TGC ve TGS, yetkileri azaltılarak yürürlüğe giren Basın Kartı Komisyonu’na dair Yönetmeliği’ni yargıya taşıdı. Yürürlüğe giren Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na dair Yönetmelik de barışçıl toplumsal eylemlerin kısıtlanmasına neden olacak.
Enver Aysever’e basın kartı verilmemesi, Mehmet Baransu’ya kötü muamele, Hürriyet’e ve genel olarak gazetecilere saldırı; DİHA, Cumhuriyet sitelerinin sansür edilmesi, Twitter’daki yavaşlama, Basın Kartı Yönetmeliği, Ahmet Hakan’a Cem Küçük’ün tehditleri, cezaevinde mizah dergilerine sansür, Evrensel gazetesine baskılar, soru ve araştırma önergelerine konu oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerde partisi AK Parti’nin iktidardan olması sonrasında kısa süre ara verdiği medyayı hedef alan söylemlerini sürdürdü. Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'ın silahlı saldırıyı kınayan Erdoğan, Doğan Yayın Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan, Nokta dergisi ve Cemaate yakın medya organlarını hedef aldı. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, gazetecileri “PKK’nin silahına susturucu” olmak, Başbakan Yardımcısı ve Geçici Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç de Evrensel ve Özgür Gündem’i “suç makinesi” olmakla suçladı.
Ulusal ve uluslararası gazetecilik ve hak örgütleri, Hürriyet gazetesi ve matbaasına yönelik saldırılar, Doğan Grubu’na yönelik “terör propagandası” soruşturması, Diyarbakır’da 31 medya çalışanının gözaltına alınması, Bugün TV, Samanyolu Haber ve Mehtap TV'nin Tivibu dijital platformundan çıkarılması, gazeteci Frederike Geerdink’in sınır dışı edilmesi, Vice News çalışanları ve Gültekin Avcı’nın tutuklanması, Star Medya Grubu’ndan Murat Sancak’ın silahlı saldırıya uğraması, Nusaybin’de gazetecilere polis saldırısı, Nokta dergisine baskın, İpek Grubu’na operasyon düzenlenmesi gibi pek çok olayda ortak ses verdiler, kınama mesajları yayınladılar.
Özellikle sendikaların tepkisi, üç aylık dönemde sayıları 45’i bulan gazeteci ve medya çalışanlarının işten çıkarılması veya işten ayrılmak zorunda bırakılmasınaydı. Geçen yılın aynı döneminde 35 idi.
Düzenlemeler
TGC ve TGS, yetkileri azaltılarak yürürlüğe giren Basın Kartı Komisyonu’na dair Yönetmeliği’ni yargıya taşıdı. Yürürlüğe giren Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na dair Yönetmelik de barışçıl toplumsal eylemlerin kısıtlanmasına neden olacak.
Yeni Basın Kartı Yönetmeliği sorunlu: Basın Kartı Komisyonu’nda gazetecilik meslek örgütlerinin etkisini azaltan ve bazı hakları zayıflatan Yeni Basın Kartı Yönetmeliği 26 Ağustos’ta Resmi Gazetede yayınlandı.
Yeni düzenlemeyle Basın Kartları Komisyonu 13 kişiden 15’e çıkarıldı. Meslek örgütleri temsilci sayısı sekizden beşe düşürüldü. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti komisyondan dışlandı, TGS temsili üçten bire indirildi. TGC’nin iki üyeliği korundu. Artık, Genel Müdürlük Komisyon’un 7 üyesini doğrudan, 3 üyesini de dolaylı olarak belirleyecek.
TGC ve TGS, Yönetmelik değişikliği için görüşlerine başvurulmadığını bildirerek, komisyondan çekildi; iptali için de yargıya başvurdu. Örgütler, geçici işsizlik halinin getirdiği imkanlardan yararlanmak için şart koşulan 1 yıllık çalışma süresinin kaldırılması gibi birçok yöne itiraz etti.
2911 yönetmeliği yürürlükte: İç Güvenlik Paketi’nin değişiklikler öngördüğü Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yönetmeliğe göre, “toplantı veya gösteride kimliği gizlemek amacıyla yüz kapatmak, üniformayı andırır giysiler giymek, bilye taşımak” yasak, sloganlar polisin iznine tabi (6 Ağustos).
Raporlar
Sansüre Karşı Dayanışma Ağı raporu: Sansüre Karşı Dayanışma Ağı, Dünya Barış Günü’nde paylaştığı “Savaşın 40 Günlük Basın Bilançosu” raporunu açıkladı.
AGİT reform istedi: AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Dunja Mijatovic, Erol Önderoğlu’nun hazırladığı Türkiye’de tutuklu ve ceza tehdidi altındaki gazeteciler raporunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile paylaştı; “ifade ve medya özgürlüğünü tehlikeye sokan yasalarda reform” istedi (16 Temmuz).
Tepkiler
Baskına kınama: TGS, TGC, DİSK Basın-İş, EMEP, Basın Konseyi, Özgür Gazeteciler Cemiyeti, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, gazeteci Celal Başlangıç, HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Levent Tüzel, Diyarbakır’da 31 medya çalışanının “barut izi” araması için gözaltına alınmasını kınadı (28 Eylül).
Dijital hukuksuzluğa tepki: TGC, Bugün TV, Samanyolu Haber ve Mehtap TV'nin yayınlarına Tivibu dijital platformunda son verilmesiyle ilgili iktidardan hukuksuzluğa son vermesini istedi (28 Eylül).
AHİM yargıcından Cumhurbaşkanı davalarına: AİHM yargıcı Işıl Karakaş, “Cumhurbaşkanına hakaret yüzünden sürekli davalar açılıyor. Avrupa’da böyle değil” dedi (28 Eylül).
