Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 15 Temmuz darbe girişimi ve Olağanüstü Hal (OHAL) ilanı sonrasında ihraç edilen öğretmenlerin görevlerine geri dönmesi için bugün Danıştay’da dava açtı.
İhraç edilen Eğitim Sen üyeleri adına ayrı ayrı oluşturulan dava dilekçeleri bugün Danıştay önünde yapılan basın açıklaması sonrası mahkemeye sunuldu.
OHAL kapsamında, 1 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 672 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 28 bin 163’ü Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2 bin 346 Yükseköğretim Kurumu (YÖK) kapsamında olmak üzere, toplamda 50 bin 875 kamu personeli kamu görevinden ihraç edilmişti.
“Somut delil değil, siyasi fişlemeye dayanıyor”
Basın açıklamasına Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Genel Sekreteri Mesut Fırat, Genel Mali Sekreteri Elif Çuhadar ve Merkez Kadın Sekreteri Ebru Yiğit katıldı.
Karaca’nın okuduğu basın açıklamasında şu bilgiler verildi:
“Darbe girişiminin üzerinden 2,5 ay gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen, tüm kamuda tarihin en kitlesel tasfiyesi gerçekleştirildi.
“Ulusal ve uluslararası hukukun en temel ilkeleri ayaklar altına alınarak yapılan ihraçların somut hukuki delillerden çok, büyük ölçüde siyasi fişlemeler üzerinden yapıldığı anlaşılıyor.
“Hükümet de kamudan ihraç edilenlerin hangi somut gerekçelerle ihraç edildiklerini, ihraç edilenlerin darbe girişimi ile aralarında hangi somut bağlar bulunduğunu halen somut bir şekilde açıklayabilmiş değil.
“İhraçların niteliği, ihraç edilenlere savunma hakkı bile tanınmaması, dolayısıyla hukukun en temel ilkelerinin bile ihlal edildiği göz önüne alındığında ‘darbecilerle mücadele’ söyleminin gerçeği yansıtmadığı açık.
“Öyle ki, 672 sayılı KHK ile ihraç edilenler arasında, Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin bildirisine imza atan akademisyenler ve 15 Temmuz darbe girişimi karşısında net bir tutum alan şube başkanlarımız, yönetici ve üyelerimizin de yer alması, sürecin hükümet tarafından nasıl fırsata çevrildiğini gösteriyor.
“Eğitim Sen, kamuda yürütülen darbe soruşturmalarında açığa alınanların, hangi siyasi görüşten olduğuna, hangi sendikaya üye olup olmadığına bakmaksızın, mutlaka hukuk kuralları içinde ve büyük bir titizlikle yapılmasını, tek bir kişinin bile mağdur edilmemesi gerektiğini sürekli vurguladı.
“Hiçbir delil gösterilmeden, ‘suçta ve cezada şahsilik ilkesi’ başta olmak üzere, evrensel temel hukuk ilkeleri çiğnenerek, kamu personelinin savunmalarını bile almadan meslekten çıkarılması hukuka aykırı.
“Hukuksuz bir neden ve gerekçe üzerinden yapılan ihraç işlemlerinin iptal edilmesi gerekir. Kamu görevlileri daha fazla mağduriyet yaşamadan görevlerine dönmeli.”
Ne olmuştu? |
1 Eylül tarihli, 209818 sayılı (mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanan 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname ile 28 bin 163 kişi Milli Eğitim Bakanlığında işten çıkarılmıştı. TIKLAYIN - YENİ EĞİTİM YILINDA EN BÜYÜK SORUN ÖĞRETMEN AÇIĞI MEB 8 Eylül'de de "Bölücü terör örgütü bağlantılı olduğu" gerekçesiyle 11 bin 285 personelin açığa alındığını duyurmuştu. Bu konudaki son açıklama Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'den geldi. Canikli 19 Eylül'de, Bakanlar Kurulunun ardından yaptığı açıklamada, açığa alınan 9 bin 465 öğretmenden 455'nin görevine döndüğünü belirterek açığa alma işlemlerinin tamamlandığını söyledi. "Bugüne kadar 27 bin 715 öğretmen meslekten ihraç edilmiştir. Bugün itibariyle 9 bin 465 öğretmen açığa alınmıştır. 455 öğretmen şu ana kadar göreve iade edildi." Açığa alınan öğretmenler maaşlarının 3'te 2'sini almaya devam ediyor. Ancak MEB, 1 Eylül'de ihraç ettiği 28 bin öğretmenden son maaşının yarısını geri istedi. |
(AS)