Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) döneminde sınav sayısını artırarak ve tüm kamu iş sınavlarını merkezileştirerek dershanelerin işlevini artırdı. Dolayısıyla özel dershane sayısı arttı ve bir sektör oluştu.
12 Haziran Genel Seçimleri'ne hazırlanan siyasi partiler eğitim vaatlerini sıralayadursun, 300 bini aşkın öğretmen atama bekliyor, dershane öğretmenleri insanlık dışı koşullarda çalışıyor, eğitim eşitliği sağlanamıyor, altyapı sorunları çözülemiyor...
Eğitim Emekçileri Derneği Başkanı Sefa Akdemir Yücel, CUmhuriyet Halk Partisi (CHP) Eğitim Raporu'nda etraflıca ele alınan ve kademeli olarak kaldırılması düşünülen sınav sisteminin kaldırılmasını olmazsa olmaz bir ön koşul olarak görüyor. Ancak dershanelerin işlevsizleşmesine yol açacak bu uygulama en çok çoğu üyesi dershane öğretmeni olan Eğitim Emekçileri Derneği'ni etkileyecek.
Bu çerçevede Sefa Akdemir Yücel ile seçim beyannameleri, CHP Eğitim Raporu'ndaki vaatleri ve sekiz yıllık AKP iktidarındaki eğitim politikalarını konuştuk.
* Dershaneler 1970'lerin başlarından itibaren kurulmaya başladı. Üniversitelerin kendi sınavlarını yapmalarına son verilmesi ve merkezi sınav uygulamasına başlamasından itibaren varlar. İlk önce okullara yardımcı olma amacı taşıyordu, sonra sınav endeksli hal aldılar. Öğrencinin sınavdaki başarısını artırmaya yönelik kurumsallaşması söz konusu. Bugün Milli Eğitim okullarına paralel kurumlar haline geldiler.
* Sınavlar daha önce de vardı. Tabii AKP dönemiyle birlikte bu süreç hızlandı. Bu sınav sistemine kaldıraç oldular. Dershane artışı artması arz-talep ilişkisiyle açıklanmaya çalışılıyor ama aslında böyle değil.
* Resmi rakam olarak 4500'den fazla dershane var. Kayıtdışı çalışanları da kattığınızda karşımıza büyük bir sektör çıkıyor.
* Sınav sistemini kaldırmak ya da CHP'nin raporundaki gibi kademeli olarak azaltmak bu kurumları ortadan kaldırır düşüncesi tartışmalı. Bir üst kademeye geçişte koyduğunuz kıstası sağlamaya yönelik bir değişim geçirirler. Mesela sınav kıstas olmaktan çıkartılır da yerine okul başarısı getirilirse, o zaman okuldaki başarıyı artırmaya yönelik yardımcı eğitim kurumları haline gelirler. Amaç diploma notunu yükseltmek olur.
* Dershanelerin tamamen ortadan kalkması ancak eğitim sisteminin toptan değişmesi söz konusu olursa gündeme gelir.
* CHP Eğitim Raporu'nda dershanelerin meslek okullarına ya da özel okullara evritilmesi üç aşamada düşünülüyor. İlk sınavlar kademeli olarak kaldırılacak, sonra dershaneler meslek okulu ya da özel okul haline getirilecek ve nihayet eğitim yerel yönetime devredilecek. Bunu da Meclis'te bekleyen Yerel Yönetimler Kanunu çerçevesinde yapmayı planlıyorlar.
* Dershanelerin özel okula dönüşmesi yeni bir fikir değil. Büyük sermaye sahibi dershaneler bunu zaten yapıyor. İnsanlar çocuklarını beş yaşında anaokulundan bu bünyenin içine sokuyor. Ortaeğitim, dershane ve hatta yükseköğrenimlerini aynı kurumun içinde yapıp mezun oluyor çocuklar.
* CHP'nin raporunda bu bir proje olarak karşımıza çıkıyor. AKP de bu şekilde gelişime destek vererek bir ölçüde uyguluyor zaten. Eğitim Emekçileri Derneği olarak yıllar önce bu politikanın varlığını tespit etmiştik ve uyarımızı yapmıştık. Bu eğitimin tümüyle paralı hale getirilmesi için ara kademedir.
* AKP 250 yeni üniversite açacağını vaat ediyor. Üniversite sisteminde ciddi bir yapılanmaya gidildiği ortada.
* Meclis'te bekleyen Yerel Yönetimler Kanunu'nda okulların belediyelere devredileceği açık olarak belirtiliyor; tıpkı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa ülkelerinde olduğu gibi. Okullara istihdam sağlanabilmesi için okulların özel okul gibi çalışması bekleniyor. Bu yerel okul örgütlenmesi daha düşük gelirli kesimin çocuklarına hitap edecek şekilde planlanıyor.
* Seçim sonrası AKP, CHP ya da hangi parti gelirse gelsin, kapitalizmin geldiği bu aşamada yıllardır Meclis'te hazır bekletilen Yerel Yönetimler ve Kamu Reformu yasa tasarıları karşımıza çıkacak.
* Eğitim bireyin kültürel, bilimsel ve sosyal gelişimini sağlaması ve toplumun bütününü hedef alması gerekir. Oysa bugün ilkokuldan başlayarak üniversitede yoğunlaşan bir şekilde sanayiye istihdam sağlayan bir eğitim sistemi var. Eğitim temel amacından saptı ve nitelikli işçi üretir oldu.
* 12 Haziran sonrası hangi parti kazanırsa kazansın, çok büyük bir değişiklik olacağı kanısında değilim. Sistem aynı şekilde süreceğini bile bile vaatlere kanmamak gerek. Zaten var olan acil sorunları çözmek zor değil. 300 bin öğretmen atama bekliyor. Öğretmen açığı var zaten.
* Başbakan meydanlarda her öğrenciye bir elektronik kitap sözü veriyor. 22 milyon öğrenci var. Bu tartışmasız harika bir şey, bir eğitimci buna hayır diyebilir mi? Ama geçen günlerde basına yansıdı, Ağrı'da taşımalı eğitim yapılan bir okula öğrenciler at arabasının arkasında gidiyor. Öğrencilerinize okula götüremiyorsunuz, elektronik kitaptan bahsediyorsunuz. Bunlar aynı eğitim sisteminin içinde oluyor. (HK)