Erdoğan’a yanıt: Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Aydın Doğan bana ‘Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük’ dedi” sözlerini Hürriyet’te yayınlanan açıklamasıyla reddetti (26 Eylül).
TİVİBU tepkisi: RTÜK üyesi İsmet Demirdöğen, ÇGD Başkanı Ahmet Abakay ve iletişim uzamanı Bedrettin Uğur, Bugün TV, Samanyolu Haber ve Mehtap TV'nin TİVİBU dijital yayın platformundan çıkarılmasını kınadı (28 Eylül).
GYV kınadı: Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, Koza ve Doğan Grubu yazar ve yöneticilerinin açıkça tehdit edildiğini söyledi (21 Eylül).
ABD endişeli: ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Mark Toner, Doğan Grubu’na yönelik açılan “terör propagandası” soruşturmasını endişeyle karşıladıklarını açıkladı (19 Eylül).
Şeffaflık örgütü uyardı: Uluslararası Şeffaflık Derneği, Bugün, Nokta, Hürriyet, Cumhuriyet gibi medya organlarına yönelik baskıları kınadı, “giderek demokratik ülkelerden uzaklaşıyoruz” dedi (17 Eylül).
AB’nin dileği: “Türkiye: Kutuplaşmış bir ülkede gazeteciliği savunmak” başlıklı panele katılan AB Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler departmanı Başkan Yardımcısı Andreea Schmidt, “Gazetecilerin rahatsız edilmediği bir ortam görmek isteriz” dedi (17 Eylül).
Sansüre nereye varacak? RSF, Doğan Grubu’na “terör” soruşturması, Nokta dergisine polis baskını, Cumhuriyet gazetesine İnternette erişim engeli gibi ihlallerle ilgili, “Yetkililer bu sansürü daha nereye vardıracaklar?” diye sordu (16 Eylül).
GÖP kınadı: Gazetecilere Özgürlük Platformu, Doğan Grubuna açılan “terör” soruşturmasını ve Nokta Dergisi’ne yapılan polis baskınını kınadı (15 Eylül).
Basın örgütleri kınadı: IPI Türkiye Komitesi’ni oluşturan Basın Enstitüsü Derneği, Hürriyet gazetesine ve matbaasına yönelik saldırılardan kaygılandığını açıkladı, Yeni Şafak yazarı Cem Küçük’ün Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ı ölümle tehdit etmesini kınadı; “demokrasiye yönelik tehditleri bertaraf etmek ve süregiden cezasızlığa son vermek, öncelikle hükümetin sorumluluğudur” (10 Eylül).
Alman Gazeteciler Birliği (DJV), GÖP, RSF Almanya Temsilciliği, Cumhuriyet gazetesi yayın yönetmeni Can Dündar, Milliyet gazetesi yayın yönetmeni Fikret Bila, Vatan gazetesi yayın yönetmeni İsmail Turgut Yuvacan, TGC başkanı Uğur Güç, 48 saatte iki saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesi ve Doğan Yayın Grubu’na destek verdi.
TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Hürriyet ve Sabah gazeteleri ve ATV’ye yönelik saldırıları kınadı (9 Eylül).
Hürriyet’e destek ziyareti: TGC, TGS ve DİSK Basın-İş, 48 saatte iki saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesini ziyaret etti (9 Eylül).
Hürriyet’ten kınamalar: Hürriyet gazetesi yayın yönetmeni Sedat Ergin ve Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı gazeteciliğe devam edeceklerini açıkladı (10 Eylül).
Uluslararası destek: Almanya, Fransa ve Britanya’nın İstanbul başkonsolosları, ABD Ankara Büyükelçisi John Bass, Hürriyet’e geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.
Sınırdışıya tepki: Hollanda Dışişleri Bakanlığı, gazeteci Frederike Geerdink’in Hakkari Valiliği kararıyla sınırdışı edilmesini eleştirdi. Hollanda Gazeteciler Sendikası da Amsterdam’da protesto düzenledi (10 Eylül).
ABD eleştirdi: ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Hürriyet gazetesine saldırıda AKP milletvekili Abdurrahim Boynukalın’ın oynadığı role işaret ederek, “Seçilmiş yetkililer basına saldırıları teşvik ediyor izlenimi vermemeye özen göstermeli Partiler basın özgürlüğün desteklemeli” açıklaması yaptı (9 Eylül).
Geerdink için çağrı: RSF, Yüksekova'da canlı kalkan eyleminde gözaltına alınan Hollandalı gazeteci Frederike Geerdink'in derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı (7 Eylül).
Saldırıya kınamalar: Türkiye Gazeteciler Federasyonu, Basın Konseyi, TGS, DİSK Basın İş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Bağcılar’daki Hürriyet gazetesine AK Parti taraftarlarınca yapılan saldırıyı kınadı (7 Eylül).
Tunceli Gazeteciler Derneği’nden: Tunceli Gazeteciler Derneği, 4 Eylül’de kentte özel harekâtçılar ile HPG’liler arasındaki çatışmaları haberleştiren gazetecilere yönelik “Çatışmaları önceden biliyorlardı” şeklinde suçlamaları kınadı (6 Eylül).
180 imzalı protesto: 180’i aşkın gazeteci, yazar ve siyasetçi, İpek Medya Grubu’na yönelik operasyonunu “Hitler Almanya'sı 2015” bildiriyle protesto etti (3 Eylül).
ÖGC kınadı: Diyarbakır merkezli Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC), son 40 günde DİHA Ajansı’nın altı internet sitesine erişimin engellenmesini, Ankara’da stant açanlara polis müdahalesinde DİHA muhabiri Fethi Balamanı’nın darp edilmesini kınadı (2 Eylül).
