Edirne Valisi Dursun Şahin'in, şehirde restorasyonu devam eden sinagogu İsrail'in Mescid'i Aksa'ya düzenlediği baskını öne sürüp müze olarak kulllanmaya karar verdiklerini açıklamasından sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden ve Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaati’nden yanıt geldi.
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, sinagog ile ilgili tasarrufun kendilerinde olduğunu hatırlatarak Edirne Büyük Sinagogu'nun ibadethane olarak hizmet vereceğini söyledi.
Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaati de sinagogun en başıdan beri tasarlandığı gibi ibadethane ve müze olarak kullanılacağını belirtti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün açıklamasında sonra da Edirne Valisi Şahin, binasının kullanım şekliyle ilgili kararın Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olduğunu söyledi.
Sinagoğun tarihiEdirne Büyük Sinagogu, 1905 yılında yaşanan ve ‘Harik-i Kebir’ (Büyük Yangın) olarak isimlendirilen yangında yok olan 13 ayrı sinagogun yerine Padişah 2. Abdülhamit’in fermanıyla inşa edilerek, 1907’de ibadete açıldı. Tarihinin 1492 yılında Avrupa’daki baskılardan kaçarak Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Seferad cemaatine kadar uzandığı tahmin ediliyor. Viyana Sinagogu mimarı Fransız France Depre tarafından örnek alınarak projelendirilen yapının büyük bir bölümü, aradan geçen süre içinde tahrip oldu. Bir dönem Trakya Üniversitesi bünyesine geçen Sinagog, Musevi cemaatinin tepkisi üzerine yeniden 1985’te Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredildi. Yıllar içinde kulanılamaz hale gelen sinagog, 2010 yılının son aylarında da Vakıflar Genel Müdürlüğünce restorasyon kapsamına alındı. Kaleiçi semti Marif Caddesi'ndeki bulunan tarihi sinagogun restorasyonu, 3 milyon 700 bin TL'ye ihale edildi. Edirne Yahudilerinin günümüzdeki tek simgesi olan bu sinagog aynı zamanda Avrupa'nın üçüncü büyük sinagoğu olma özelliğini de taşıyor. Türkiye’deki Sinagog Musıkisinin en karakteristik özelliklerinden biri olan Maftirim, Edirne'de doğmuş olduğu gibi bu sinagogda da geleneksel olarak varlığını sürdürmüştü. |
Ne olmuştu?
Edirne Valisi Dursu Şahin dünkü açıklamasında şöyle demişti:
"Mescid- i Aksa’nın içinde savaş rüzgarları estiren, bizzat savaş tatbikatı yapan o eşkıya kılıklı insanlar orada Müslümanları katlederken, biz de onların burada sinagoglarını yapıyoruz. İçimde büyük bir kinle söylüyorum bunu. Biz de onların mezarlıkların etrafını temizliyor, projelerini kurula gönderiyoruz. Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’ndan tescilini bekliyoruz. Bizim yaklaşımımız nerede, onların yaklaşımı nerede? Yani bunu izleyicilerin takdirine sunuyorum. Buradaki tadilatı sona gelen sinagog sadece müze olarak, içerisinde hiçbir şey olmadan o şekilde müze olarak tescil edilecek."
Vakıflar Müdürlüğü'nden açıklama
Bunun üzerine Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, şöyle konuştu:
"Bizim niyetimiz kesinlikle oranın öncelikli olarak bir ibadethane olarak fonksiyon üretmesidir. Türkiye'ye gelecek, Edirne'yi ziyaret edecek veya Musevi cemaatine mensup vatandaş dışarıdan olur, içeriden olur, oraya gidip ibadetini, onların ifadesiyle duasını rahatlıkla yapabilmeliler.
"İkinci olarak da burası bir kültürel varlık. Ortak tarihimizin, ortak değerlerimizin ve dünyanın bir kültürel varlığı. Onun için de diyoruz ki tıpkı Süleymaniye Cami, Sultanahmet Cami gibi hem ibadet işlevi görsün hem de müze olarak da gelen ziyaretçilerin, ibadet harici, Museviler dışında diğer insanlar da gelip bu yapıyı, Avrupa'nın en büyük sinagogunu gelip yerinde ziyaret edebilsinler. Niyetimiz bu.”
Musevilerden açıklama
Türkiye Hahambaşılığı ve Türk Musevi Cemaati ise şöyle dedi:
“Edirne Valisi Dursun Ali Şahin'in restore edilen Edirne Sinagogu ile ilgili dün verdiği beyanda, Hükümetlerimizin yıllardır sürdürdüğü ayrımcılığı reddeden anlayışına rağmen, kendi ifadesi ile ‘içinden gelen büyük bir kinle’, ülkemizin asırlardır önemli bir unsurunu teşkil eden biz vatandaşlarını ötekileştirmiş ve 'onlar' diye tanımlayarak düşman haline getirmiştir.
"Ortadoğu 'daki politikalar, eylemler ve davranışlar hiçbir yetkiliye bu topraklarda asırlardan beri yaşayan, Osmanlı ve Türk milletinin bir parçası olmaktan gurur duyan biz Türk Yahudilerini hedef haline getirme hakkini vermemektedir. Bu tür bir söylemin devletimizi temsil eden bir valimiz tarafından ifade edilmesinden dolayı hicap duymaktayız.
"Dönemin koşullarından dolayı mazbutaya alınmış olan Büyük Edirne Sinagogu Vakıflar Genel Müdürlüğünün özverisi ve teveccühüyle Türk Musevi Cemaati yönetiminin bilgisi ve arzusu doğrultusunda el birliği ile restore edilmiştir. Yahudi tarihinde, ilmi ve dini olarak çok önemli bir yer işgal eden Edirne Yahudiliğinin bu sembolünün baştan beri tanımlandığı gibi müze -sinagog olarak tekrar ayağa kaldırılması özellikle Edirne şehrimizin tanıtımına katkıda bulunacağına inanmaktayız.
"Geçtiğimiz hafta Neve Şalom Sinagogu'na 'yıkılacak mekan' pankartı asan eylemcinin bir öğretmen olması ve halen çocuklarımızı eğitmeyi sürdürmesi endişelerimizi arttırmakta olup son aylarda doruğa ulaşan Yahudi karşıtı söylem ve eylemlere karşı toplumun, adaletin ve hükümetimizin duyarlılığı ve çabalarıyla acilen mücadele edilmesini temenni ediyor, devletimize güveniyoruz." (NV)