Eğitim Sen, 10 Mayıs’ta öğretmenlere yönelik şiddeti protesto etmek için birçok şehirde yaptıkları iş bırakma eylemine dair açıklama yaptı.
İSTANBUL'DA ÖĞRETMENLER MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ'NE YÜRÜDÜ
"Şiddetin kaynağı siyasal iktidarın eğitim politikalarıdır"
Eğitimde gelinen nokta: Akademik başarı düşüyor, şiddet eğilimi artıyor
Açıklamada şöyle denildi:
Dünya ve ülkemizdeki emek ve demokrasi mücadelesinin deneyimleri bizlere, emekçilerin ekonomik-demokratik talepleri etrafındaki mücadelesiyle kazanımlarını koruması ve yeni kazanımlar elde etmesinin, ancak talepleri etrafında birleşip iş yerlerinde ve alanlarda birlikte mücadele etmesiyle mümkün olduğunu defalarca göstermiştir.
Eğitim Sen kurulduğu ilk günden itibaren eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik mücadelesini savunmakta, tüm eğitim ve bilim emekçilerin ayrım gözetmeksizin ortak talepler etrafında mücadele etmesini ilke edinmiştir. İstanbul’da meslektaşımızın görevi başında öldürülmesinin ardından sendikamızın çağrısıyla 7 eğitim sendikası (Eğitim Sen, Eğitim-İş, Hürriyetçi Eğitim-Sen, Anadolu Eğitim-Sen, Genç Eğitim-Sen, Teç-Sen, Öğretmenler Sendikası) iş yerlerinde ve alanlarda birleşme kararı almıştır. Diğer sendikalar tüm çabalarımıza rağmen okulda şiddete ortak tepki gösterilmesi çağrılarımıza olumlu yanıt vermemiş, tüm bu süreçlerden uzak durmayı tercih ederek tek başlarına hareket etmişlerdir.
Bazı sendika merkezlerinin sadece kendilerini düşünerek “ayrı hareket etme” yönünde hareket etmesine karşın pek çok ilde eğitim emekçilerinin yapılan yürüyüş ve eylemlerde büyük ölçüde birleştiği ve birlikte alan eylemlilikleri gerçekleştirildiği görülmüştür. Uzun yıllar sonra ilk kez ülkenin 81 ilinde eğitim emekçileri, “Eğitimde şiddete hayır!” ve “Çalışırken ölmek istemiyoruz!” talebi üzerinden okulları boşaltmış ve alanlara çıkmıştır.
Sendikamız yıllardır eğitimin, eğitim ve bilim emekçilerinin temel sorunlarına çözüm üretilmesi ilişkin sabırla ve inatla sürdürdüğü mücadele sürecinde önemli bir iş bırakma eyleminin örgütlenmesinde birleştirici bir tutum takınmayı ilke edinmiştir. Eğitim emekçilerinin ortak sorunları etrafında birleşme çağrısı, alanlarda yankılanan “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganının ilk kez bu kadar somut şekilde kendisini göstermiştir. Bu durum, eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, mesleki, sosyal ve demokratik haklarını kazanma ve koruma mücadelesinde yürünmesi gereken yolun ne olduğunu göstermesi açısından ayrıca önemlidir.
Eğitimde yaşanan sorunların çözülmesi, ekonomik, sosyal ve demokratik taleplerimizin gerçekleşmesi için eğitim ve bilim emekçilerin en geniş kesimlerini ortak talepler etrafında birleştirmek ve harekete geçirmek noktasında Eğitim Sen olarak sorumluluğumuz 10 Mayıs iş bırakma eylemi sonrasında daha da artmış bulunmaktadır.
Yıllardır ülkemizde ve eğitim sistemi üzerinde hayata geçirilmek istenen ayrımcı, dışlayıcı ve kutuplaştırıcı politikalar, ülkemizin ve çocuklarımızın siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine kurban edilmesine karşı, ÇEDES benzeri projeler, bizleri ayrıştıran Öğretmenlik Meslek Kanunu gibi anti demokratik uygulamalara karşı sesimizi daha güçlü çıkaracağımız yeni bir dönem bizi beklemektedir. Eğitimi ve toplumu iktidarın çıkarları doğrultusunda biçimlendirme yönündeki girişim ve uygulamalarına karşı oluşan tepkileri örgütlemek önümüzdeki süreçte sendikamızın en temel önceliği olacaktır.
Eğitim ve bilim emekçileri olarak, iktidarın çok yönlü saldırılarına karşı başta iş yerlerimiz olmak üzere, bulunduğumuz her alanda “Birleşe birleşe kazanacağız!” şiarıyla hareket ederek daha örgütlü ve daha kararlı mücadele yürüteceğimizin bilinmesini istiyor, eğitim alanındaki tüm sendikaları, bütün eğitim ve bilim emekçilerini, demokratik kamuoyunu ortak talepler etrafında birleşmeye ve birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.
(EMK)