Dergi adına Avukat Sebu Aslangil'in milletvekillerine gönderdiği mesajda, "Ceza Yasaları temel yasalar olmakla birlikte toplumların önündeki en az seksen veya yüz yılı hedeflemelidir. Bu nedenle de, temel yasaların eksiksiz ve hatasız olması gerekir" denildi.
Yasanın 13 maddesinin çok ciddi sakıncalar taşıdığı ileri sürülen çalışmada yasanın varolan haliyle hukuksal alanda kargaşaya ve daha önemlisi temel hak ve özgürlüklerde ciddi kısıtlamalara yol açacağına dikkat çekiliyor.
Çalışmada değişiklik kapsamına alınmadığı anlaşılan maddeler içinde yurttaşlar arasında muhbirliği kurumsallaştıran ve zorunlu kılan, hekimlerin sır saklama yükümlülüğünü fiilen ortadan kaldıran, açlık grevlerine ilişkin haberlere ve ötenazi tartışmalarına bile ceza uygulaması getiren, tanımsız bir devlet sırrı kavramı benimsenerek devlet aygıtındaki yasadışı uygulamaları açıklama olanaklarını tıkayan maddelere özellikle vurgu yapılıyor.
Çalışmada bazı maddelerin günlük yaşama "saçmalık" sınırında kısıtlamalar getirdiği öne sürülerek "Hayasızca Hareketler" başlıklı 225. maddenin düşük belli pantolon giyerek göbeklerini açıkta bırakanların "teşhircilik suçu" işledikleri gerekçesiyle altı aydan bir yıla kadar hapsedilebilecekleri belirtiliyor.
Söz konusu maddede "Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır" deniyor.
Maddenin gerekçesinde de "teşhircilik yalnızca cinsel organların değil, vücut bölgelerinin ihlal niteliğindeki her türlü teşhiri" olarak tanımlanıyor. Bu durumda düşük belli pantolon, derin dekolteli bluz, "süper mini" etek giymek teşhircilik suçu kapsamına girebiliyor. Maddenin bu şekliyle kalması halinde kişisel hakların ihlalinin yanı sıra özellikle turistik bölgelerde gerçek bir kargaşaya yol açması kaçınılmaz olarak niteleniyor.
Açık Sayfa dergisi ne diyor?
"İntihar" başlıklı 84. maddeye dikkat çeken dergi, basının artık ne şekilde olursa olsun açlık grevlerini ve ötenazi kavramını tartışamayacağı; taraftarlarının görüşlerini kamuya iletemeyeceğini konusunda uyardı.
"Hayasızca hareketler" başlıklı 225. maddede yer verilen suç tipinin "cinsel arzuların" tatmini amacına yönelik her türlü davranışı cezalandırdığını savunan dergi, düzenlemeyi "Teşhircilik suçu yalnızca cinsel organların teşhirini değil vücudun herhangi bir yerinin de gösterilmesini kapsıyor" değerlendirmesiyle eleştirdi.
Fuhuş başlığı altında yer verilen 227/8. maddeye göre, "Fuhşa sürüklenen kişi, tedavi veya terapiye tabi tutulur". Dergi, bu konuda "Fuhşa sürüklenen kişinin rızası hilafına tıbbi terapiye tabi kılınması hukukun genel ilkelerine ve temel insan haklarına aykırıdır" diyor.
Suçu Bildirmeme başlıklı 278. madde ile herkese her türlü suçu ihbar yükümlülüğü getirildiğini savunan dergi, "Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi" başlıklı 280. maddede de, "Her türlü sağlık personeline, görevleri sırasında 'suç işlendiği yönünde bir belirti gördüklerinde' ihbar mükellefiyeti" getirildiğini açıkladı.
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs başlıklı 288. madde ile "davalarda tarafların beyanlarının yayımlanmasının suç teşkil eden bir fiil" olarak tanımlandığına işaret eden dergi, yeni TCK, "devleti tahkir ve tezyif" fiilini düzenleyen 159. maddesinin yerine geçen "Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama" başlıklı 301. maddesini de eleştirerek, "Etnisiteye dayanan devlet anlayışı terk edilmelidir" mesajını verdi.
"Temel millî yararlara karşı hareket" başlıklı 305. madde ile Türkiye'nin en önemli sorunlarının halkın gündeminden çıkarıldığını ileri süren dergi, TCK'nın 155. maddesinde yer alan, yeni TCK'nın 318. maddesini oluşturacak olan "Halkı askerlikten soğutma" düzenlemesini eleştirerek, "Vicdani ret" hakkı olarak tanımlanan düşünce açıklamalarının suç olmaktan çıkarılmasını istedi.
Dergi, "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama" başlıklı 329. madde ile ilgili olarak, "Devlet sırrı" kavramının, hukuka uygun bir tanımlamaya kavuşturulmasını talep etti.(EÖ/EÜ)