"Türkiye'de süregelen adaletsizlikten rahatsızlık duyduğum için buraya geldim. Dink benim için bir ses, bir fırsat oldu."
Gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin 1. yılında, Dink'i anmak için toplanan, bianet'in konuştuğu beş gencin ikisi ölümünden önce Dink'in yazılarını izlemediklerini anlatırken, Dink'in öldürülmesinin adaletsizlikten rahatsızlık duyan herkes için bir sembol haline geldiğini söylediler.
Gençlerden üçü Agos gazetesinin önünde toplanan kalabalık sayesinde hala bir umut olduğunu görürken, ikisi Türkiye hukuk sistemine güvenemedikleri için umutsuz olduklarını kaydetti.
"Hükümetten neden kimse yok?"
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto'ysa, Dink'in kaybından büyük üzüntü duyduğunu vurgularken, "Burada kendine 'sosyal demokrat' diyen partiden ve hükümetten de insanlar olmalıydı" dedi:
"Hrant Dink, 2. Meşrutiyet'ten bu yana öldürülen 62. gazeteci. Bu gazetecilerin çoğunun faili hala bulunamadı. Burada bu kadar insan 'Adalet istiyoruz' demek için toplandı. Bu bazı kesimlerde barış ve adalet isteğinin çok yüksek olduğunu gösteriyor. Ancak toplumun belleği zayıf, bir süre sonra insanlar unutuyor; böyle olmasa belki faili meçhuller aydınlanırdı."
Agos'un önündeki anmada hükümetten kimse bulunmazken, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) sadece Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül bulunuyordu.
"Burada farklı düşünenlere sahip çıkıyoruz"
Olcay Çelik: Burada bulunmamın sebebi Hrant'ın haince öldürülmesi ve bu olayın beni çok etkilemesi. Adalet için buradayım. Buraya çok insanın gelmesi Hrant'ın öldürülmesinden çok insanın etkilendiğini ve adalet istediğini gösterir. Ne kadar çok insan gelirse o kadar çok birlik ve beraberlik yanlısı var demek. Eğer hepimiz adalet için buradaysak ne mutlu bize.
Karabet Öksüz: Burada bu kadar insanın toplanması Türkiye'de bu tür cinayetleri kınayan insanların varlığını gösteriyor. Türkiye, bütünü Hrant gibi insanlardan ayırarak bölücülük yapıyor, dışlıyor. Bu, görünür olmuyor. Bugün burada o dışlananlara destek veriyor, farklı görüşlere sahip çıkıyoruz.
Gizem Yaman: Hrant'ın öldürülmesinden büyük üzüntü duydum. Bu cinayet, Türkiye'nin ne kadar geri kaldığını ve düşünce özgürlüğünde ne kadar tutsak olduğunu gösteriyor. Ben adaletsizlikten duyduğum üzüntüyle buraya geldim.
Özcan Akın: Ortada bir arada yaşamakla, saygı ve hoşgörüyle ilgili bir sorun var. Dink, hoşgörüyü savunan insanların, bunu ifade edebileceği bir sembol haline geldi. Böyle insanların hala varolduğunu görmek güzel.
Korcan Atalar: Benim Dink'in gerçek faillerin yargılanacağına dair bir inancım yok. Ama en azından böyle günlerle bu insanların hala varolduğunu ve yalnız olmadıklarını görmüş oluyoruz. Hrant böyle düşünen insanların hayatının ne kadar zorlaştığının kanıtı. Dink'in yaşarken bir duruşu vardı. Buradaki kalabalık da aslında o duruşun devamı. (GG/TK)