Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Cizre ve Silopi’de yaşanan çatışmalı durum ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın aldığı hizmet içi eğitim kararına karşı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde eylemdeydi.
“Yaşamı ve Yaşatmayı Birlikte Savunalım” pankartı asan Eğitim Sen üyeleri, şiddet eylemlerine son verilmesi ve eğitim öğretimin sağlıklı koşullarda yapılması çağrısı yaptı.
“Çocukların eğitim hakkı ellerinden alınmasın”
Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, okuduğu açıklamada Şırnak’ın Silopi ve Cizre ilçelerinde öğretmenlere gönderilen hizmet içi eğitim mesajlarının ardından sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini hatırlattı. Bunu “MEB’in iktidarın savaş politikalarına destek vermesi anlamına geldiği açıktır” diye yorumladı.
“Okulların kapısına kilit vurulmasın, çocuklarımızın eğitim hakkı ellerinden alınmasın” diyen Karaca, çocukların okullarından ve öğretmenlerinden uzaklaştırılmasının karşılaştıkları travmayı arttırdığını söyledi.
“Cizre ve köylerinde 1298 öğretmen görev yaparken, 43 bin 127 öğrencinin 104 okulda eğitim görmesi gerekirken, eğitime fiilen hem de süresiz olarak ara verdi. Okulda öğretmenleri ve arkadaşları ile olması gereken çocuklar, evlerinde masaların altında saklanarak, çatışma seslerinin sona ermesini bekliyor.
"Aynı durum 1873 öğretmenin görev yaptığı Silopi ilçesi için de geçerli. Silopi'de 68 okulda 40 bini aşkın öğrenci eğitim görürken, MEB’in 'üç gün' olarak belirttiği 'hizmet içi eğitim' kandırmacasının neden çıkarıldığı kısa süre içinde anlaşılmıştır. MEB’in görevi, aldığı kararlarla iktidarın savaş politikalarına onay vermek, öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğini tehlikeye atmak değil, yaşanan şiddet ortamının sona erdirilmesi için adım atmak, eğitim öğretimin sağlıklı koşullarda yapılması için harekete geçmektir.”
“Gelecek de kaybedilmek isteniyor"
Karaca, çatışmaların yoğunlaştığı, sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı bölgelerde 2015-2016 eğitim öğretim yılının şimdiden “kayıp yıl” olarak tarihe geçtiğini söyledi.
“Okulların kapısına zincirli kilit vurduran, öğretmenleri öğrencilerinden ayıran savaş ve şiddet ortamında sadece bugün değil, gelecek de kaybedilmek istenmektedir. Öğretmenleri öğrencilerinden ayırarak, öğrencilerin eğitim hakkını ellerinden almak pahasına atılan adımların ülkenin geleceği olan çocuklarımıza yapılacak en büyük kötülük olacağı akıllardan çıkarılmamalıdır.
“Sokağa çıkma yasakları en çok eğitimcileri, öğrencileri ve velileri etkilerken, savaşın olduğu bir ortamda eğitimcilerin, öğrencilerin okula gidip gelmesi düşünülemez. Sokağa çıkma yasaklarının kaldırılarak öğrencilerin ve öğretmenlerin güvenli bir ortamda eğitime devam etmeleri sağlanmalıdır. Öğretmenlerin ve halkın günlük yaşamını alt üst eden tüm şiddet eylemlerine bir an önce son verilmelidir.” (BK)