RSF özgürlük istedi: RSF, Diyarbakır’da 31 Ağustos’ta tutuklanan Vice News sitesi çalışanları Jake Hanrahan ve Philip Pendlebury ile tercümanlarının serbest bırakılmasını istedi (1 Eylül).
IPI endişeli: IPI İletişim Direktörü Steven M. Ellis, Koza İpek grubu şirketlerine, “teröre mali destek” ve “propaganda” iddiasıyla yapılan operasyonu endişeyle izlediklerini açıkladı (1 Eylül).
Sözcü “boş” çıktı: Sözcü gazetesi, bir yılda haklarında açılan 57 davayı protesto etmek için boş sütunla çıktı (1 Eylül).
İpek Grubu’na operasyon tepkisi: TGC, Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, AB Dış İlişkiler Sözcüsü Maja Kocijancin İpek Medya Grubu’na yönelik polis operasyonunu kınadılar. Bugün gazetesi çalışanları da baskını “Özgür medya susmaz” ve “Bugün susmaz” yazılı dövizlerle protesto etti (1 Eylül).
Basın Kartı Yönetmeliğine tepki: TGC Başkanı Turgay Olcayto, Başkan Vekili Vahap Munyar, Genel Sekreter Sibel Güneş, TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, TGC Önceki Başkanı ve Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Kadri Gürsel, 94 bileşenden oluşan GÖP’ün dönem sözcüsü Basın Konseyi ve RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, yeni Basın Kartı Yönetmeliğini anti-demokratik olarak nitelendirdiler (29 Ağustos).
İşten atmalara kınama: TGS, beş gazeteci ve köşe yazarının işine son veren Milliyet gazetesi yönetimine, “gazetecileri işlerine geri alın” çağrısı yaptı (28 Ağustos).
Sancak’a saldırıya kınama: TGC, Basın Konseyi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak, şoförü ve korumasının olduğu araca yönelik silahlı saldırıyı kınadı (20 Ağustos).
Gazetecilere saldırılara kınama: ÇGD, güvenlik kuvvetlerinin gazetecilere saldırılarını kınadı (17 Ağustos).
Özel harekat polisi yargılansın: TGC ve Basın Konseyi, Nusaybin’de DHA ve AA muhabirlerine saldıran özel harekat polisinin yargı önüne çıkarılmasını istedi (12 Ağustos).
Arınç’ı kınamaya devam: Geçici Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Özgür Gündem ve Evrensel gazetelerini “suç makinesi”ne benzetmesine yönelik köşe yazarlarının tepkileri Posta gazetesinden Elif Yılmaz ve Cumhuriyet gazetesinden Aydın Engin ile sürdü (9 Ağustos).
CPJ kınadı: CPJ Avrupa ve Orta Asya Direktörü Nina Ognianova, Savcı Kiraz'ın rehin alma görüntülerini yayınladıkları için 18 gazeteciye “terör örgütü propagandası”ndan dava açılmasını kınadı (8 Ağustos).
Köşe yazarlarından e-sansür isyanı: Birçok köşe yazarı, 90 sitenin sansür edilmesini köşelerinde ortak bildiri yayınlayarak kınadı (5 Ağustos).
Davaya kınamalar: İzmir Gazeteciler Cemiyeti başkanı Misket Dikmen, 18 gazeteciye TMK’dan dava açılmasını, “utanç verici bir olumsuz gelişme” sözleriyle niteledi; Basın Konseyi de, davayı “kabul edilemez” buldu (5 Ağustos).
Sansüre toplu kınama: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın hedef gösterdiği Evrensel ve Özgür Gündem gazeteleri ile erişim engellenen DİHA, ETHA, JİNHA, Sendika.org sitelerinin temsilcileri, TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun da katıldığı basın toplantısında “Geçici AKP Hükümetinin tek sesli medya düzenine karşı birlikte ve dayanışmayla mücadele” çağrısı yaptı (3 Ağustos).
RSF’den uyarı: Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Kürt meselesinde tırmanan gerginliğe paralel olarak medyanın baskı altına alınmasına karşı çıktı; "Bu baskıcı sarmal yeni gerginlikleri beraberinde getirir" dedi (29 Temmuz).
Yayın yönetmenleri açıklasın: ÇGD, 23 Temmuz’da Başbakan Davutoğlu'nun Dolmabahçe'de görüşme yaptığı genel yayın yönetmenlerinden, “halkın aleyhine olabilecek gelişmelerle ilgili bilgileri açıklamaya” çağırdı (28 Temmuz).
TGC’den tepki: TGC, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Özgür Gündem ve Evrensel gazetelerini hedef alması, Suruç’taki bombalı saldırıyla ilgili yayın yasağı getirilmesi, 96 internet sitesine ve 23 Twitter hesabına “terör propagandası” iddiasıyla erişim engeli getirilmesi ve çatışma ortamlarında gazetecilere yönelik şiddet ve cezasızlığını kınadı (28 Temmuz).
Konsey Arınç’ı uyardı: Basın Konseyi, Bülent Arınç’ın Evrensel ve Özgür Gündem gazetelerini tehdit etmesini protesto etti; Star gazetesine bomba konulmasını kınadı (25 Temmuz).
Basın değil “sansür bayramı”: Gazetecilere Özgürlük Platformu Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde gazetecilere sendikalaşmanın arttığı işten atılmanın, tehditlerin, otoriter yönetimlerin olmadığı ayrımcılık yaşanmayacak yarınlar diledi. TGS de sansür uygulamaları nedeniyle bu yıl da gazetecilerin 'basın bayramı'nı kutlayamadığını açıkladı (24 Temmuz).
TRT Genel Müdürü görevden alınsın: KESK’e bağlı Haber-Sen Sendikası, TRT'nin kamu yayıncılığından uzaklaştığı gerekçesiyle RTÜK’ün TRT Genel Müdürü'nün görevden alınmasını talep etmesini istedi (18 Temmuz).
