Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) iş bırakma eylemine katılan sendika üyelerini cezalandırdığı için Türkiye'yi mahkum ederken Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) başkanı Zübeyde Kılıç, bianet'e, "Sendika faaliyetlerini engellemenin suç olduğu bir kez daha ortaya çıktı" dedi.
"Bu karar, bugüne kadar verilen cezaların hukuksuzluğunu da gösteriyor" diyen Kılıç, özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) anlaşmalarını hatırlatarak, hükümeti Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde tanınan sendikal hakları hayata geçirmeye çağırdı.
Ağustosta başlayacak toplu görüşmeler öncesinde bu kararın gelmesinin anlamlı olduğunu söyleyen Kılıç "Biz bu süreci toplu görüşme değil toplu sözleşme süreci olarak görüyoruz ve uzlaşma çıkmaması halinde grev hakkımızı da kullanacağız" dedi.
Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, kamu çalışanlarına grev hakkı tanımıyor.
AİHM kararı
1 Aralık 2000'de, İzmir'de, bir günlük greve katıldıkları için cezalandırılan Eğitim-Sen üyesi 11 kadının başvurusunu karara bağlayan AİHM Türkiye'yi "örgütlenme özgürlüğü"nün ihlalinden toplam 5 bin 500 avro tazminata mahkum etti.
Başvurucuların isimleri şöyle: Aysun Urcan, Bircan Tamburacı, Günay Tomba, Şehriye Arslan, Oya Güneş Başaran, Gülümser Berber, Leyla Doğan, Meral Yaman, Birgül Üçüncü, H. Şahika Türkkan ve Zerrin Kiraz.
Savcılık, greve katılan sendika üyeleri hakkında iş yerini toplu olarak terk etmek suçlamasıyla dava açmıştı.
Ocak 2002'de Karşıya ceza mahkemesi sendika üyelerini 3 ay 10 gün hapisle cezalandırdı; para cezası verdi üç ay kamu hizmeti vermekten mahrum bıraktı. Hapis cezasını da paraya çeviren mahkeme daha sonra da cezayı erteledi. Temyize giden cezalar indirimle birlikte onandı.
Barışçıl gösteri hakkı
AİHM, yetkililere bir günlük grev hakkında bilgi verildiğini hatırlattı. Mahkeme, ceza verilmesinin, yasal olanaklar çerçevesinde üyelerinin hakkını savunmaya çalışan sendikaları ve destek vermek isteyen diğer insanları barışçıl gösterilere katılmaktan caydırabileceğini vurguladı.
"Greve katılanların şiddet eylemlerine yönelmediği göz önüne alındığında, kamu yetkililerinin barışçıl gösterilere hoşgörüyle yaklaşması, dolayısıyla da örgütlenme özgürlüğünün tamamen anlamsız hale gelmemesi önemli."
Oy birliğiyle Türkiye'yi mahkum eden mahkeme, sendika üyelerine verilen cezanın "demokratik bir toplumda gerekli olmadığını" vurguladı; kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesine aykırı buldu.
AİHM, geçmişte de benzer kararlar vermişti. (EÜ/EZÖ)