Ankara 2. İş Mahkemesinde bugün (Salı) görülen davada, sendika avukatı Kazım Genç, duruşmada Cumhuriyet Savcısının bulunmadığını belirterek, davanın işlemden kaldırılmasını istedi.
Eğitim-Sen'in örgütlü olduğu il ve ilçelerden gelen üyeleri ise, Sıhhıye Meydanı'nda yaptıkları mitingle kapatma davasını protesto etti.
Eğitim-Sen avukatlarından Kazım Genç, dava ile ilgili bianet'e, sendikanın 2002'de yaptığı tüzük değişikliği sonrasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takipsizlik kararı verdiğini; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın "tüzükte yasaya aykırı bir durum görülmediği" yönünde kararı bulunduğunu belirtti.
Genç, Eğitim-Sen'in anadilde eğitim vermediğini, yalnızca anadilde öğrenimi savunduğu ve bu nedenle davanın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Genç, sendikanın tüzük değişikliğine gitmeyeceğini vurgulayarak, "Savcılık 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası'nın 37. maddesindeki 'cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde bulunan sendikaların kapatılması' hükümlerini öne sürüyor. Ancak 6. maddeye göre sendikanın yaptığı ve yasaya aykırı olmadığı tespit edilen tüzük değişikliği dikkate alınmamıştır" dedi.
Sendikanın tüzüğündeki 2. maddede yapılan değişiklikle "ilköğretimde anadilde yapar" ifadesi "bireylerin anadilde öğrenim görmelerini" şeklinde değiştirilmişti.
Avukatlar davanın işlemden kaldırılmasını istedi
ntvmsnbc' nin haberine göre Ankara 2. İş Mahkemesi'nde görülen davada Eğitim-Sen'in avukatlarından Kazım Genç, duruşmada Cumhuriyet savcısının hazır bulunmadığını belirterek, taraflar oluşmadığı için davanın işlemden kaldırılması gerektiğini savundu.
Genç, sendikanın 1.Olağan Genel Kurulu'ndan sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan gönderilen yazıda, tüzüğün incelenmesi sonucunda yasaya aykırı bir durum olmadığının belirtildiğini ifade etti.
Yargıç Kudret Kurt, Genç'in dosyanın işlemden kaldırılması talebinin reddine karar verdi. 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendika Yasası uyarınca davanın sendika yöneticilerine değil, tüzel kişiliğine açılması gerektiğine işaret ederek, bu durumu "yanılma" olarak kabul etti ve bundan sonraki duruşmalara Eğitim-Sen Genel Merkezi'nin tüzel kişilik olarak kabul edilmesi için davanamenin tebliğine karar verdi.
Yargıç Kurt, sendikaya da tüzüğündeki "anadilde eğitim" ifadesini değiştirmesi için 60 gün süre verdi.
Karara itiraz eden sendika avukatları, Eğitim-Sen'in tüzel kişilik olarak henüz taraf olmadan süre verilemeyeceğini söylediler.
Davaya Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer ve yönetim kurulu üyeleriyle çok sayıda sendika avukatı katıldı.
Eğitim-Sen yöneticileri DGM'de beraat etmişti
Eğitim-Sen'in dava konusu olan sendikanın Amaçları başlıklı Madde 2 b fıkrasına göre "Toplumun bütün bireylerinin, temel insan hakları ve özgürlükleri doğrultusunda demokratik, laik, bilimsel ve parasız eğitim görmesini, bireylerin anadillerinde öğrenim görmesini ve kültürlerini geliştirmesini savunur." İfadeleri yer alıyor.
Sabah gazetesinin bugünkü haberine göre ise Eğitim-Sen'in 1997'de yapılan Demokratik Eğitim Kurultayı bildirilerin yer aldığı kitapta eğitimin; laik, demokratik ve anadilde olması savunulduğu için Ankara 2. No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde sendika yöneticileri hakkında açılan dava beraatle sonuçlanmıştı.(ÖG)