GÖP baskıları reddetti: GÖP, gazetecilerin hedef alınması ve işten çıkarılmasıyla RTÜK cezalarını kınadı, halkın haber alma hakkını engelleyen, basın-ifade özgürlüğünü hiçe sayan, anlayışlara karşı çıktı (10 Temmuz).
Tutuklu gazeteciler için 24 saat yayın: Kalemime Dokunma Platformu, tutuklu gazeteciler ve Mehmet Baransu için 50’yi aşkın gazeteci ve aydının katılımıyla Youtube üzerinden 24 saat kesintisiz bir yayın başlattı. Nazlı Ilıcak, Ekrem Dumanlı, Fatih Portakal, Şanar Yurdatapan, Ercan İpekçi, Murat Sabuncu ve Abdülhamit Bilici katılımcılar arasında (10 Temmuz).
İHD soruşturmaya tepkili: İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Diyarbakır’da Aram Yayınevi’nin 18 kitabına açılan “örgüt propagandası” soruşturmasına karşı çıktı (9 Temmuz).
Koçak’a TYS desteği: TYS, Notre Dame de Sion Lisesi’nin öğrenci fanzinindeki bazı ifadeler sebebiyle edebiyat öğretmeni Melike Koçak’ın işten çıkarmasını kınadı, işe geri alınmasını talep etti (9 Temmuz).
Öziçer’e destek: İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, Fatih Terim haberinden muhabir Öncel Öziçer’i kovduğu gerekçesiyle Vatan gazetesi yönetimini eleştirdi (8 Temmuz).
Evrensel’e destek: EFJ ve FIJ, Metal işçilerinin haberini yaptığı için Evrensel ve Hayat Televizyonu muhabirlerinin saldırıya uğramalarını kınadı; "Örgütlenme özgürlüğü ile toplu sözleşme ve grev hakkının kullanımını takip etmekte kilit rol oynayan gazeteciler işlerini yaparken tamamen özgür olmalıdır" dedi (6 Temmuz).
CPJ Erdoğan’ı eleştirdi: CPJ Avrupa ve Merkez Asya Direktörü Nina Ognianova, “Erdoğan basın karşı: Hakaret yasası Cumhurbaşkanı’nı eleştirenleri susturmak için kullanılıyor” yazısında Can Dündar, Tolga Tanış, Barış İnce, Bülent Keneş ve Mehmet Baransu’ya açılan hakaret davalarını ve verilen cezaları hatırlattı (7 Temmuz).
ÇGD sansürü kınadı: ÇGD, 2015 Nisan-Haziran Medya Raporu’nda bir savcının İstanbul Adliyesi’nde rehin alınmasıyla ilgili yayınlara ve gazetecilere getirilen engellerin Türkiye’de sansür gerçeğini yansıttığını bildirdi (5 Temmuz).
Soru Önergeleri
Muhalefetteki HDP ve CHP’li milletvekilleri, medya özgürlüğü şartlarının iyileştirilmesi için Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde Meclise araştırma ve soru önergeleri ile kanun teklifleri sundu. Önergelerin konuları, Enver Aysever’e basın kartı verilmemesi, Mehmet Baransu’ya kötü muamele, Hürriyet’e ve genel olarak gazetecilere saldırı; DİHA, Cumhuriyet sitelerinin sansür edilmesi, Twitter’daki yavaşlama, Basın Kartı Yönetmeliği, Ahmet Hakan’a Cem Küçük’ün tehditleri, cezaevinde mizah dergilerine sansür, Evrensel gazetesine baskılar oldu.
Verilmeyen basın kartı Mecliste: CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Davutoğlu’na yazılı bir önergeyle gazeteci Enver Aysever’e neden basın kartı verilmediğini ve 2010-2015 döneminde basın kartı verilmeyen gazeteci sayısını sordu (21 Eylül).
CHP’den medya önergesi: CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Davutoğlu’na yazılı bir önergeyle 13 yılda fiziki saldırıya uğrayan medya kurumları ile tutuklanan gazeteci sayısını, saldırıları yapanları ve medya kuruluşlarına verilen mali cezaları sordu (18 Eylül).
DİHA sansürü Mecliste: HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, Dicle Haber Ajansı (DİHA) sitesinin neden 20 defa erişime engellendiğini Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin’e sordu (18 Eylül).
Site sansürü Mecliste: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Cumhuriyet Gazetesi internet sitesine Telekom'dan sonra TTNET, Uydunet ve PTT Cell'den erişim yasağı getirilmesini Başbakan Davutoğlu’na sordu (16 Eylül).
Saldırı ve sansür önergede: CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Başbakan Davutoğlu’na Hürriyet gazetesine yapılan saldırı, Cumhuriyet sitesine erişim engelini sordu (14 Eylül).
Saldırı ve tehdit için önerge: CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, Başbakan Davutoğlu’na Hürriyet'e yapılan ikinci saldırıyı ve Star gazetesi yazarı Cem Küçük'ün köşesinden Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ı ölümle tehdit etmesini sordu (10 Eylül).
Twitter yavaşlaması önergede: CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Twitter’a erişimin engellendiği ve hizmetin yavaşlaması iddialarını Başbakan Davutoğlu’na sordu (9 Eylül).
CHP’den Basın Kartı önergesi: CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a Basın Kartı Komisyonu’nu hangi gerekçelerle devlet denetimi altına alındığını, değişikliklerle ilgili gazeteci örgütlerinden görüş alınıp alınmadığını sordu (27 Ağustos).
Cezaevi sansürü önergede: CHP Ankara milletvekili Ali Haydar Hakverdi, Kocaeli Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde Leman, Uykusuz ve Penguen mizah dergilerinin “sakıncalı” bulunup bulunmadığını, mahkûmların özellikle gazetecilere yazdıkları mektupların engellenip engellenmediğini İçişleri Bakanı Kenan İpek’e sordu (15 Ağustos).
