* Fotoğraf: Pixabay
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) LGBTİ+ Hakları Program Direktörü Graeme Reid, Politika Exterior haber sitesi için kaleme aldığı makalede Onur Ayı vesilesiyle dünyadaki LGBTİ+ haklarının durumunu ve LGBTİ+ toplumunun son bir yıldaki kayıp ve kazanımlarını değerlendirdi.
Taliban'ın Ağustos 2021'de Afganistan'ı yeniden ele geçirmesinin ve Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgal etmesinin son bir yılda dünyanın gördüğü iki büyük jeopolitik olay olduğunu ifade eden Reid, her iki olayın da belli şekillerde LGBTİ+'ların hayatını etkilediğini yazdı.
Reid, bu iki ülke ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Rus Patrik Kirill, Rusya'nın işgalini meşrulaştırırken Ukrayna'daki 'eşcinsel yürüyüşlerine' de atıfta bulunurken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Rusya'yı 'geleneksel değerlerin' savunucusu olarak konumlandırdığı öteden beri kullanılan ve siyasi açıdan etkili nakarata sarıldı.
"Taliban, geçen Ağustos ayında Kabil'e girmeden kısa bir süre önce Taliban mensubu bir hakim eşcinsellerin taşlanarak ya da yıkılan bir duvarın altında bırakılarak ölüme mahkum edilmesi gerektiğini söylemişti.
"Şiddet ve ayrımcılık, Afganistan'daki LGBTİ+'lara yabancı kavramlar değildi: Bir önceki hükümet de 2018 yılında bir yasa geçirerek eşcinsel ilişkiyi suç kapsamına almıştı. Yine de, Taliban'ın yeniden iktidara gelmesi, pek çok LGBTİ+'yı eşcinsel evliliğin yasak olduğu ve gittiklerinde belirsiz bir durumda kaldıkları komşu ülkelere gitmeye itti.
"Afganistan'da kalanlar ise karanlık bir gelecek ile karşı karşıya."
Kamerun, Irak, Kenya, ABD
Makalesinde LGBTİ+ haklarının kısıtlandığı diğer ülkelere atıfta bulunan HRW LGBTİ+ Hakları Direktör Reid, dünyanın pek çok yerindeki "popülistlerin LGBTİ+'ları aile, din ve devlete tehdit olarak lanse ettiğini" ve "taktiklerinin LGBTİ+'ları günah keçisi haline getirme, ayrımcılığa maruz bırakma ve sıklıkla şiddet gösterme şeklinde" kendisini gösterdiğini yazdı.
"LGBTİ+ aktivistleri küresel olarak önemli ilerleme kaydetti" diyen Reid, LGBTİ+ haklarının dünyadaki son bir yılı ve LGBTİ+ toplumunun kayıp ve kazanımları hakkında özetle şu değerlendirmelerde bulundu:
"Önyargı kaynaklı söylemler, farklı bağlamlarda LGBTİ+'lara yönelik yer yer veya sistematik şiddeti besledi. Bunlar, çoğu zaman cezasızlık ile sonuçlandı.
"Kamerun'da LGBTİ+'lara karşı toplu saldırılar artış gösterdi; bu saldırıların ardından polis mağdurları eşcinsellik gerekçesiyle tutukladı.
"Irak hükümeti, eylemleri cezasız kalan silahlı grupların sistematik şiddetinden LGBTİ+'ları koruma konusunda başarısız oldu. Polis, Kenya'da ikili cinsiyet sisteminin dışındaki bir lezbiyenin cinayetini yeterince soruşturmadı.
"Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) beyaz olmayan trans kadınlar bir yandan şiddeti deneyimlerken bir yandan da eğitim, iş ve barınma fırsatları bağlamında ırk, toplumsal cinsiyet, sınıf, yeti ve milliyet temelli kesişimsel ayrımcılığa maruz kaldı.
Güney Afrika, Honduras, Türkiye, Kazakistan, Gana
"LGBTİ+ toplumunun yasal olarak korunması konusunda Afrika kıtasının önde gelen ülkesi olan Güney Afrika'da bile 2021 yılında en az 21 LGBTİ+ önyargı kaynaklı cinayetlerde hayatını kaybetti.
"Honduras'ta trans kadın Vicky Hernandez'in 2009 askeri darbesi sırasında öldürülmesinin ardından annesinin azmi sonunda sonuç verdi. Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi, Mart 2021'de Honduras'ın Vicky'nin ölümünden sorumlu olduğuna hükmetti. Mayıs 2022'de, Honduras Devlet Başkanı Xiomara Castro, mahkemenin verdiği tazminat kararına uyacağını söz verdi. Bunun ülkedeki LGBTİ+'lara yönelik yüksek seviyelerdeki şiddeti azaltması umuluyor.
