Edirne'de 15 yıldır günlük Hudut gazetesinin sahipliğini yapan Gönül Uyanıktır, 29 Mart yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) üç dönemdir belediye başkanlığı yapan Hamdi Sedefçi'nin favori göründüğünü söyledi.
Ekonomik sorunlar yaşayan kentte "muhafazakar bir yönetime karşı" bir direnişin göze çarptığını söyleyen Uyanıktır, en yakıcı sorun olarak, Edirne'de "vahşi bir depolama anlayışını yansıtan kent çöplüğünün kent merkezinde yer almasını" görüyor.
"İvedi olarak kentin dışına çıkarılmalı. Edirne bunu şimdilik başaramadı. Bunda siyasi çekişmeler önemli rol oynadı. Bir CHP belediyesine bunu yaptırmak istemediler. Belediyenin parasına borçları karşılığında haciz kondu, belediye maaş ödeyemez duruma geldi. Şu anda belediye ve Edirneliler direniyor. Edirneliler, muhafazakar bir yönetimin olmaması için direniyorlar."
"Adayların şimdilik Edirne'ye dair bir söylemleri yok" diyen Uyanıktır, Edirne'deki seçim havasını, kentte kadın gazeteci olarak görev yapmayı, kentin medyadaki görünürlüğüyle ilgili düşüncelerini bianet ile paylaştı:
Kendinizi ve gazetenizi bize tanıtabilir misiniz?
Hudut gazetesi, 39 yıldan bu yana aralıksız olarak yayın yapıyor. Ben 15 yıllık sahibiyim. O dönem İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne bağlı olan Gazetecilik Enstitüsü'nden mezun oldum. 1981'de gazeteciliğe Almanya'da Hürriyet gazetesinde primli muhabir olarak Almanya baskılarında başladım. 1985-88 döneminde Edirne'de bir yerel gazetede çalıştım. 1988'dan itibaren altı yıl süreyle Hürriyet Haber Ajansı'nın Edirne bürosunda muhabirdim. 1994 yılında kriz döneminde işten çıkarıldım. Aynı yıl Hudut gazetesini devraldım ve o günden bu yana devam ediyorum.
Edirne Gazeteciler Cemiyeti'nin önceki dönem yönetiminde yer aldım. Halen Güney Doğu Avrupa Gazeteciler Derneği Yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyorum.
Edirne'de seçim hazırlıkları aktarabilir misiniz?
Edirne'de seçim yarışının daha ziyade CHP'den üç dönem belediye başkanlığı yapmış ve dördüncü bir döneme talip inşaat mühendisi Hamdi Sedefçi ile daha önce Sedefçi'ye karşı kaybeden ve ikinci kez karşısına çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi'nden (AKP) muhasebeci-mali müşavir Mustafa Hatipler arasında geçmesi bekleniyor. Burada CHP daha şanslı görünüyor.
Edirneliler kıran kırana bir rekabet bekliyorlar ama ülke genelinde ve dünyada yaşananlar Edirne'yi de haliyle etkiliyor. Birbirilerine karşı hafif çıkışlar söz konusu ama durum çok da gergin değil. Adaylar sakin ve kendileri çalışıyorlar, grup olarak bir çalışma henüz yok.
Adayların programları konuşuluyor mu?
Adayların Edirne'ye dair bir söylemleri yok şu anda. Sedefçi'nin olmaması doğal çünkü yönetimin içinden geliyor. Fakat AKP'li adayının da şimdilik kentle ilgili somut bir önerisi de yok.
Edirne'nin medyadaki görünürlüğü nasıl?
Yaygın medyada yurt haberciliği diye bir şey kalmadı. Biliyorsunuz, bizim habercilerimiz İstanbul, Ankara ve Amerika'ya bakıyor. Amerika'da söylenenler sabit olarak birinci haber olurken, hatta birinin köpeğinin kaybolması bile haber olarak görülürken Edirne'deki gelişmeler ancak yerel gazetelerce takip edilir.
Kentin sorunlarıyla tanındığını hiç sanmıyorum. Edirne bir Avrupa kenti olma özelliğini tamamen yitirdi. Avrupa kenti özelliğini yaşamayı, muhafazakarlığa direnen Edirneliler sürdürüyor. Dışarıdan gelen herkes, hayal kırıklığına uğrar Edirne'de... Kent ekonomik açıdan kötü durumda....
Edirne, çok farklı bir kenttir. Bundan 60-70 yıl önce insanlar açıkhavada Otello'yu izlermiş, açık hava bahçesinde Cumhuriyet öncesinde bile dans edilirmiş... Burada 15 tane tenis kortu varmış, bugün Edirne'de tek bir tenis kortu yok. Benim 72 yaşlındaki annem anlatıyor; haftasonu kadınlar boks maçı izlemeye giderlermiş...Şimdi o insanların çocukları geri gitmek isterler mi? İstemezler.
Kadın gazeteci olarak nasıl bir şey?
Her tür haberi rahat yansıtıyoruz. 25 yıl önce Edirne'ye geldiğimde gazeteci sayısı 10'u geçmiyordu ki, tek kadın gazeteciydim. Şimdi Edirne'de görev yapan 80 gazeteciden en az 35-40 tanesi kadındır.
Yedi tane yerel günlük gazete var, onun dışında yeni bir gazete seçim öncesi yayımlanmaya başladı. İki tane haftalık aylık gazete, üç tane radyo ve bir yerel televizyon var. Ayrıca, bir çok gazete ve ajansın burada büroları var.
Basın özgürlüğü açısından sorun var mı?
Valla tabi ki var, çok da özgür hissetmiyoruz kendimizi. Açıkçası resmi ilan gelirleriyle yaşıyoruz hepimiz. Resmi ilanlarda zaman zaman sıkıntılar yaşıyoruz, isyan noktasına gelebiliyoruz. Haksızlıklar yapıldığını iddia ediyoruz ancak tabi kanıtlayamıyoruz. Zaten resmi ilan dışında özel ilan yok denecek kadar az. Türkiye'de gazeteler, abone sistemiyle yaşıyor ve tezgah satışları da çok az. Abone olduğunuzda birilerinin nasırına da bastığınızda aboneliği kesiyorlar. Sadece resmi makamlarından değil, halktan gelen kısıtlayıcı durumlar da söz konusu. Çok bağımsız davrandığınızda da yalnız kalıyorsunuz gibi...Ufak tefek davalarımız oldu ama lehimize sonuçlandı. (EÖ)