HDP’den araştırma komisyonu talebi: HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, DİHA, Özgür Gündem Gazetesi, ANF, ETHA, Sendika Org gibi haber sitelerine erişimin engellenmesi kararına ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını talep etti (29 Temmuz).
İnternet sansürü HDP önergesinde: HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın, 96 siteye sansür getirilmesiyle ilgili Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin ve Adalet Bakanı Kenan İpek'e kaç internet sitesine erişim yasağı getirildiğini ve 25 Temmuz’da sosyal medyada yaşanan yavaşlamanın nedenini sordu (28 Temmuz).
Baransu için soru önergesi: CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan gazeteci Mehmet Baransu’ya yönelik kötü muameleyi Adalet Bakanı Kenan İpek’e sordu (25 Temmuz).
Sulh ceza hakimlikleri kaldırılsın: CHP milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş, Sulh Ceza Mahkemeleri’nin yerini alan Sulh Ceza Hakimlikleri’nin kaldırılması için Meclise kanun teklifi sundu (16 Temmuz).
Erdem’den kanun teklifi: CHP İstanbul milletvekili Eren Erdem, Türkiye'nin Dünya Basın Özgürlüğü değerlendirmesinde 180 ülke arasında 149. sırada olduğunu, en çok gazetecinin yargılandığı ülkelerin başında geldiği notuyla basın özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak için kanun teklifi verdi (16 Temmuz).
Evrensel’e baskılar Mecliste: HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’e Günlük Evrensel gazetesine gönüllü olarak metal işçilerinin haberlerini yapanlara ve EMEP yöneticilerine yönelik saldırılar bağlamında “Tehdit, şantaj ve saldırıların arkasındaki organize kişi ve güçlerin açığa çıkarılması için bir inceleme başlatılacak mı?” diye sordu (2 Temmuz).
Dayanışma
Son üç ayda Musa Anter, Hrant Dink, Adem Yavuz ve Ferhat Tepe anılırken gazetecilik meslek örgütleri (TGC, TGS, DİSK Basın-İş, EFJ vs), habercilere yönelik “kutuplaşma karşıtı” ve “diyalog” için konferans ve panel düzenlediler.
Musa Anter anıldı: Diyarbakır'da 1992’de JİTEM’in öldürdüğü Özgür Gündem gazetesi yazarı ve aydın Musa Anter (Apê Musa) katledildiği yerde ve mezarı başında anıldı (20 Eylül).
Konferanstan iktidara çağrı: “Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı sonunda, siyasi partiler ve 1 Kasım seçimleri sonrası kurulacak hükümetten, gazetecilere yönelik hukuk-dışı soruşturmalara son verilmesi, cezaevindeki tüm gazetecilerin tahliye edilmesi; dava ve soruşturmaların düşürülmesi, Cumhurbaşkanı ve kamu görevlilerine hakaretten dava açılmasına neden olan yasaların değiştirilmesi, çoğulculuğun, saydamlığın ve bir kamu hizmeti olarak gazeteciliğin teşvik edilmesi istendi (19 Eylül).
Tören ertelendi: Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri, “sıkıyönetim koşulları” nedeniyle 15 Kasım'a ertelendi. Jüri Özel Ödülü olağanüstü koşullarda çalışan çatışma bölgelerindeki kameraman ve muhabirlere verildi (18 Eylül).
Özgürlük ve kutuplaşma konferansı: TGS, TGC, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve Avrupa Gazeteciler Federasyonu'nun (EFJ) düzenlediği “Türkiye: Kutuplaşmış bir ülkede gazetecilerin hak ve özgürlüğünü savunmak” başlıklı Medya Özgürlüğü ve Gazeteci Hakları Uluslararası Konferansı İstanbul’da yapıldı. Gazeteciler Can Dündar, Burcu Karakaş, Şirin Payzın, Kadri Gürsel ve Barış İnce baskılara tanıklık etti (17 Eylül).
Tek tip gazetecilik konuşuldu: TGC, TGS, ÇGD ve DİSK Basın İş, “Tek Tip Gazeteciliğe Karşı; Gazetecilik” konulu bir toplantı gerçekleştirdi (16 Eylül).
Badawi ve Kaos GL’ye ödül: Uluslararası Hrant Dink Ödülleri'nin bu yılki sahipleri Suudi Arabistan'da kadın hakları mücadelesi veren Samar Badawi ile Türkiye'de LGBTİ mücadelesi veren Kaos GL oldu (15 Eylül).
Dayanışma toplantısı: TGC, TGS, ÇGD ve DİSK Basın-İş, "Özgür Basın, Özgür Toplum İçin Dayanışma Çağrısı!” toplantısında gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldi. Toplantıda Medyaya Yönelik Baskıları İzleme Komisyonu Kurulması kararı alındı. Özgür Basın Özgür Toplum İçin Dayanışma Toplantıları’nın ise ayda bir yapılması karara bağlandı (8 Eylül).
TGC-KAS Semineri Zonguldak’taydı: TGC-Konrad Adenauer Stiftung’un (KAS) ortaklaşa düzenlediği 77. Yerel Gazetecilik ve Meslek İçi Eğitim Seminer Zonguldak’ta gerçekleştirildi. (4 Eylül).
Hrant’ın Arkadaşları peşini bırakmıyor: Hrant Dink cinayetinin İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dava öncesi Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan Hrant’ın Arkadaşları “Gerçek sanıkların ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan TCK. Madde 83) yargılanmalarını istedi (3 Eylül).
CHP’den gazetelere ziyaret: CHP’nin gazeteci kökenli milletvekillerinin oluşturduğu Medya Komisyonu, Cumhuriyet, İpek Koza Grubui Zaman, Taraf, Yurt ve BirGün gazetelerini ziyaret etti (3 Eylül).