"LGBTİ+'ları toplum düzenine tehdit olarak gösteren aynı söylem, LGBTİ+ haklarını geliştirmeye öncülük eden aktivistlere yönelik şiddeti bizzat körüklüyor. Türkiye'de geçen yılki Dünya Kadınlar Gününde aktivistler gözaltına alındı ve LGBTİ+ haklarına desteğin dile getirildiği protestolar sırasında cumhurbaşkanına 'hakaret' suçlaması ile karşı karşıya kaldı.
"Kazakistan'da polis kimliği belirlenemeyen bir grup erkeğin lebiyen, biseksüel ve kuir kadınların hakları için çalışan ulusal bir feminist platform olan Feminita'nın liderlerine saldırmasının ardından Feminita liderlerini 'kendi güvenlikleri için' gözaltına aldı. Yetkililer aynı zamanda keyfi bir biçimde Feminita'yı bir sivil toplum örgütü olarak kaydetmemeye devam etti.
"Gana'da LGBTİ+'lara yönelik hak ihlallerini kayıt altına alma ve raporlama konulu bir atölyeye katılan 21 kişi gözaltına alınıp tutuklandı. Bu kişiler, üç haftadan uzun bir süre sonra haklarında suçlamalar düşene kadar tutuklu kaldı.
Macaristan, Özbekistan, Singapur
"Macaristan'da hükümet LGBTİ+ karşıtı bir referanduma karşı başarılı bir şekilde kampanya yürüten LGBTİ+ gruplara para cezası verdi. Mahkeme çoğu cezayı reddetse de iki para cezasını onadı.
"Polis, birbirini izleyen hükümet karşıtı protestolar sırasında LGBTİ+ aktivistlere kötü muamele etti. LGBTİ+'ların yaygın ve keyfi bir şekilde tutuklanması Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyini bu korkunç ve sistematik ihlalleri kınamaya itti.
"Özbekistan'ın fiili livata kanunu zorbalık için bir bahane olarak kullanılıyor ve anal test yoluyla kötü muameleye yol açıyor. Endonezya'nın Aceh ilinde iki erkek özel alanlarında kendi rızaları ile cinsel ilişkiye girdikleri gerekçesiyle kamuya açık alanda 77'şer kez kamçılandı.
"Singapur'da eşcinsel ilişkiyi suç sayan ceza yasası hükümlerini iptal etme çabaları, temyize giden tarafın söz konusu yasanın uygulanamayacağı gerekçesiyle duruşmaya katılma hakkı olmadığına karar verilmesi ile birlikte çıkmaza girdi. Fakat henüz süreç sona ermiş değil. Başsavcı veya diğer yetkililer diğer davalarda kovuşturmayı sürdürme yetkisine sahip.
Angola, Güney Kore, Karayipler
"Suç olmaktan çıkarma çabaları, LGBTİ+ haklarını geliştirme konusunda gerçekten de parlak noktalardan biri oldu.
"Angola'da yeni yürürlüğe giren ceza yasası ile birlikte 1886 tarihli yasanın zamanı geçmiş hükümleri yürürlükten kalktı ve 2021 yılında ayrımcılık karşıtı hükümler sonunda yürürlüğe girdi. Bhutan da eşcinsel ilişkiyi suç olmaktan çıkardı.
"Güney Kore'de bir mahkeme, askeriyede eşcinsel ilişki yasağını ayrımcı ve anayasaya aykırı buldu. Bu, aktivistlerin yıllardır yürüttüğü savunuculuk çabalarının sonucunda elde edilen bir zafer anlamına geliyor.
"Öte yandan, Güney Kore'de başka bir mahkeme, eşcinsel partnerlikleri tanımayı ya da bu çiftlerin eş sağlık sigortasından yararlanmasını reddetti.
"Pek çok Karayip adası için nihai istinaf mahkemesi olan Birleşik Krallık'ın Danışma Meclisi, Bermuda ve Cayman adalarında evlilik eşitliğine izin vermeyen mahkeme kararlarını onayarak Danışma Meclisinin muhafazakar bir yaklaşım içinde olduğunu gösterdi.
Bolivya, Namibya, Tayland, Japonya
"Bolivya'da bir nüfus müdürlüğü iki eşcinsel çiftin birliğini tanıdı, fakat Anayasa Mahkemesinin görüşeceği bir dava benzer bir durumun diğer eşcinsel çiftler için de geçerli olup olamayacağına karar verecek.
