Görsel: Doğa Koleji
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin açıklama yaptı.
Çocukların eğitim sisteminde müfredat, etnik köken, dil, din ve inanç ayrımcılığı gibi birçok ayrımcılığa maruz kaldığı ifade edilen açıklamada, özellikle Kürt, Alevi, Roman ve Suriyeli çocuklara yönelik ayrımcı uygulamaların arttığı belirtildi.
"Son sekiz yılda istismar arttı"
Açıklamada, Adalet Bakanlığının istatistiklerine de atıfta bulunuldu ve şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye’de çocuğa cinsel istismar suçu son sekiz yılın rekorunu kırdı. 2019’da bu suçtan 28 bin 360 dava açılırken davaların sadece yüzde 55’i (15 bin 651’i) mahkûmiyet ile sonuçlandı.
"Evlenme istatistiklerine göre; 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2019 yılında yüzde 3,1’dir.
"Eğitimde 4+4+4 düzenlemesiyle zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılırken kademeler 4+4+4 olarak ayrılarak, okula başlama yaşı düşürüldü.Okuldan ayrılmanın önünün açılması ile birlikte çocuk işçiliğin yaşı da 14’e kadar düşürüldü.
"Çocukların eğitim hakkından mahrum kalmasının önünü açarak, ucuz işgücü olarak çalışma hayatında yer almasını kolaylaştırıldı. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesi başta olmak üzere, çıraklık ve stajyerlik uygulamaları gibi çok sayıda düzenleme çocukların eğitimden uzaklaşmasını ve işçi olarak çalışma yaşamına sürüklenmesine neden olan sonuçlar ortaya çıkardı.
"Kız çocukları evliliğe sürükleniyor"
"Eğitimde 4+4+4 düzenlemesine geçilmesinin ardından yapılan yasal düzenlemeler ile çocuk işçiliğinin önü çıraklık ve stajyerlik uygulamaları üzerinden arttı. Bugün sayıları 1,5 milyona yaklaşan stajyer-kursiyer-çırak sömürüsünün artması, çocukların ‘çırak’, ‘stajyer’ kimliğiyle çalıştırılmasının, dolayısıyla çocuk emeği sömürüsünün önünü daha da açtı.
"Çalışan çocukların bir bölümü tarım sektöründe ucuz iş gücü, bir bölümü de ücretsiz aile işçisi olmaktadır. Kız çocukları da benzer nedenlerle eğitim öğretimden uzaklaşarak erken evliliğe sürükleniyor. Kız çocuklarının yaptıkları işlerin büyük çoğunluğu evde yapılan ücretsiz ev işleri şeklinde karşımıza çıkıyor.
"Anadilde eğitim almayanlar okulu terk ediyor"
"Ayrıca anadilinde eğitim alamayan öğrencilerin okulda başarısız olarak eğitim dışına itilmeleri de okulu erken yaşta terk etmelerine neden olmaktadır. Artan yoksulluk ve işsizlik nedeniyle aileleriyle birlikte göç etmek zorunda kalan çocuklar göç ettikleri şehirlerde çocuk işçi olarak çalışmak zorunda bırakılıyor.
Çocukların sömürü aracı olarak kullanılması beraberinde çocuğun eğitim hayatından kopmasını getiriyor. Çocuğun ihmal ve istismarının başlangıcını da çocuğun eğitim hayatından koparılması oluşturuyor.
*Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre, 2019 yılsonu itibarıyla Türkiye nüfusu 83 milyon 154 bin 997 kişi iken bunun 22 milyon 876 bin 798'ini çocuklar oluşturuyor. Birleşmiş Milletler tanımına göre; 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında Türkiye'de toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990 yılında yüzde 41,8 ve 2019 yılında yüzde 27,5 olmuştur. *TÜİK'in Çocuk İşgücü Araştırması 2019 sonuçlarına göre; 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısı 720 bin kişidir. Ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içinde payını gösteren istihdam oranı ise yüzde 4,4'tür. Ancak 15 yaş altında olan çocuk işçiler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'de var olan çocuk işçilerin sayısının 2 milyona ulaştığı tahmin edililiyor. Çocuk işçilerin yüzde 80'i ise kayıt dışı çalıştırılıyor. Türkiye'de her 10 çocuktan 8'i güvencesiz çalışıyor, her üç çocuktan biri, ısınma ve beslenme ihtiyacının yeterli karşılanamadığı ailelerde yaşamını sürdürüyor. *Güvencesiz çalışan çocukların iş cinayetlerinde hayatını kaybetme oranı da her geçen gün artmaktadır. 2013 yılında 59 çocuk, 2014 yılında 54 çocuk, 2015 yılında 63 çocuk, 2016 yılında 56 çocuk, 2017 yılında 60 çocuk, 2018 yılında 67 çocuk ve 2019 yılında 67 çocuk, 2020 yılının ilk 10 ayında ise en az 53 çocuk çalışırken yaşamını yitirmiştir. İş cinayetlerinde hayatını kaybeden kız çocuklarının oranı genel ölen kadın işçi oranın üç katıdır. Bu durum, kız çocuklarının özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürüsünden kaynaklanıyor. *Son 7 yılda 385'ten fazla çocuk iş cinayetlerine kurban oldu. İş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk işçilerin kimisi bir yandan okula devam ederken diğer yandan çalışan çocuklardır. Türkiye'de çocuk işçilik, özellikle okulların kapalı olduğu yaz dönemlerinde artış gösteriyor. *Artan mülteci nüfusuyla birlikte, mülteci çocuk işçiler de iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye başlamıştır. Özellikle Suriyeli sığınmacı çocuklar, emek piyasasında daha kötü koşullarda ve düşük ücretlerle çalışmakta ve ayrımcılığa uğruyor. Mülteci çocuklar hem daha kötü koşullarda ve daha tehlikeli işlerde çalışmakta, hem de ayrımcılığa, saldırıya maruz kalıyor. |
(RT)