Adem Yavuz anıldı: bianet, 1974'te ANKA muhabiri olarak Kıbrıs Harekatı'nı takip ederken alıkonulduğu sırada öldürülen gazeteci Adem Yavuz’u andı (27 Ağustos).
Sansüre karşı forum: TGS ve DİSK Basın-İş’in moderatörlüğünde ve Alternatif Medya Derneği’nin sunumuyla Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Konferans Salonu’nda internet sansürüne karşı bir forum düzenlendi (18 Ağustos).
Ferhat Tepe’yi sordular: Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray oturmalarının 542. Haftasında Özgür Gündem gazetesi Bitlis muhabiri Ferhat Tepe’nin katlinden sorumlu olanların 22 yıldır cezasız kaldığını tekrarladı (15 Ağustos).
Şener’e “Leipzig” Ödülü: Leipzig Özgürlük ve Medyanın Geleceği Ödülü 8 Ekim’de Posta gazetesi yazarı Nedim Şener ile Taksi Tahran filmi ile tanınan İranlı muhalif sinema yönetmeni Jafar Panahi’ye verilecek (5 Ağustos).
CHP’den cezaevi ziyaretleri: CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri Malatya Vekili Ağbaba ile Eskişehir Vekili Çakırözer hapisteki gazetecilerden Hidayet Karaca, Mehmet Baransu, Erol Zavar, Hatice Duman ve Sami Tunca’yla görüştü, taleplerini dinledi (2 Ağustos).
Ferhat Tepe anıldı: 28 Temmuz 1993’te Bitlis’te kaçırılan, 4 Ağustos’ta Elazığ’ın Hazar Gölü kıyısında ölü bulunan gazeteci Ferhat Tepe ölümünün 22. yılında anıldı (28 Temmuz).
TGC Ödülleri: TGC 2015 Basın Özgürlüğü Ödüllerine Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Kurum dalında ise Birgün Gazetesi ile Düşünce Suçuna Karşı Girişim hak kazandı (8 Temmuz).
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlardan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerde partisi AK Parti’nin iktidardan olması sonrasında kısa süre ara verdiği medyayı hedef alan söylemlerini sürdürdü.
Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'ın silahlı saldırıyı kınayan Erdoğan, Doğan Yayın Grubu Onursal Başkanı Aydın Doğan, Nokta dergisi ve Cemaate yakın medya organlarını hedef aldı. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, gazetecileri “PKK’nin silahına susturucu” olmak, Başbakan Yardımcısı ve Geçici Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç de Evrensel ve Özgür Gündem’i “suç makinesi” olmakla suçladı.
Erdoğan’dan Doğan’a: “Kasımpaşa’da doğup büyümekten, Kasımpaşalı olmaktan hiçbir zaman gocunmadık tam aksine gurur duyduk. Bunu küçümseyenler olabilir, önemli değil. Hani böyle bir kısım medya grupları var ya malum… Onlar bunu küçümseyebilir, önemli değil. Biz bir şeye inanacağız. Biz önce Hakk’a kul olduk, ondan sonra halka teslim olduk.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kasımpaşa Piyale paşa İlköğretim Okulu’nu ziyaret ederken, Aydın Doğan’a yanıt Verdi, 28 Eylül)
Erdoğan’dan “bedel” hatırlatması: “Bunun adı basın özgürlüğü olamaz ben hayatımda selfie yapmış değilim. Bazı insanlar bunu yapabilir, ben yapmıyorum. Ben bir şehit tabutuna sırtına dönebilecek kadar şerefsiz değilim. Onlar bunu yapabilecek kadar şerefsizdir, alçaktır. Avukatlara gereken talimatı verdim. Şehidin bizim dünyamızdaki anlamı bu değildir. Ama onlar için anlamı böyleyse kendi fotoğraflarını koyarak veya peşinden gittikleri zatın fotoğrafını koyarak yapsınlar. Bunların bedelini ödeyecekler.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kendisini montajlayarak asker cenazesinde selfie çekerken gösteren Nokta dergisi için konuşuyor, 16 Eylül)
Erdoğan’dan “Medya ayağı”: “Terör örgütü ve onunla aynı çizgide olmaktan hicap duymadığını gördüğümüz güya siyasetçi, güya medya mensubu, güya sivil toplum kuruluşu temsilcisi bir güruh milletimizi birbirine düşürmeye çalışıyor. Yapılan eylemlerin, verilen demeçlerin, atılan manşetlerin, yazılan köşe yazılarının, sosyal medyada kesintisiz yürütülen manipülasyonların tek hedefi, Türkiye’de bir toplumsal çatışmanın zeminini oluşturmaktır. Maalesef siyasetçi sıfatı taşıyan birileri de figüran olarak sahne alıyor. Bu ihanet oyununun bir de medya ayağı var. Onlar da teröristleri cici çocuk, güvenlik güçlerini saldırgan olarak göstermek için her çabayı gösteriyor…” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3. Uluslararası Ombudsmanlık Sempozyumu’nda konuşuyor, 16 Eylül)
Akdoğan’dan ayar: “Teröriste, terör örgütüne, onun yandaşlarına laf söyleyemeyenler, terörle mücadele eden hükümeti suçlamaktadır. Bu, örgüte dolaylı destek olmaktır. Terör örgütünün silahına susturucu olmak gazetecilik değildir… Bir kısım medya eli kanlı örgüte laf söyleyebilmelidir .” (Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan medya ve HDP’yi eleştiriyor, 9 Eylül)