"Namibya'da bir mahkeme yurtdışında evlenen iki eşcinsel çiftin ilişkilerini resmi olara tanımayı reddetse de aynı zamanda bunun açıkça ayrımcılık teşkil ettiğini kaydetti.
"Tayland'da aktivistler Medeni Kanundaki evlilik ile ilgili hükümleri eşcinsel çiftleri de kapsayacak şekilde değiştirmek için kampanya yürütüyordu. Yasalar önünde eşitlik yönünde güçlü bir adım atan kabine, kişisel ve ortak mülklerin yanı sıra evlat edinme hakkı konusunda da eşcinsel çiftlere evli kişilerle aynı hakları tanıyan bir medeni partnerlik yasa tasarısını onayladı. Şimdi Temsilciler Meclisinin tasarıyı oylaması gerekiyor.
"Japonya'da bir mahkeme de ülkenin evlilik eşitliği ivmesine katkıda bulunarak şu hükme vardı: 'Evlilikten doğan hukuki faydalar hem homoseksüel hem heteroseksüeller için geçerli olmalı.'
Güney Amerika, ABD, Macaristan
"Aralık 2021'de Şili meclisi büyük bir oy çokluğu ile evlilik eşitliğinden yana oy kullandı. Bunun yanı sıra Küba'da da halk evliliğin eşcinsel çiftleri de kapsayacak şekilde genişletilip genişletilmeyeceğine - alışılmadık bir şekilde - referandumda oy kullanarak karar verecek. Fakat bu haklar meselesini halk oylamasına sunmak sorunlu bir durum; kararın ardından eşcinsel çiftlerin evlenmesine izin verilebilecek olması protestolarla karşılandı.
"Kanun yapıcılar, Brezilya'daki okullarda cinsel eğitimi kısıtlamaya çalışan bir dizi kanun teklifi sundu. ABD'nin Florida ve Alabama eyaletlerinde okullarda LGBTİ+'lar ile ilgili konuların okullarda konuşulmasını sınırlandırmak için 'gey ya da trans deme' yasaları yürürlüğe girdi. En az on eyalet daha benzer yasal düzenlemeler getirmeyi değerlendiriyor.
"Macaristan da Rusya'daki 'eşcinsellik propagandası' yasasını anımsatan bir yasayı kabul etti. Söz konusu yasa eşcinselliği pedofili ile bir tutarak bunu okullardaki cinsel eğitimi sınırlandırmak için gerekçe olarak kullanıyor. Bu adım ile birlikte ülkede pozitif kuir görünürlüğün savunan LGBTİ+ aktivistlerinin meşru çalışmaları da etkin biçimde kriminalize edilmiş oluyor.
Dünyadan olumlu adımlar
"Öte yandan, son bir yıl içinde interseks yenidoğanları 'normalleştirmek' için yapılan tıbbi olarak gereksiz ameliyatlar, ABD, Avustralya ve Hindistan da dahil bir dizi ülkede daha fazla ve daha eleştirel bir şekilde dikkat çekiyor.
"Brezilya'daki münferit mahkeme kararları ve Meksika'nın Guanajuato eyaletinin yanı sıra Arjantin ve Kolombiya ikili cinsiyet sisteminin dışındaki kimlikleri tanıdı. ABD de kadın veya erkek olarak belirtilmek istemeyen kişilerin pasaportlarında X işaretinin kullanılmasına izin verdi.
"Uluslararası Olimpiyat Komitesi, çoğunlukla Küresel Güney'den gelen ve cinsiyet karakteristikleri farklılık gösteren kadın atletlere uygulanan 'cinsiyet testi' yoluyla işlenen insan hakları ihlallerine karşı çıkan bir rehber yayımladı.
"Kuveyt'te Anayasa Mahkemesi 'karşı cinsi taklit etmeyi' yasaklayan ve güvenlik güçlerinin ciddi hak ihlallerine yol açmasına zemin hazırlayan 2007 tarihli yasayı iptal etti. Bu sayede ülkedeki translar için hukuki ortam gelişmiş oldu.
"Fakat zorluklar hala mevcut. Tayland her ne kadar dünyada cinsiyet doğrulama ameliyatlarının dünyadaki adresi olarak öne çıksa da ülkede transların toplumsal cinsiyet kimliğinin hukuki olarak tanınması süreci yavaş işliyor.
"Malezya'da insan hakları komisyonu ülkede toplumsal cinsiyeti hukuki olarak tanıma yolunda adımlar attığında siyasi partiler ve din yetkilileri bu adımı eleştirdi." (SD)