Çolak, sendikanın tüzüğündeki "anadilde öğrenim hakkı" ile ilgili maddenin daha önce Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca açılan dava sonrası değiştirildiğini ve yasaya aykırı bir durum görülmediğini söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın dava dosyasında yer alan yazısına değinen Çolak, tüzükle ilgili incelemelerin yalnızca Çalışma Bakanlığı'nca yapılabileceğini belirtti. Genelkurmay Başkanlığı'nın yetkisi olmayan bir konuda görüş bildirdiğini vurguladı.
Çetin: Uluslar arası hukuk bağlayıcıdır
Davayı bianet'e değerlendiren avukatlardan Fethiye Çetin, Türkiye'nin iç hukuktaki çelişkililerde uluslar arası sözleşmeleri dikkate aldığını söyledi.
Buna göre Birleşmiş Milletler Siyasal ve Kişisel Haklar Sözleşmesi ile Lozan Antlaşmasının 39/4 maddesine göre Türkiye vatandaşlarının, kendi dilleri olan Türkçe dışındaki dillerde eğitim ve öğrenim görebileceğini vurguladı.
Çetin, iddianamedeki Anayasaya aykırılık ifadelerinin, uluslar arası sözleşmeler göz önüne alındığında geçersiz olduğunu, buna göre davanın ilk duruşmada düşeceğini savundu.
Çetin, Genelkurmay Başkanlığı'nın bakanlıklara gönderdiği yazıyla savcıları ve yargıyı etkilemeye çalıştığını ve uyum yasalarının hiçe sayıldığını söyledi.
Kanar: Hukukçular sendikaya sahip çıkmalı
Av. Ercan Kanar ise "Geçmişte de Genelkurmay Başkanlığı'nın istemleri doğrultusunda bir çok insan hakları savunucusuna dava açıldı, yargı yönlendirilmeye çalışıldı. Genelkurmayın müdahalesi hukuk dışıdır. Bu dava, özellikle hukukçuların yargının bağımsızlığına sahip çıkması açısından önemlidir. Halkların kardeşliği için çaba gösteren ve güçlü bir sendika ve Eğitim-Sen'e destek verilmelidir" diye konuştu.
Genelkurmay'dan Eğitim-Sen yazısı
Genelkurmay Başkanlığı, 27 Haziran 2003 tarihili bir yazıyı Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne göndererek, Eğitim-Sen'in tüzüğündeki anadilde eğitim hakkına ilişkin maddenin Anayasaya aykırı olduğunu belirtti.
Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Köksal Karabay imzalı ve "Genelkurmay Başkanı namına" ibareli yazı sonrası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Ankara Valiliği'ne bir yazı göndererek, tüzükteki "anadille ilgili ifadelerin" Anayasaya aykırılığını öne sürdü, ifadenin tümden çıkarılmasını istedi.
Yazıda, Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamaları gerekçe gösterildi. Çalışma Bakanlığı, 2002'de verdiği kararda ise Eğitim-Sen'in tüzüğündeki anadilde eğitime ilişkin ifadelerle ilgili "yasaya aykırı bir durum olmadığını" belirtmişti.
Eğitim-Sen'liler davaya karşı eylem yapacak
Ankara Valiliği talebiyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcığılı'nca açılan Eğitim-Sen'in kapatılması ve yedi üyesinin cezalandırılmasına ilişkin davanın ilk duruşması 13 Temmuz' da Ankara 2 İş Mahkemesi'nde görülecek.
Dava öncesi 11 Temmuz'da farklı illerden gelen Eğitim-Sen üyeleri Ankara' da buluşarak davayı protesto eden bir eylem gerçekleştirecek.
Savcı ve Genelkurmay'ın gerekçeleri aynı
Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu iddianamede, Genelkurmay Başkanlığı'nın gerekçelerine benzer ifadelerle "Anadilde öğrenim hakkıyla ilgili tüzük değişikliğinin yapılmadığı" öne sürüyor.
