Görüşmede, değişik ülkelerdeki medyada yaşanan yapısal ve bireysel baskılara değinen Duve özellikle sansür konusuna dikkat çekti.
Kasım 1997'de AGIT'e üye ülkelerin 193 numaralı kararıyla 14 maddeden oluşan görev tarifi doğrultusunda üye ülkelerde basın özgürlüğü ihlallerini tespit ve teşhir etmek amacıyla kurulan dairenin başkanı Duve, ilginç açıklamalarda bulundu.
"Bir demokrasi dersi"
1980-1998 yıllarında Alman Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) 18 yıl Federal Parlamentoda milletvekilliği yapan asıl mesleği yayıncılık olan Duve , Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in 18 Haziran'da RTÜK Yasası'nın veto etmesine ilişkin 16 sayfalık gerekçesini şöyle değerlendirdi:
"Basın özgürlüğünün temel ilkeleri açısından adeta bir demokrasi dersi.
Freimut Duve, "Cumhurbaşkanı Sezer'in yeni RTÜK Yasası'nı veto etmesi Avrupa demokrasi anlayışı, çağdaşlık ve düşünce ifade özgürlüğü adına örnek bir tavırdır . Tüm üye ülke temsilcilerine sayın Sezer'in ret gerekçesini okumalarını tavsiye ediyorum" dedi.
Medyada tekelleşme: Suskunluk sarmalı
Duve'ye göre; medyanın birkaç medya kuruluşunun elinde olması ve medyada tekelleşme, basın açısından en olumsuz faktörlerden biri :
" Medya, 'suskunluk sarmalı' adı verilen yöntemle gündemi istediği şekilde belirliyor. Ya da, sansürleme yoluna giderek, halkın haber alma hakkını ciddi boyutlarda kendi amacı için kullanıyor. "
Öldürerek Susturma
Körber Vakfı'nda düzenlenen toplantıda Freimut Duve, değişik ülkelerde basın çalışanlarına, ve basın özgürlüğüne yönelik saldırılarla ilgili örnekler vererek medya çalışanlarının karşılaştıkları sorunları ve bu sorunlara karşı ne gibi çalışmalar yürüttükleri konusunda bilgi verdi.
Duve, dünyanın bir çok ülkesinde gazetecilerin, öldürülerek susturulma yöntemine gidildiğini veya göz korkutarak susturulmaya çalışıldığına değindi.
(HYF/NU)