Duran, TGC'nin, "basın özgürlüğü yolunda bir mücadele aşaması olarak gördüğü" ve Basın Bayramı olarak da kutlanan 24 Temmuz'da verdiği ödüle; meslek ilkelerini koruma ve geliştirme çabası, düşünce ve ifade özgürlüğünün geliştirilmesi yönündeki yazıları, savaş karşıtı tutumu ve eğitimci çalışmaları nedeniyle layık bulundu.
Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde dersler veren, BİA eğitmeni ve yazarı da olan Duran, gazetecilerin iktidarın, güç ve mülk sahiplerinin çıkarını değil, kamu çıkarını savunması gerektiğini vurguladı.
Tekelci ve savaş yanlısı medyanın Türkiye ve dünyada güvenirliğini kaybettiğini söyleyen ve medyanın bu özelliğine karşı yazıları nedeniyle ödüle layık bulunmasının kendisini sevindirdiğini belirten Duran, "Haberciliğin, gazeteciliğin esas olarak yurttaşlar için yapılması gerektiğini bıkmadan, usanmadan anlatmaya ve yazmaya devam edeceğim" dedi.
Erinç: Soru sormak gazetecinin doğal hakkı
TGC Başkanı Orhan Erinç ise konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine soru soran bir gazeteciye "Haddini bil" demesine değinerek, "Soru sormak gazetecinin, cevap verip vermemek de haber kaynağının doğal hakkıdır. Bu tutumun Başbakan'a yakışmadığına inanıyoruz" diye konuştu.
Erinç, 37 kişinin öldüğü ve "geliyorum" diyen tren kazasının, törendeki mutluluğunu gölgelediğini söyledi.
Basın özgürlüğü konusundaki yasalara değinen Erinç, Türk Ceza Yasası'ndaki değişikliklerin "basın yoluyla işlenen suçlar"ı soyut olarak tanımlamasının ağır sansüre yol açabileceğini belirtti.
"Basın özgürlüğünün sağlanmasında ceza ve sınırlama öngören yasaların iyileştirilmesinin yeterli olmayacağı ortadadır. Medyadaki çarpık yapılaşma ve gazetecilerin kimlik ve kişiliklerine yönelik olumsuzluklar giderilmediği sürece, halkın bilgilenme ve gerçekleri öğrenme hakkı da tam anlamıyla gerçekleşmez."
Sezer: Sansür, özgür düşüncenin önündeki engel
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, gönderdiği mesajda "Basının özgür ve yansız olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından söz edilemez. Basının özgür konumunu gölgeleyen ve basını temel işlevinden uzaklaştıran sansür, halkın çıkarlarının savunulmasının ve özgür düşüncenin gelişmesinin önündeki engellerdendir. Basın çalışanlarının özgür bir ortamda yansız haber yapmalarını sağlayacak ve çalışma koşullarını iyileştirecek sendikal haklar ve düzenlemeler, çalışanların karşılaştıkları güçlükleri azaltarak, daha verimli çalışma ortamına zemin hazırlayacaktır" dedi.
Başbakan Yardımcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, milletvekilleri, gazeteciler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri törene birer mesaj yolladı.
Dolmabahçe Sarayı'nın bahçesinde gerçekleştirilen törende sürekli meslekte 20. yılını dolduran ve sürekli basın kartı taşımaya hak kazanan gazetecilere kartları ve hediyeler verildi.
İstanbul'da Haziran ayında gerçekleşen NATO zirvesi sırasında polisin gazetecilere sert tutumu nedeniyle hakkında suç duyurularında bulunulan İstanbul Valisi Muammer Güler ve İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da, törene katılan gazetecilere basın kartını sunanlar arasındaydı.(ÖG/BB)