Dava dosyasında yer alan Genelkurmay Başkanlığı yazısında ise şu ifadeler yer alıyor:
* Eğitim-Sen'in tüzüğünün, sendikanın amaçlarının açıklandığı 2. madde b sırasında 'Bireylerin ana dillerinde öğrenim görmesini ve kültürlerinin geliştirmesini savunur' ifadesi yer almaktadır.
* Bu ifadenin Anayasanın 3. maddesindeki 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe'dir' ve 42. maddesindeki 'Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez' hükümlerine aykırı olduğu değerlendirilmektedir.
"Gerekçeler uyum yasalarına aykırı"
Eğitim-Sen'in avukatı Zühal Çolak, bianet'in sorusu üzerine Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde çıkarılan yasalara değinerek, farklı dil ve lehçeler eğitim verilmesine olanak sağlayan "anadilde eğitim yönetmeliğini" hatırlattı.
Sendikanın yaptığı tüzük değişikliği sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'na aykırı bir durum görmediğini belirtti.
Çolak, "Sendikanın anadilde eğitim verme faaliyeti yok, yalnızca bireylerin kültürlerini geliştirmesi için farklı dillerde eğitimi savunuyor" dedi:
* Farklı dil ve lehçelerin öğrenimine izin veren 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu, ve bu kursların Milli Eğitim Bakanlığı'nın denetiminde olduğunu göz önüne alarak, uyum yasalarındaki değişikliklere de bağlı olarak davanın ilk celseden reddedilmesini bekliyoruz.
* Genelkurmay Başkanlığı'nın sendikanın tüzüğü hakkında böyle bir yazı hazırlamaya yetkisi yok. Sendikanın tüzüğüyle ilgili yasaya aykırılıkların ancak Çalışma Bakanlığı'nca tespit edilebilir. Zaten bakanlığın, tüzükle ilgili 'yasaya aykırı bir durum görülmediğine' ilişkin bir kararı mevcut.
* Tüzükte, temel eğitimin Türkçe verilmesine karşı bir ifade yer almıyor. Sendika, vatandaşların kendi dil ve kültürlerini geliştirebilmeleri için, uluslar arası sözleşmelerle de güvenceye alınan bir hakla, anadillerinde eğitim alabilmelerini savunuyor.
Savcılıktan takipsizlik kararı
Eğitim-Sen'in tüzüğünün 2. maddesinin b fıkrasında şu ifadeler yer alıyor:
"Toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitim görmesini, bireylerin anadillerinde öğrenim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur."
2002'de, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası'nın çıkmasının ardından Eğitim-Sen tüzüğünü onaylamayarak geri göndermiş, tüzük değişikliği sonrasında Ankara Valiliği'nin başvurusu üzerine soruşturma açılmış, ancak savcılık takipsizlik kararı vermişti.
Tüzük değişikliği sonrası 2. maddedeki "kendi anadilinde" ibaresi "Bireylerin anadillerinde öğrenim görmesi" olarak değiştirilmişti.
2003'te ise Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğü adına, Vali Yardımcısı Ramazan Urgancıoğlu sendikaya bir yazı göndermiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın yazılarını gerekçe göstererek "bireylerin anadillerinde öğrenim görmesini ... savunur" ifadesinin tüzükten çıkarılmasını istemişti. Yazıda Genelkurmay Başkanlığı'nın Anayasaya aykırılık ifadeleriyle benzerlikler yer almıştı.
Eğitim-Sen'in 200 bine yakın üyesi var
Eğitim-Sen Türkiye genelinde 98 şube ve 315 temsilciliğe sahip ve 200 bine yakın üyesi olan bir sendika. Ayrıca, 149 ülkeden 284 eğitim sendikasının oluşturduğu Eğitim Enternasyonali'nin de üyesi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı olan sendika, 1970'lerde Türkiye Öğretmenler Birliği Derneği (TÖBDER) ile başlayan eğitimcilerin örgütlenme çalışmasını, 1995'ten bu yana Eğitim-Sen adıyla devam ettiriyor.(ÖG)