Türkiye Eczacılar Birliği (TEB) ile Maliye Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında 14 Aralık 2004'te imzalanan ve Bağ-Kur ile Emekli Sandığı'nın yanı sıra SSK'lı hastalara da ilaç verme şartlarını düzenleyen protokol dün uygulamaya girdi.
Protokole göre, kamu kurumlarına verilecek ilaçlarda eczacılar yüzde 3.5 iskonto yapacak. Farklı kategorilere ayrılsa da, ilaç üreticilerinin de yapacağı indirimle toplamda yapılan iskonto yüzde 14.5'e varıyor.
İlaçların dağıtımını üstlenen depolar ise kar paylarından indirim yapmıyor.
"En büyük yükü eczacılar üstleniyor"
Ergün, ilaç üreticilerinin iskontoyu üretim fiyatı üzerinde yaptığını, eczacılarınsa satış fiyatı üzerinden gerçekleştirdiğini ve çoğu zaman en fazla yükü üstlenen kesimin eczacılar olduğunu belirtiyor.
Protokolle ilgili bir diğer eleştiri de geçiş döneminin kısa tutulmuş olması ve kimi üreticilerin geçiş döneminde indirim yapmamış olması.
Ergün, bu yüzden eczacıların ellerinde bulunan ve pahalı aldıkları ilaçları şimdi indirimle satmak zorunda kaldığını ve zarar ettiklerini belirtti.
Bir diğer konu ise ödeme garantisinin olmaması. Ergün, devletin alacaklarını ödemekte oldukça ketum davrandığını söyledi.
"Bağ-kur şu an iki ayda ödemesi gereken ilaç bedellerini dört ayda ödüyor. Emekli Sandığı da 18 iş günü olan ödeme süresini 60 güne çekmiş durumda. SSK'da da benzer bir uygulamayla karşılaşmamız muhtemel. Yani hem iskonto yükünü üstleniyoruz hem de ilaç bedellerini almak için bekliyoruz. Bu durum sermayesi olmayan eczacılar için sürdürülebilir değil."
"SSK'lılar da tepkiliydi"
Dün eczaneye gelen SSK'lı hastaların ilaç alamamasının bir diğer nedeni de altyapının hazırlanmamış olması.
Ergün, protokollerin yeterli sayıda ve zamanında gönderilmediğini dolayısıyla birçok eczacının imzalamak istese de imzalayamadığını belirtti.
"Bu çevrede henüz protokolü imzalayan eczacı yok" diyen Ergün, gerekli hazırlıkların yapılmamış olmasına hastaların da tepki gösterdiğini söyledi.
İnsanların sağlık sorunları yaşarken kapı kapı dolaşıp ilaç aramasının çok kötü olduğunu belirten Ergün "Tepki göstermekte haklılar ve bu aksaklığın düzenleme yaparken hastaları değil rakamları düşünen yöneticilerden kaynaklandığının farkındalar" dedi.
"Semt eczaneleri yokolacak"
Fakülteden 27 yıl önce mezun olduğunu söyleyen Ergün'e göre eczacıların durumu hiç bugünkü kadar kötü olmamıştı.
"Bütün bu uygulamalar eczacılık mesleğini yavaş yavaş yok edecek. Güçlü olan eczaneler ayakta kalırken birçok semt eczanesi kapanmak zorunda kalacak. Zincir eczane uygulamasını başlatmak istiyorlar."
Ödemelerin zamanında yapılacağından pek ümitli olmasa da Ergün, protokolü imzalayıp "bir deneyebileceğini" söyledi.
"Bu çevrede SSK'lı bir çok hasta var ve aslında eczaneler kamu hizmeti veren yerler. Benim sadece sohbet etmek için ya da sağlığı ile ilgili bir şey danışmak için uğrayan birçok hastam var. Her şeyi yapılacak iskonto oranlarına indirgeyenler eczacıların kamu sağlığında oynadığı rolü görmezden geliyor. Şeker satmakla ilaç satmak arasında ayrım yapmayanlar için eczacıların zor duruma düşmesi de bir şey ifade etmiyor." (EÜ/BB)