Enstitülerde yaşam: Birliktelik, katılım, yetki ve sorumluluk
17 Nisan 1940'ta kurulan Köy Enstitüleri'nin aydınlanmacı eğitimin örneği olduğunu söyleyen Eğitim-Sen enstitülerin kırsal yörede toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmayı sağlamak; bu alanda ilgili gerekli elemanları yetiştirmek için kurulan yapılar olduğunu, projenin demokratik bir işleyişe sahip olduğunu vurguladı.
"Köy Enstitüleri yalnızca öğretmen yetiştiren kuruluşlar olmayıp, bulunduğu çevreyi araştıran, geliştiren ve çevrenin kalkınmasını da üstlenmiş kurumlar olarak ortaya çıktı."
Enstitülerde yaşamın "birliktelik, katılım, yetki ve sorumluluk" eksenlerine oturtulduğunu kaydeden Eğitim-Sen, hakim anlayışın da "Eğitim, üretim içindedir" olduğunu hatırlattı.
"Bugünkü birçok sorunun altında Köy Enstitülerinin kapatılması var"
Bugün öğretmen yetiştirmeden başlayarak eğitim sisteminin yaşadığı pek çok sorunun kaynağında Köy Enstitülerinin kapatılmasının yattığını söyleyen sendika, Enstitülerin kapatılmasının Türkiye'deki aydınlanma sürecinin durdurulması ve demokratik işleyişin sekteye uğratılması anlamına geldiğini, demokrasinin yara almasıyla sonuçlandığını söyledi.
Köy Enstitüsü projesi nedir?
Köy Enstitüleri neredeyse tüm Anadolu'nun okulsuz ve öğretmensiz olduğu gerçeği göz önüne alınarak, dönemin başbakanı İsmet İnönü'nün himayesinde, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından İsmail Hakkı Tonguç'un çabalarıyla köylerden ilkokul mezunu çocukların bu okullarda yetiştirildikten sonra yeniden köylere giderek öğretmen olarak çalışmaları düşüncesiyle 17 Nisan 1940'ta kuruldu.
Enstitüler, 1940 yılından başlayarak, tarım işlerine elverişli geniş arazisi bulunan köylerde veya onların hemen yakınlarında açıldılar. 1946 yılında hükümetin yaklaşan seçimleri yitirme kaygısıyla CHP içinden muhalif milletvekillerinin başını çektiği örgütlü muhalefetin kampanyasıyla, müfredatında ve yapılanmasında kuruluş amaçlarından uzaklaşan değişiklikler yapıldı.
İlerleyen yıllarda da, daha önceleri sıkı sıkıya bağlı olduğu "iş için iş içinde eğitim" ilkesinden uzaklaştırıldı.
Önceleri yaratıcılığın ön plana çıktığı eğitim anlayışının yerine giderek geleneksel, ezberci eğitimin yerleştiği öğretmen okullarına dönüştürülerek 1954'te kapatıldılar. Enstitü, Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Dursun Akçam gibi yazar ve düşünürler yetiştirdi. (AÖ/TK)