları budayan 12 Eylül rejimi altın yıllarını yaşıyor. 'Demokratikleşme paketi' diyorlar ama nerede kamu emekçilerinin grev hakkı? Nerede Anadilde eğitim, nerede zorunlu din dersleriyle YÖK ile ilgili düzenleme?" diye sordu.
Türk'e atılan yumruk protesto edildi
Kamusal, parasız, nitelikli, demokratik ve çocukların kendi ana dillerinde eğitim istediklerini söyleyen Kılıç, sözleşmeli, geçici, ücretsiz, taşeron çalıştırmaya karşı kadrolu çalıştırma ve işsiz öğretmenlerin atamasının yapılması talebini de yineledi.
Kılıç, eski Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırının demokratikleşmeye atılan bir yumruk olduğunu savunarak, "Attıkları her yumruk, tersine demokratikleştirmeyi hızlandıracaktır" diyerek noktaladı. Konuşma sırasında mitinge katılanlar da sloganlarla Türk'e saldırıyı protesto etti.
Genel grev çağrısı
Kamu Emekçileri Konferedasyonu (KESK) Başkanı Sami Evren ise mitingte hükümetin anayasa taslağını eleştiren bir konuşma yaptı:
"Demokratik bir anayasa olmazsa, kamusal alan, kamu vicdanı, eğitim hakkı, sağlık hakkı, barınma hakkı güvencede olmaz! Ülkenin demokratikleşmi için kamu emekçileri, işçiler; Aleviler ve Kürtlerle uzlaşmaları gerekir!"
Evren konuşmasında 1 Mayıs'ta alanlarda olacaklarını söyleyerek tüm kamu emekçilerini 1 Mayıs'ta Taksim meydanına çıkmaya ve 26 Mayıs'ta yapılacak genel greve katılmaya çağırdı.
TEKEL, İSDEMİR ve İSKİ işçileri de alandaydı
“Kamusal eğitim, kadrolu ve güvenceli çalışma, demokratik yaşam için alanlardayız” diyen eğitim emekçilerine destek veren ve aynı zamanda kendi taleplerini seslendiren işçiler de bugün alanlardaydı.
4-C’ye karşı verdikleri mücadeleyle Ankaralılar’ın yakından tanıdığı, daha Nisan ayının başında yeni eylem planlarını açıklamak için Sakarya’da basın açıklaması yapmak isterken inanılmaz bir polis terörüyle karşı karşıya kalan TEKEL işçileri de bugün eğitim emekçileriyle omuz omuzaydı.
2002’de işten çıkartılan ve 4-C statüsünde işlerine iade edilen ancak özelleştirme kapsamında kendilerine verilmesi gereken %11’lik hisseyi alamayan ve bunun mücadelesini veren 10 bin işçi adına İSDEMİR işçileri de yürüyüşteydi. “”Bu pankartlar 7 yıl önceki pankartlarımız. Biz de bu 7 yılda nasıl mücadele edeceğimizi öğrendik.” diyen işçiler Yargıtay’ın onayladığı ama bürokrasinin engellerine takılan kararın uygulanması için suç duyurusunda bulunduklarını belirttiler.
35 gün önce işten çıkarılan 600 İSKİ çalışanı adına yürüyüşte olan işçiler TEKEL’e destek vermek için 1 Nisan’da da geldiklerini, bugünse onlara en büyük desteği veren KESK’le dayanışma için Ankara’da olduklarını ifade ettiler.(SP-BB/EÜ)