Barış bildirisine imza verdikleri için yargılanan dört akademisyenin dördüncü duruşmasında da yurtdışından akademisyenler dayanışma için adliyedeydi.
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde görülen davada, önceki duruşmaların aksine yurtdışından gelen heyet salona alınmadı.
Avukat Meriç Eyüboğlu’nun duruşma sonrası yaptığı açıklamaya göre mahkeme başkanı "Onlar bizi almıyorsa biz de onları almayız" diyerek yurtdışından gelen izleyicilerin salona alınmasına izin vermedi.
Duruşmaya alınmayan heyet, duruşma sonrası adliye önünde söz aldı.
Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nden Prof. Dr. Christoph K. Neumann, Brüksel Özgür Üniversite’den Véronique Fontaine ve Brüksel’deki doktora öğrencileri federasyonu FeNİCS’den Amandine Thiry dayanışma mesajlarını iletti.
Basın açıklamasında söz alan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Mahmut Tanal, açık görülen duruşmalarda katılımcılar arasında ayrım yapılamayacağını vurguladı.
Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy’un Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalamaları nedeniyle yargılandıkları davanın dördüncü duruşması bugün görüldü.
"Neden geldin?" tepkisi
Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi Türk Tetkikleri kürsüsünden Prof. Dr. Christoph K. Neumann “Bilim için en önemli temellerden biri akademik özgürlük ve ifade özgürlüğüdür” dedi.
“Akademik özgürlük ve ifade özgürlüğü yoksa bilim yok, bilim yoksa modern toplum yok, modern toplum yoksa demokratik haklar olmuyor.”
Neumann, “Demokratik hakların yavaş yavaş öldüğü bir ülkeye geliyoruz” dediği sırada adliye karşısındaki bir erkek “Öyleyse neden geliyorsunuz?” diye seslendi.
Neumann “Biz meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmak zorundayız. Bilim özgürlüğü bir yerde olmazsa başka yerlerde de olmamaya başlıyor” yanıtı verdi.
Sözü sürdüren erkek, Mahmut Tanal’ın ricasının ardından sivil polislerce uzaklaştırıldı.
Endişe ve dayanışma
Belçika Özgür Üniversite (Université libre de Brıuxelles / ULB), davanın her duruşmasına temsilci gönderiyor. Bugünkü duruşmada temsilci olan Véronique Fontaine,Belçika Özgür Üniversite’nin Türkiye’de akademik camianın durumundan endişe ettiğini söyledi.
Barış bildirisine imza veren akademisyenler karşı karşıya kaldıklarının anlaşılamaz olduğunu belirterek dayanışma mesajlarını iletti.
ULB açıklamasında, Belçikalı ve Avrupalı yetkililere şu çağrıda bulundu:
"Türkiyeli akademisyenler için daha kararlı şekilde hareket etmeleri, risk altındaki akademisyenlere yönelik kürsülerin kurulması için mali destek sağlamaları, Avrupa’da sığınak- üniversitelerden oluşan bir ağın kurulmasını sağlamaları için çağrıda bulunur. Yakın zamanda işlemeye başlayan ve öbü’nün öncülük ettiği dayanışma dinamiğine ancak bu şekilde hız kazandırılabilir."
"Türkiyeli meslektaşlarımızın yeteneklerini hayata geçirebilmeleri, onurlu bir yaşam sürmeleri, uluslararası bilim camiasına katkı vermeye devam etmeleri ve duvarlar ötesinde türkiye akademisinin canlılığını gözler önüne serebilmeleri için belçika’daki diğer üniversitelere vakit kaybetmeden risk altındaki akademisyenlere yönelik kürsüler kurmaları çağrısını yapar."
FeNİCS’den Amandine Thiry, akademik özgürlüğün dağılması, işten çıkarma ve yargılamaların yanında OHAL’in bilimsel araştırmanın bağımsız, girişimci ve çoğulcu geleneğini tehlikeye attığını söyledi.
Tehdit ve gözdağlarına rağmen sesini çıkarmaya devam eden akademisyenler ve öğrencilere dayanışmalarını iletti. (BK)