Erdoğan’dan Doğan ve Özkök’e: “Utanmadan sıkılmadan bana mektup gönderiyorlar. Sayın Doğan bana mektup gönderiyor, ‘Şöyle yaptım, böyle yaptım. Olumsuz davranmadım, ahlaki noktada yanlış yapmadım.’ Bunun başköşesinde bir yazarı var, günlerce tartışıldı. O da ‘yapmadım, etmedim’ diyor. Kalkıp ‘Ben bunu söylemedim’ diyor. Paralelin başındaki de ‘Ben öyle söylemedim’ diyor. Birer birer izne çıkıyorlar. Birisi izne gitti. Bir ay yok. Öbürü de izne çıkarsa şaşırma. Nereye giderlerse gitsin, şaşırma. Bu makamı bu karakter yoksunu bu adamlara ezdirtmem…” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATV’ye yaptığı açıklamalarda Doğan ve “Gülen Cemaati”ne yakın medyayı eleştiriyor, 6 Eylül)
Erdoğan Muhtarlar toplantısında: “Kamboçya’da 2 milyon insanı öldüren Kızıl Kmerler’le aynı yöntemi kullanan bu bölücü örgütü şirin gösterme çabaları artık tahammül sınırlarını aşmaya başladı. Türkiye’deki bölücü terör örgütüne gösterdikleri yaklaşımı Avrupa’da gösterenlerin başına gelmedik kalmaz. Medya kuruluşuyla kapısına kilit vurulur, STK’ysa kapatılır, yazarsa mahkemeye çıkar cezaevine konulur.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10. Muhtarlar Toplantısında konuşuyor, 26 Ağustos)
Erdoğan Sancak’a saldırıyı kınıyor: “Murat Bey ve Ethem Bey ile görüştüm. Bu ülkede fikir hürriyetinden özgürlüklerden bahsedenlerin aslında özgürlüklere tahammül edemeyişlerin en güzel örneğidir. Burada Murat Bey'e yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Malum bölücü terör örgütünden gücünü alan partiler de özgürlük diyorlar ama biz hiç özgürlük onlarda görmedik… Zaten tehdit alıyorlardı. Zaten Star Grubu biliyorsunuz o olaydan sonra biz sizin peşinizi bırakmayacağız diyorlardı. Ethem Bey ile de görüştüğümde onlar da söyledi. Onlar da bir şeye inanıyorlar. Biz inandığımız yolda kararlı bir şekilde devam edeceğiz diyorlar. Bu şehit olan kardeşlerimizin canları bizden daha değerli dediler bu çok daha önemli.” (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'ın silahlı saldırıya uğramasıyla ilgili, Üsküdar'da gazetecilere konuşuyor, 21 Ağustos)
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hakaret ve tehdit: Cumhurbaşkanı, “Bu ihanete destek olan sözde aydın güruhu, köşe yazarları yaşanan her ölümün, dökülen her gözyaşının sorumluluğuna ortaktır. Bunlar ihanet içerisindedir. Ekmeğinin peşinde veya görevinin başında olan insanları hunharca öldüren teröristlere tek çift söz söylemeyip teröristleri etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine saldıranların yeri alçaklık çukurunun en dibidir. Vatan ve millet aidiyeti olmayan bu köksüz, ahlaksız ve vicdansız güruh sanmasın ki yaptıkları yanlarına kâr kalacak…” dedi (Ak Saray’da 9. Muhtarlar toplantısında, operasyonları eleştirenleri hedef aldı) (19 Ağustos).
Orman Bakanından medyaya: “Maksadımız yayla turizmini artırıp oraya gelir temin etmek. Orada kesilen ağaçların fazla bir kıymeti harbiyesi yok arkadaşlar. Basınımız da gaza gelmemeli.” (Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Karadeniz yaylalarını birleştirmeyi amaçlayan Yeşil Yol Projesi'yle ilgili konuşuyor, 26 Temmuz)
Arınç’tan Gündem ve Evrensel: “Özgür Gündem ve Evrensel'in de içinde olduğu, diğerlerini saymayayım birçok gazete. bunlar suç makinesi. Bunlara dava açsak cezalara boğulurlar. Ama biz onlara bu kadar çok dava açsak bu davaları da kullanırlar. Yine çıkar aynı şeyleri yazarlar.” (Başbakan Yardımcısı ve Geçici Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç HaberTürk TV'de canlı yayında konuşuyor, 24 Temmuz)
Başbakan medyaya “hatırlatıyor”: “Basın özgürlüğü esastır. Haber alma özgürlüğü kutsaldır. Ama tam da böyle kritik günlerde, rahmetli başsavcımızın şehit edildiği günde yaptığım çağrıyı yapmak istiyorum. Bütün özgürlükler önemlidir, ama en büyüğü hayat özgürlüğüdür. Bu yaşama özgürlüğüne karşı tavır sergilendiği zaman medyamızın hep beraber bu tavra karşı ortak bir duyarlılık şekilde davranması, panik havasına katkıda bulunulmaması medyanın da sorumluluğudur. Bütün medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunuyorum, gün bugündür.” (Başbakan Davutoğlu, Suruç’ta 30’u aşkın kişinin öldüğü, 100 kadarının yaralandığı intihar saldırısından sonra açıklama yapıyor, 20 Temmuz)
Davutoğlu’dan RTÜK’e: "Haber alma özgürlüğü açısından doğru değil. Hatta seçim döneminde bir de kamuoyunu bilgilendirmek anlamında da mümkün olan en geniş özgürlüklerin uygulanması lazım ki kendimizi anlatabilelim. Dolayısıyla prensipte bu uygulamayı yanlış görüyorum. İnşallah yeni dönemde bazı yasal düzenlemelerle bunu aşacak tedbirler alırız. Özellikle belli kanalların hedef alınmasını daha da yanlış buluyorum. Çünkü o zaman ilkesel bir tavırdan daha çok spesifik olarak belli kanallara yönelik bir tavır gündeme gelmiş olur. Bunu doğrusu kınıyorum. Bu çerçevede de RTÜK ile ilk fırsatta görüşmeyi de planlıyorum. Bunun gerekçelerini ortadan kaldırmalıyız…” (Başbakan Davutoğlu, RTÜK’ün özellikle A Haber gibi kanallara verdiği cezalarla ilgili soruyu yanıtlıyor, 9 Temmuz)
İşten ''çıkarmalar/ayrılmalar''
Üç aylık dönemde en az 45 gazeteci ve medya çalışanı işten çıkarıldı veya işten çıkma zorunda kaldı. Geçen yılın aynı döneminde 35 idi.
