Uzun yıllar uluslararası markalarda yöneticilik yapan Yasemin Eren, insanın iktidar olgusu ile olan mücadelesine yakından tanıklık eden isimlerden.
Eren, güçle olan bu sorunlu ilişkiyi kurmaca karakterler üzerinden, 2019’da kaleme aldığı ilk romanı “Güç Mevsimi” romanına taşıdı.
Serinin ikinci kitabı “İntikam Mevsimi” ise geçen günlerde yayımlanan yazar ile bir araya geldik ve bahse konu olan olgular üzerine konuştuk.
Kitabı kurgulamak
Metin türsel bağlamda geçişken bir yapıya sahip. Yer yer bilimkurgu, yer yer fantastik, yer yer de macera… Siz, yazarı olarak metninizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Kitabın kurgusunu güncel olaylardan ve bilimsel gelişmelerden esinlenerek yazdım. Aslında anlattığım olaylar bilimkurgu ya da fantastik değil.
Kurgu roman yazarı olarak bir ilk yapıp kitabının arkasında esinlendiğim kaynaklara yer veriyorum. İçerikte bahsettiğim konular bugün dünyada hayata geçirilmiş bilimsel çalışmalardan, yaşanmış birtakım olaylardan esinlenerek yazılmış, gerçeğin izdüşümü diyebiliriz.
Kahramanım uzay baronu Edward Tyson’ın sağlığının bir çiple doktorları tarafından kontrol edilmesi, içtiği ilacın vücudundan atılana kadar etkisinin gözlemlenmesi gayet gerçekçi ve uygulanmış çalışmalardır.
Dünyanın uzak bir gelecekte yok olacağı birçok tehlikeyle karşı karşıya kalındığı bilimsel olarak kanıtlanmış, bunun üzerine kitaplar yazmış fizik profesörlerinin görüşleridir.
Bunu da bir simülatörün içerisinde artırılmış gerçeklikle okuyucularıma anlatmak istedim. Edward harikalar diyarı diye anlattığım okyanusun altındaki Mavi Küre, Japonlar tarafından tasarlanmış bir yapı projesidir. Birçok okuyucumun kitabın konularını bilimkurgu ya da fantastik olarak algılamasına hem seviniyorum hem de üzülüyorum. Gelişmiş Ülkelerde bilim ve teknoloji öyle hızlı ilerliyor ki özellikle Amerika, Japonya ve Çin’de. Türkiye’nin ise gündemindeki konuları bambaşka.
Gelecek ve teknoloji üzerine felsefi olarak eğilmemin bir nedeni de insanların ilgisini uzaya, teknolojideki gelişmelere dikkatlerini çekmek.
Ben gazete haberleri okuyarak, araştırmalar yaparak kurgumu oluşturuyorum. İntikam Mevsimi, popüler kültür okuyucusunu hedef almış, sinematografik bir roman olup, alt metinlerinde siyaset, felsefe ve bilime yer verildi.
Denge formülünü kurgulamak
Her tür, metne kendi biçimini ve üslubunu dayatır. Dil bağlamından yola çıkarak, bu dengeyi nasıl belirlediğinizi merak ediyoruz. Ne düşünüyorsunuz?
Kitabım belli bölümlerinde aksiyon, belirli bölümlerinde drama olduğu için her bölümün kurgusuna uygun bir dil ve üslup kullanmayı tercih ettim. Bazı bölümlerde ise bilgi paylaşıyorum. Kitabın içeriği farklı konuları ve duyguları barındırdığı için her bölümün ruhuna uygun bir anlatım tarzıyla yazmaya çalıştım. Bunun içinde farklı türlerde çok iyi olan yüzlerce kitap okudum.
Kitabın aksiyon kısımları hızlı akıp giderken duygusal bölümlerde okuyucunun yükselmesini istedim.
Bunu yaparken de kitabın toplam dil bütünlüğünü bozmamak çok önemliydi. Aslında edebiyat benim için bir matematik. Denge formülünü kurmak için kurguyu ve olay örgüsünü duygu geçişlerine göre ayarladım.
“Gerçek olaylardan esinlendim”
İntikam Mevsimi’nde yarattığınız fantastik evren, bu dünyadan izler taşıyor mu? Savaş, iktidar kavgası ve güç çabaları, karakterler üzerinden düşünüldüğünde reel kişilerin temsilidir diyebilir miyiz?
İntikam Mevsimi ne fantastik ne de bilim kurgu. Yarattığım evren gerçeklerden esinlenilmiştir. Erkek kahramanlarım uzay baronu, devlet başkanı ve silah tanrısı. Kadın kahramanım dünyayı yönettiği iddia edilen güçlü ailelerden birinin torunu.
