2023 Dünya Nüfus Raporu’na göre kadınların ve kız çocuklarının yüzde 44’ü cinsellik, gebelik önleyici yöntem kullanımı ve sağlık hizmeti alma konularında hâlâ bedenleri ile ilgili bilinçli kararlar alma hakkına sahip değil.
Rapora göre, doğurganlık oranlarını etkilemeye yönelik politikalar etkisiz kaldığı gibi kadın haklarına da ciddi şekilde zarar veriyor. UNFPA raporunda, “Kadınların bedenleri, nüfus hedeflerinin esiri olmamalı” vurgusu yapılıyor.
Dünya nüfusu Kasım 2022’de 8 milyar kişiye ulaştı. Veriler, nüfusla ilgili endişelerin çok yaygın olduğunu ve birçok hükümetin artan ya da azalan nüfusa karşı doğurganlık oranlarını etkilemeye yönelik politikalar geliştirdiğini ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, UNFPA Türkiye’nin yıllık Dünya Nüfus Durumu (SWOP) 2023 Raporu’na göre doğurganlık oranlarını etkilemeye yönelik politikalar etkisiz kaldığı gibi kadın haklarına da ciddi şekilde zarar veriyor.
“Yeni veriler, nüfus ile ilgili kaygıların yaygın olduğunu ve hükümetlerin doğurganlık oranlarını artırmayı, düşürmeyi veya sürdürmeyi amaçlayan politikalara giderek daha fazla odaklandığını ortaya koyuyor. Ancak UNFPA’nın bugün yayınlanan Dünya Nüfus Durumu raporuna göre, doğurganlık oranlarını etkilemeye yönelik politikalar genellikle etkisiz kalıyor ve kadın haklarına zarar veriyor. ‘8 Milyar Yaşam, Sonsuz Olasılıklar: Haklar ve Seçimler Üzerine’ isimli UNFPA raporu, nüfus tartışmalarının nasıl çerçevelendiği ile ilgili radikal bir yeniden düşünme çağrısında bulunuyor; politikacıları ve medyayı, nüfus patlamaları ve düşüşleri hakkındaki abartılı ve kaygı yaratan söylemleri terk etmeye çağırıyor.”
Rapora göre, kadınların ve kız çocuklarının yüzde 44’ü, cinsellik, gebelik önleyici yöntem kullanımı ve sağlık hizmeti alma konularında hala, bedenleri ile kendi kararlarını alma hakkına sahip değil. UNFPA raporunda, “Kadınların bedenleri, nüfus hedeflerinin esiri olmamalı” vurgusu yapılıyor.
“Aslında sormamız gereken soru, gezegendeki insan sayısının azlığı ya da çokluğu ile ilgili değil, tüm bireylerin cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakları dahil olmak üzere temel insan haklarına erişiminin olup olmadığı ile ilgili olmalı. Mevcut durumda, insanlığın yalnızca bir kısmı bu haklara erişebiliyor.”
Rapor ne söylüyor?
Bu yılki Dünya Nüfus Durumu Raporu’na veri sunan 68 ülkede, kadınların ve kız çocuklarının yüzde 44’ü, cinsellik, gebelik önleyici yöntem kullanımı ve sağlık hizmeti alma konularında hala bedenleri ile ilgili bilinçli kararlar alma hakkına sahip değil; ve Dünya çapında yaklaşık 257 milyon kadının karşılanmamış, güvenli ve güvenilir aile planlaması ihtiyacı var.
Zorla kısırlaştırma
Tarih, doğum oranlarını artırmak veya azaltmak için tasarlanan doğurganlık politikalarının genellikle etkisiz olduğunu ve kadın haklarına zarar verebildiğini gösteriyor. Birçok ülke, kadınlara ve eşlerine mali teşvikler ve ödüller sunarak daha büyük aileler oluşturmak için programlar başlattı, ancak doğum oranları kadın başına iki çocuğun altında kalmaya devam ediyor.
Zorla kısırlaştırma ve zorlayıcı doğum kontrolü yoluyla nüfus artışını yavaşlatma çabaları da insan haklarını ciddi şekilde ihlal ediyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği ve haklarını temel alan politikalar gerekli
Rapor, hükümetlere doğum izni programları, çocuk vergi indirimi, işyerlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik eden politikalar ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı ve haklarına evrensel erişim gibi toplumsal cinsiyet eşitliği ve haklarını temel alan politikalar oluşturmaları için çağrıda bulunuyor.
Ayrıca, bu politikaların, ekonomik olarak büyüyen ve nüfuslar nasıl değişirse değişsin dirençli toplumların gelişmesini sağlayacak kanıtlanmış bir başarı formülü olduğunu vurguluyor.
(EMK)