Beyoğlu Belediyesi tarafından beşinci kez düzenlenen ve dün (6 Eylül) başlayan ve 18 Eylül'e kadar açık festivalde 72 sahaf var.
Geçen yılların aksine festival bu yıl Taksim Meydanı yerine Tepebaşı'nda; sabah 11'den akşam 11'e kadar gezilebilen festival, hafta içi olmasına rağmen yine de tenha değildi.
İki Ankaralı sahaf dışındakilerin hepsi İstanbul'un Kadıköy, Beyazıt, Beyoğlu gibi semtlerinde dükkanı olan sahaflar. Festivalde, bir sahafta olabilecek her şey mevcut: kitap, plak, eski fotoğraflar, afiş. Festialde üç TL'ye de kitap var 2 bin 500 TL'ye de, plaklar da 5 ila 50 TL arasında.
"Ankara'nın resmi havası burada yok"
Ankara'dan ilk defa festivale gelen 16 yıllık sahaf Ali Gökhan Tuğ, daha çok nadir bulunan Türkçe, Osmanlıca kitap, dergi satıyor.
Dükkanda, mizah dergisi Akbaba'nın Latin alfabesine geçildikten sonraki 1929 nüshalarını bulmak mümkün, tek nüshası 10 lira, meraklısına toplu alımlarda pazarlık payı var.
Tuğ, festivalde olmaktan oldukça memnun, çünkü Ankara'nın başkent ama İstanbul'un kültür başkenti olması nedeniyle, özellikle nadir kitaplara Ankara'da ilginin olmadığını söylüyor.
"Burada ticaret yapmanın yanı sıra kitap meraklılarıyla tanışıp, bağlantı kuruyoruz. Ankara'nın o resmi havası burada yok; bir sürü araştırmacı ile tanışıp daha samimi ilişkiler kurulabiliyor."
"Dükkanımdan çıksam 50 talibi gelir"
Beyoğlu'nda Aslıhan Pasajı'nda sahaf dükkanı olan emekli felsefe öğretmeni Selma Güner, festivalin Tepebaşı'na taşınmasından ilk başta tedirginlik duyduğunu ancak kitap tutkunlarının buraya da geldiğini söylüyor; taa Eskişehir'den kalkıp gelen müşterisini de örnek gösteriyor.
"Her ne kadar zaman zaman işler durgun desek de, masrafımızı çıkarıp, bir şeyler kalıyor; bu gönül işi de. Ben pasajdaki dükkanımdan bugün çıkmak istesem en az 50 talibi gelir"
Plak ve her türlü kitap satan Güler, Türkiye'de darbe üzerine tez yazan ve konuyla ilgili aradığı eski basım üç kitabı da kendisinde bulan birinin heyecanını aynı heyecanla anlatıyor. Haksız sayılmaz, aradığın eski basım üç kitabı da aynı dükkanda bulmak büyük şans.
"Mezat için yerimiz yok"
Güler, Beyoğlu'ndaki sahafların çekirdek kadrosunu oluşturduğu ve altı ay önce kurdukları Sahaflar Derneği'nde amaçların tüm safhaları bir araya toplamak olduğunu söylüyor.
"Bütçemiz olmadığı için müzayede için hala bir yerimiz yok. Pasajda koridorlarda yapmak zorunda kalıyoruz. Belediye'ye de buradan seslenmiş olayım."
Sahafta dolaşanlardan Necla Tankut, "çocuklarıma oyuncak yerine kitap alırdım, şimdi kızım yazar oldu" diyor. Tankut, nedenlerini anlayabiliyorum dese de kitap fiyatlarının yüksek olmasından muzdarip; o yüzden sahaf ve indirime giren kitapçılar ilk tercihi.
"Mesela Murathan Mungan'ın 'Şairin Romanı' 30 lira, kendime, arkadaşıma bir de kızıma alsam, ohooo."
Öğrenciyken sahafta çalışmış biri olarak acaba hangisi daha zordu diye düşündüm; kitapların yerini ezberlemek mi, yoksa kitap kurtlarının hiç adını duymadığım kitapları sorması karşısındaki afallayan hali gizleme çabası mı? (NV)