Kapatma davasını protesto eden 200'oden fazla sendika üyesi, dün (Pazar) başlattıkları oturma eylemini, Yüksel Caddesi'nde sürdürüyor.
Geceyi Yüksel Caddesi'nde geçirecek Eğitim-Sen üyeleri, yarın diğer illerden gelen katılımcılarla Ankara Adliyesi'ne yürüyecek.
Davayla ilgili bianet'in görüşlerini aldığı Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Genelkurmay Başkanlığı'nın davaya gerekçe olan yazısına değinerek, durumu şöyle yorumladı:
"Davanın hukuki değil siyasi olduğu çok açıktır. Davanın açılmasını isteyen demokrasi dışı güçler toplumun muhalif kesimlerini susturmaya çalışıyor. Hükümet bu durumdan vazife çıkararak ve bu güçlerden aldığı yazılı emirle Valiliğe talimat veriyor, demokrasiye karşı olan statükocu güçlere çanak tutuyor."
Dinçer, "eğitim emekçilerinin yanı sıra öğrencilerle velilerin de sesi ve umudu olan Eğitim-Sen'in susturulması ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanması amacıyla açılan davanın, uyum yasalarına karşı sürdürülen 'derin faaliyet'i kanıtladığını" vurguladı.
Dinçer, yarın dava öncesi yapacakları yürüyüşle Sıhhiye'yi demokrasi meydanına çevireceklerini söyledi.
Sivil demokrasi nerede?
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sami Evren ise, "Genelkurmay Başkanlığı'nın yazısı sonrası bir sendikaya kapatma davası açılıyorsa, sivil demokrasiye dayandığı söylenen parlamenter sistem gözden geçirilmelidir" dedi. Davanın, hükümetin demokrasi anlayışını kanıtladığını belirtti.
"Türkiye'nin içinde olduğu sürece bakarsak, çetelerin devreye girdiğini, çatışma ortamı yaratılarak barışın bozulmaya çalışıldığını görüyoruz. Böyle bir ortamda demokrasiye sahip çıkan örgütler üzerinde bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Gelir dağılımındaki adaletsizlik arttıkça ülkeler, halkın tepkisin susturmak için totaliter rejime yönelirler. Yoksulluk artarken Başbakan gösterişli düğünler yapar."
Evren, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) standartlarına göre, hükümetin ve ona bağlı kurumların, sendikaların tüzüğüne karşıma yetkisi olmadığını söyledi. Çalışma Bakanlığı'nın tüzükte yasaya aykırı bir durum olmadığına karar verdiğini de ekledi.
Eğitim-Sen gece de Yüksel Caddesi'nde
Yüksel Caddesi'ndeki oturma eylemine katılan 200'e yakın eğitim emekçisi "Örgütlenme hakkımız engellenemez", "Eğitim-Sen'i kapattırmayacağız" önlükleri giyiyor.
"Emekçiye değil, çetelere barikat", "Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek" sloganları atan ve aralarında sendikanın tüm şubelerinden temsilcilerin olduğu grup, geceyi Yüksel Caddesi'nde geçirecek.
Yarın ise, diğer illerden gelen Eğitim-Sen üyelerinin de katılımıyla Sıhhiye'deki Ankara Adliyesi'ne bir yürüyüş yapılacak.
Ankara Valiliği'nin izin vermemesi nedeniyle dün, Güvenpark yerine Milli Müdafaa Caddesi'nde eyleme başlayan Eğitim-Sen üyelerine; Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Ankara Aydın ve Sanatçılar Girişimi üyeleri, sendika ve siyasi partilerin yöneticileri de destek veriyor.
Cumhuriyet Halk Partili (CHP) milletvekili Kemal Anadol başta olmak üzere bir grup da bugün eylemcileri ziyaret edecek.
Dünya sendikalarından destek
Türkiye'den tek üyesi Eğitim-Sen olan, 162 ülkeden 319 üye örgüt ve 26 milyon çalışan üyeden oluşan Eğitim Enternasyonali de Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e bir mektup göndererek, "Kapatma davasının hukuki değil siyasi nitelikli olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Mektupta, "eğitim alanındaki en büyük kitle örgütü olan 200 bin üyeli Eğitim-Sen'in kapatılmak istenmesi anti-demokratiktir" denildi.
İtalya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İskoçya öğretmen örgütleri de Cumhurbaşkanı'nın yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e gönderdikleri mektupta davanın acilen geri çekilmesini istedi. Mektuplarda, anadilde öğrenimin temel bir insan hakkı olduğu vurgulandı. (ÖG/YS)