İstanbul, Kocaeli ve Marmara Üniversitesi'nden öğretim üyeleri, İstanbul Barosu'ndan avukatlar, Türk Tabipleri Birliği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcilerinden oluşturuan bağımsız bir heyetin hazırladığı "Üniversite Öğrencilerinin İfade Özgürlüğünün Toplu Kullanımı" raporu açıklandı.
İstanbul Barosu salonunda açıklanan raporu, Adli Tıp Uzmanlar Derneği'nden Dr. Ümit Ünüvar, barodan Yesinil Yeşilyurt ve Arzu Becerik, TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu tanıttı.
"Biber gazının sağlığa ciddi zararı var"
Ünüvar, üniversite öğrencilerine kolluk kuvvetlerince uygulanan şiddetin cezasız kalmasındaki en önemli faktörün "tıbbi belgelemedeki eksiklikler" olduğunu söyledi.
"Öğrencilere verilen adli tıp raporlarında İstanbul Protokolü'ne * uyulmadığını gördük. Öğrenciler elbiseleri çıkarılmadan, hikayesi alınmadan yüzeysel kontrol ediliyor."
Ünüvar, son zamanlarda çok sık ve yoğun kullanılan "biber gazı" denen kimyasal gazların da insan sağlığına çok ciddi zararları olduğunu söyledi.
"Bu gazların kısa dönemde göz, solunum ve deriyi etkilediği bilinse de yoğun kullanımda akciğer ödemi, kardiyak ve sinir sisteminde ölümcül derecede zararları var. Gazların uzun dönemdeki etkileri henüz bilinmiyor ama hayvanlarda yapılan testlerde kanserojen etkileri olduğu biliniyor."
"Beraat etseler de eğitimleri bölünüyor"
Yeşilyurt, 150 tane üniversite öğrencisinin davasına baktığını ve hepsinde beraat ettiklerini ancak öğrencilerin bu sürede mağdur olduğunu söyledi ve ekledi: "Senelerce yargılanan öğrenciler eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Beraat ediyor ama bu sürede kredisi kesiliyor, yurttan atılıyor."
Yeşilyurt, son dönemlerde insani taleplerini dile getirmek isteyen öğrencilerin "terör örgütü üyeliği" ile suçlandığına dikkat çekti ve "hükmün açıklanmasının geriye bırakılması" uygulaması ile öğrencilerin aklanma hakkının ihlal edildiğini söyledi.
Korucu da öğrencilere uygulana şiddetin cezaevinde ya da işkencehanelerde olmamasının bunun işkence olmadığı anlamına gelmediğini sadece şeklinin değiştiğini söyledi.
"Muhalif olanı hazmedememe sorunu"
Kaboğlu ise üniversite öğrencilerinin ifade özgürlüğü kapsamında yaptıkları eylemlerin engellenmesi ve öğrencilerin tutuklanmasının beğenilmeyen yasaları dahi ihlal ettiğini söyledi.
"Bir eylemde şiddete başvurulmamışsa, öğrencilerin pankart açmak, slogan atmak gibi hakları ifade özgürlüğü kapsamındadır. Ancak öğrenciler çıkış bırakılmayacak şekilde herhangi bir yasaya dayandırılarak tutuklanıyor.
Bu muhalif olanı hazmedememekten kaynaklı bir demokrasi sorunudur. Bu raporu yapmamızdaki amaç hem durumu göstermek hem de bu tarz olayların bir daha yaşanmasını engellemek."
Raporda, 2011-2012 eğitim yılında üniversite öğrencilerine yönelik ihlalleri kontrol etmek için "Üniversite İzleme ve Gözleme Birimi" kurma kararı alındı. (NV)
* İstanbul Protokolü: İşkence ve Diğer Zalimane İnsanlık Dışı Aşağılayıcı Muamele veya Cezaların Etkili Biçimde Soruşturulması ve Belgelendirilmesi İçin El Kılavuzu.