Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'nın (Eğitim-Sen) "Sendikada Kadın Temsili" araştırmasına göre, sendikalarda kadınların eksik temsilinin esas nedeni ''sendikal zihniyet ve toplumda, ailede mevcut olan cinsiyetçi anlayış".
"Kadınlar sendikada karar ve yönetim organlarında neden eksik temsil ediliyorlar?", "Eşit temsil için neler yapılmalıdır?" sorularına yanıt bulmayı amaçlayan araştırmayı, Eğitim-Sen Merkez Kadın Sekreterliği düzenledi.
Araştırma, internet ortamında gerçekleştirilen bir ankete dayanıyordu. 4 Ekim - 12 Aralık 2010 tarihleri arasında, gerçekleştirilen anketi bin 349 kişi görüntüledi, anketi tamamlayanların sayısı ise 421'di; 380 anket değerlendirmeye alındı.
Anketi cevaplayanların yaş ortalaması 36.78'di; yüzde 49.1'i erkek, yüzde 51.9'u kadındı. Katılımcıların yüzde 41'i 10 yıldan az, yüzde 81.1'i 20 yıldan az deneyimliydi.
"Maaşlar yetersiz, kendimizi geliştiremiyoruz"
Katılımcıların yüzde 81.3'ü maaşlarını yetersiz buluyor, yüzde 79.4'ü aldıkları maaşla kendilerini geliştirmenin, yüzde 73.6'sı da mesleki açıdan gerekli yayınları izlemenin mümkün olmadığına inanıyordu.
Erkeklerin yüzde 68'i, kadınların ise yüzde 57'si ek iş yapmayı düşünüyordu.
Rapora göre, maaşını yetersiz bulan kişilerle ek bir iş yapmak isteyenler arasındaki oransal fark, öğretmenlerin tüketim eğilimlerini kısarak ek bir iş gereksinimini ortadan kaldırdığı sonucunu ortaya koyuyordu.
Katılımcıların yüzde 88.1'i sendika üyesi olmayı tamemen veya kısmen yararlı bulduğunu bildirdi; yüzde 49'u ise sendika üyeliğine tamamen ya da kısmen olumsuz bakıyordu.
Sendikalara egemen olan zihniyet ve cinsiyetçi işbölümü
97 katılımcı, kadınların sendika yönetim organlarında eşit temsilinin önündeki en önemli engeli, "toplumda ve ailedeki cinsiyetçi işbölümü" olarak tanımladı. "Sendikada çocuk bakım odasının olmaması" ise en az önem verilen neden oldu.
Ortalama skorlar açısından bakıldığında, katılımcıların temsil önünde engel gördükleri en önemli neden ise, "sendikalara egemen olan zihniyet"ti. Onu, "ailedeki cinsiyetçi işbölümü" izledi.
"Şubenizde çocuk odası var mı?" sorusuna, katılımcıların yalnızca yüzde 10.1'i olumlu yanıt verdi.
Çocuk odası olmaması konusunda en çok öne çıkarılan neden, "mekan yetersizliği" oldu. Bunu "önemsememek, bilinçsizlik" yanıtı izledi.
Pozitif ayrımcılık ve cinsiyetçilikle mücadele
Katılımcıların yüzde 50'si, çocuk bakım yükümlülükleri nedeniyle sendikanın etkinliklerine katılamayan kadınlar için sendika bünyesinde çözüm geliştirilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Kadınların yüzde 29,4'ü, erkeklerin ise yüzde 21.6'sı cinsiyetçi işbölümünü sorun olarak görüyordu. Erkekler kadınlardaki sınıfsal bilinç eksikliğini daha çok öne çıkarırken, kadınlar sendika bünyesinde çocuk bakımı için düzenleme yapılmasını daha fazla talep etti.
Katılımcıların yüzde 31.6'sı kadınların yönetimde eşit temsili için pozitif ayrımcılık uygulanmasını, yüzde 29.3'ü ise cinsiyetçilikle mücadele edilmesi gerektiğini savundu. Katılımcıların yüzde 23.5'i ise kadınların sendikal / sınıfsal bilincinin artırılmasını önerdi.
Eğitim Sen üyelerinin yüzde 46'sını kadınlar oluşturduğu halde, sendikanın karar ve yönetim organlarında yer alan kadınların oranı, üyelik oranının yarısından daha az. (BB)