"Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) uçuş ve kazayla ilgili tüm detayları açıkladı ancak uçucu ekibin o günkü mesailerinin limit dahilinde olup olmadığını açıklamadı. Uçuş emniyetiyle yorgunluk arasında önemli bir ilişki var. Biriken yorgunluk hata yapma riskini artırıyor, o anda kokpit içindeki hal ve hareketlerini önemli ölçüde yavaşlatıyor, kısıtlıyor."
Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş) Genel Sekreteri Mustafa Yağcı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün düşen uçakla ilgili açıklamasındaki eksiği bianet'e böyle anlattı.
"73'ten beri kazalar neden hep ülke sınırları içinde oldu?"
Yağcı uçak kazalarının elbette çeşitli bileşenlerin bir araya gelmesiyle gerçekleştiğini söyleyen Yağcı "idari hataların denetlemeyle ilgili sorunların nedenler arasında ilk sıralarda yeraldığına" dikkat çekiyor.
Sönmez "1973'ten bu yana Türk Hava Yolları, Birgen Havayolları ve özel havayollarının ölümlü kazalarının ve son olarak Atlasjet kazasının başka ülkelerdeki havaalanlarında değil, ülke sınırları içinde gerçekleştiğini" vurguladı.
"Bu uçaklar dünyanın tüm ülkelerine gidiyor, ancak kazalar hep iç hatlarda oluyor."
"Liberalleşme politikaları çerçevesinde THY tekel konumundan çıkarıldı, büyüme yaşandı, bakanlık 'Uç Türkiye uç' diye kampanya başlattı. O zaman da sendika olarak biz bu büyümeye hazır olmadığımızı dile getirmiştik. Uçuş emniyetinin önemini, altyapı olarak hazır olmanın önemini kamuoyuna her vesileyle aktarmaya çalıştık. Büyük basın bu konuda haber yapmıyor."
"Çalışanların üzerindeki baskı sorgulanmalı"
Uçuş emniyetiyle ilgili uyarılarını ancak gazetelere ilan vererek kamuoyuna duyurabildiklerinden yakınan Yağcı, Atlasjet'in bu ilanların yayımlanmasından sonra sendika hakkında suç duyurusunda bulunduğunu anımsattı.
"En azından uçuş emniyeti bir tüketici hakkıdır, uçak yolcuları bunu böyle algılamalıdır. Sendikanın eleştirisine tahammül edemeyen havayolunda çalışanların nasıl bir baskı altında olduğunu sorgulamak lazım."
"Personelin ne kadar mesai yaptığını bilmiyoruz. Bu gibi durumlarda Sivil Havacılık bir para cezası veriyor, aslında daha ağır cezalar uygulanmalı. Havayolları da buna karşılık uçuş ekibi planlamalarını maliyeti azaltacak şekilde düzenliyor. Sivil Havacılık'ın denetim mekanizmasında altyapı ve personel eksikliği var."
Yaygın medyanın "çarpıcı açıklamalar" peşindeki anlayışını da eleştiren Yağcı "Bu konuda SHGM tek yetkilidir. O karakutlar ve teknik işlemler sonuçlanmadan sonuç 'şudur' demek mükün değildir" dedi.
Yağcı son olarak havayolu şirketlerinin mali yapılarının mutlaka şeffaf olması gerektiğini vurguladı. (NZ)