Böyle bir konuyu yazabilmek için Dünya’da bazı kişilerin hayatını iyi okumak ve onları güncel olarak takip etmek gerekiyor. Uzay Baronu Edward karakterim için bugün uzay ve teknoloji alanında en etkili isim olan Elon Musk ve Jeff Bezos’un hayatlarını okudum. Her ikisinin de sıkı takipçisiyim. Rusya Devlet Başkanı karakterim Dimitri Reiman’in bölümleri için Viladimir Putin’i örnek alarak yazdım.
Güç Mevsimi ve İntikam Mevsimi’inde Başkanın Rus Oligarklarla ilişkisi, yaşadığı siyasi sorunlar tamamen gerçek olaylardan esinlenilerek yazıldı.
Petrol ve bankacılık alanında büyük bir güce sahip Rockefeller ve Rothschild ailesi ilk kitabım olan Güç Mevsimi’nin temelindeki esin kaynaklarım.
Aşk barışı sağlayacak mı?
Romanınızda bütün o kaotik ve karamsar dünyaya, savaşa rağmen, aşk filizleniyor ve karakterlerin dünyası değişiyor. Aşk, barışı sağlayabilir mi?
Güç Mevsimi kitabımda Oscar Wilde’ın meşhur sözünü teste sokuyorum. “Güç erkeğe, güzellik kadına verilir. Ama her şeyi yenen güç yalnız güzelliğe yenilir” Birinci kitapta aşk barışı sağlayamadı.
Serinin ikinci kitabı “İntikam Mevsim”inde Gandi’nin “Göze göz tüm dünyayı kör eder” sözünden yürüdüm ve intikam ateşi herkesi kör ediyor. Aşk barışı sağlayacak mı sorusu serinin son ve üçüncü kitabında anlaşılacak.
Elbette bu hiç kolay olmayacak. Bir kadın yazar olarak inancım; duyguları yönetirsen dünyayı yönetirsin yönünde. Ne de olsa insan olmanın en zayıf ve en güçlü yanı duyguları.
Zıtlıklar ilişkisi
Roman, bir yanıyla gücün bireye sağladığı imkânları işaret ederken, diğer yanıyla bunun bir acizlik göstergesi olduğunu belirtiyor. Çelişkiler, anlam yaratmak için işlevsel bir yol… Siz, zıtlıklar ve anlam yaratma konusunda ne düşünüyorsunuz?
Sizin de söylediğiniz gibi çelişkiler anlam yaratmakta işlevsel bir yol. Bu nedenle Dünyanın en güçlü, iyi eğitimli ve zengin ailelerini odağıma alarak aslında insanların bozuk ve güçsüz taraflarını gösteriyorum. Güçsüzlüğü en güçlülerin olduğu bir evrende anlatmaya çalışıyorum. Erdemsizliği, cehaleti dünyanın en iyi okullarından mezun insanların dünyasından olaylar sunarak okuyucularıma aktarmaya çalışıyorum.
“Hayalim kitabımın filmlere taşınması”
Romanınız sinematografik bir anlatım diliyle kaleme alınmış gibi… Edebiyat ile sinema arasında akrabalık olduğu aşikâr. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ben edebiyat ve sinemayı hem kardeş gibi iç içe bulurken hem de birbirine rakip gibi görüyorum. Bugün birçok iyi film kitaplardan uyarlanmıştır. Onlar gerçekten zamansızdır. Her dönem zevkle izlenir ve okunur. Şu bir gerçek ki filmlere uyarlanan kitapların bir anda satışları patlıyor. Birbirini bu anlamda güzel besliyorlar. Diğer taraftan popüler kültür takipçileri kitap okumayıp, film izleyerek keyifli zaman geçirmeyi tercih ediyor. İşte o zaman yazar olarak bir gün keşfedilip, kitabınızın film olmasını hayal ediyorsunuz. Benim de en büyük hayalim bir gün yurt dışında kitabımın hem satılıp hem de film olmasıdır.
Önce “Güç Mevsimi”ni yayımladınız, şimdi de “İntikam Mevsimi”ni… Serinin yeni kitabı gelecek mi? Şu günlerde programınız ne?
Şu an üçüncü kitabımı yazıyorum. Dördüncü kitabımın konusunu belirledim. Onun içinde çalışmalar yapmaya başladım. Dördüncü kitap global bir meselenin üzerine eğilip, Türkiye’de geçen gerçek bir hikâyeden beslenen bir roman olacak. Bu nedenle uzun bir araştırma süreci gerekiyor.
(SS/EMK)