Oysa başka bir eğitim, başka bir sistem mümkün. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Sekreteri Alaaddin Dinçer Öğrenci Seçme Sınavı'nın (ÖSS) sakıncalarını ve "başka bir eğitim modelini" bianet'e anlattı.
Dinçer "ÖSS ve Ortaöğretim Kurumları Sınavı'nın (OKS) eşitsizlikleri derinleştirdiğini, eğitimi ticarileştirdiğini, öğretmen-öğrenci, öğretmen-veli-okul ilişkisini yozlaştırdığını" söylüyor.
"Çocuklar testlere boğuldu"
"Artık" diyor Dinçer, "yaratılan yarış ortamında çocuklar ufacıkken testlere boğuluyorlar, kişilikleri bozulmaya yüz tutuyor."
Dinçer böyle giderse önümüzdeki yıllarda üniversite ve lise önündeki birikmelerin artacağına, bu yığılmaları milyonlarla ifade edeceğimize dikkat çekiyor.
"Geçişler sınavla olmamalı"
Dinçer, Eğitim-Sen'in çocukların kendilerini yeniden keşfetmelerini sağlayacak bir eğitim modeli geliştirdiğini söylüyor. Bu modele göre ÖSS ve OKS kaldırılmalı, ilköğretimden ortaöğretime, ortaöğretimden yüksek öğretime geçişte uygulanan bu sınavlı sistem terk edilmeli.
"Öğrencileri ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirilmeli"
Eğitim-Sen'in önerdiği modele göre, öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda rehberlik alarak o alanlara yöneltilmeli ve buna göre yükseköğretim programlarına yönelmeleri planlanmalı.
"Zorunlu eğitim 15 yıl olmalı"
Dinçer orta ve uzun vadede yaşama geçirilebilir olarak nitelediği bu yeni sistemde okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim dahil 15 yıllık bir zorunlu eğitim süresi olacağını, çocukların 4-5 yaş arasında eğitime başlayacaklarını söylüyor.
Bu sistemde temel eğitim adı altında ilköğretim dokuz yıl. Yöneltme sınıfı olan dokuzuncu yılda çocuk hangi alanlara yöneltilecekse ona göre eğitim alıyor.
Ortaöğretimde seçmeli programlardan oluşan dört yıllık çok amaçlı bir programdan oluşan ortaöğretim modeli öngörülüyor. Lise 2'den sonra genel lise ve meslek lisesi olarak ayrılıyor. Genel lise, teknik bilimler, sosyal bilimler, fen bilimleri ve sanat bilimleri olarak dört alandan oluşuyor.
Dinçer "Böyle bir sistemle öğretmenin öneminin artacak, dershane sömürüsü de ortadan kalkacak" diyor.
İki yıllık meslek okulları da dört yıllık ileri düzeyde meslek okullarına dönüşüyor. "İmam-hatiplik" de bir meslek olarak tanımlanıyor ve imam hatip okulları meslek lisesi olarak biçimleniyor.
Dinçer bu sistemin bölgeler, gelir grupları, cinsiyetler, bireyler arası eşitsizlikleri ve sosyal riskleri önleyecek bir sosyal program içinde ele alınması gerektiğini belirtiyor. (NZ/EÜ)