TRT’den atıldı: TRT’de Açı programını sunan üniversite öğretim üyesi Deniz Ülke Arıboğan, İpek Medya Grubu’na yönelik operasyonu Twitter hesabından eleştirdikten sonra TRT’deki işinden uzaklaştırıldı (1 Eylül).
Alus ve Karakaş’ın işine son: Milliyet gazetesi, 13 yıllık muhabiri Esra Alus, altı yıllık diplomasi muhabiri Burcu Karakaş'ın işine son verdi (31 Ağustos).
Yedi gazeteci işten çıkarıldı: Milliyet gazetesi, Ankara Bürosu’nda muhabir Kemal Göktaş, köşe yazarları Mehveş Evin ve Meral Tamer, editör Alper İzbul, Semra Pelek ile çalışanlar Evin Demirtaş ve Sertaç Koç işten çıkardı (28 Ağustos).
Yurt’ta 3 işsiz, 8 istifa, 9 yazar ayrılığı: Yurt gazetesi yayın yönetmeni Merdan Yanardağ’ın gazeteden ayrılması ve Ankara büronun kapatılmasıyla muhabirler Hüseyin Şimşek, Seda Bugari ve Altan Burgucu'nun işine son verildi. Maaş ödemede sorun yaşanan gazetede Ankara Temsilcisi Nahit Duru, Yayın Koordinatörü Tekin Cebeci, yazı işleri Müdürleri Gürsel Doğan, Cengiz Erdinç, Derya İzbul ile Web Yönetmeni Atakan Sönmez, Spor Müdürü Alev Doğan, Ortadoğu muhabiri ve yazarı Ömer Ödemiş ile editörlerin tamamı görevinden istifa etti. Ayrıca gazetenin yazar kadrosunda bulunan; Ayşenur Arslan, Hüsnü Mahalli, Haluk Şahin, Haluk Yurtsever, Tuğrul Keskin, Hakan Gülseven, Ali Rıza Özkan, Doğan Yurdakul ve Fatih Yaşlı da Yurt gazetesinden ayrıldı (18 Ağustos).
TRT çalışanı kazandı: Adını vermek istemeyen Bir TRT personeli Ankara 2. İdare Mahkemesi, Gezi döneminde mesai dışında paylaştığı tweet nedeniyle işten atılmasına karşı açtığı iade davasını kazandı. Mahkeme, mesai saatleri dışında attığı tweetin düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna kanaat getirerek çalışanın işten feshi işlemini iptal etti (12 Ağustos).
Ersoy’un işine son: Milliyet gazetesi, 2013’te ABD devlet başkanı Obama ile röportaj gerçekleştiren gazetenin Washington Temsilcisi Pınar Ersoy'u işten çıkardı (8 Ağustos).
Hürriyet’te 5 işsiz daha: Hürriyet gazetesi magazin servisinden Demirhan Hararlı, kültür sanat muhabiri Ezgi Atabinen, ekler servisinden Burak Kuru ve yazıişleri editörü Ercan Meriç ve Ali Dağlar’ın işine son verdi (6 Ağustos).
Doğan ve Balıkçı’nn işine son: Hürriyet gazetesi köşe yazarı Yalçın Doğan'ın yazılarına, Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı’nın işine son verildi (5 Ağustos).
Gökberk işsiz: Hürriyet gazetesi, spor köşe yazarı Bilgin Gökberk'in işine son verdi (4 Ağustos).
Çakır yazılarına son verdi: Milliyet gazetesi Cerrahi Sanatı köşesinde yazan Dr. Barış Çakır, Kadri Gürsel’in yazarlık görevine son verilmesine tepki olarak yazmayı bıraktı (25 Temmuz).
Gürsel’in işine son: Milliyet gazetesi, Suruç'ta 32 gencin ölümüne neden olan bombalı saldırıdan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçlayan Twiti nedeniyle yazar Kadri Gürsel’in işine son verdi. Açıklamada, Gürsel'in yaptığı yorumların gazetecinin etik kurallarıyla bağdaşmadığı ve grubun yayıncılık anlayışı ile de ters düştüğü ileri sürüldü (22 Temmuz).
Birgit kazandı: Cumhuriyet gazetesinde 17 yıl köşe yazarlığı yapan ve 2013’te işine son verilen gazeteci Orhan Birgit, İstanbul 6. İş Mahkemesi’nde gazeteye açtığı davayı kazandı (15 Temmuz).
Show TV’de iki istifa: Show TV Haber Merkezi'nde bir buçuk yıldır çalışan Cihan Güneş “verilen vaatler tutulmadığı” iddiasıyla kanalla yollarını ayırdı. Show TV’de iki yıldır “Haber Önü” programını sunan muhabir Salvo Kohen mobbing (psikolojik baskı) uygulandığı iddiasıyla 1 Temmuz’da istifa etmişti (8 Temmuz).
Öziçer’in işine son: Vatan gazetesi, Alaçatı’da Milli Takım Futbol antrenörü Fatih Terim'in mahalledeki hayvanlardan rahatsız olduğunu gündeme getiren Öncel Öziçer’in işine son verdi (6 Temmuz). (EÖ/BA)