ABD ve Kanada'da kadınlar 1920 ve 1918'de oy verme hakkına kavuştular. Katolik geleneklerinin hüküm sürdüğü, Latin ve İspanyol mirasıyla kavrulan Meksika ise kadınlarının oy hakkı kazanmasını uzun yıllar engelledi.
ABD
ABD'de oy hakkı talep eden ilk kadın Margaret Brent oldu. Büyük arazilere sahip Brent 1647'de valiye baş vurarak kendisi ve avukatı için oy hakkı talep etti. Talebi reddedilince, yönetimi boykot etti.
Kadınların dünyadaki ilk örgütlü oy hakkı mücadelesi Seneca Falls'taki toplantılarda başladı. 1848'de Lucretia Mott ve Elizabeth Cady Stanton gibi kadınlar "kadınların sivil, toplumsal, dini hak ve konumlarını tartışmak" üzere bir miting düzenlediler. Buradan çıkan kararla örgütlü mücadele başladı. İlk dönemdeki eylemci kadınların pek çoğu aynı zamanda kölelik aleyhtarlarıydı.
1900'lerde çeşitli eyaletler kadınlara oy hakkı tanınması konusunda farklı tutumlar sergilediler. 20. yüzyılın başında, ABD kıyılarına Britanyalı feministlerin taktiklerini getiren kadın, Alice Paul oldu. 1916'da Alice Paul ve kadın yoldaşları, Ulusal Kadın Partisi'ni kurdular. Kendilerini Beyaz Saray'ın çitlerine zincirlemek gibi eylemler yaptılar.
Kanada
Kanada'daki kadın hareketi Britanya ve ABD'den ilham aldı. Ancak, bu iki ülkedeki kadar sertleşmedi. Alberta, Manitoba ve Saskatchewan'daki kadınlar 1916'da yerel seçimlerde oy verdiler, 1918'de federal oy hakkını kazandılar. Quebecli kadınların seçme ve seçilme hakkı kazanması ise maalesef 1940'a kadar mümkün olmadı.
Meksika
Meksika'da kadınların oy hakkı mücadelesi 1911 Devrimi'nden sonra başladı. Meksikalı kadınlar siyasi haklarını taksit taksit kazanabildiler. Bütün haklarını tam olarak kazanmaları 1953 seçimlerini buldu.
AVRUPA
Avrupalı kadınların mücadeledeki modeli Britanyalı kadın eylemcilerle yaratıldı.
Büyük Britanya
Britanya'da kadınların siyasi hak tartışmaları bireysel anlamda Seneca Fall toplantılarından çok önce başlamıştı. Mary Wollstonecraft'ın 1792'de yazdığı Vindication of the Rights of Woman bu konudaki fikirlere temel oluşturdu. 1851'de Harriet Taylor Mill kadınların oy hakkı kazanması ile ilgili radikal bir makale yayımladı.
Britanya'daki örgütlü mücadele tahminen 1865 yılında, Manchester'da başladı. 1866'da Elizabeth Garrett kadınların seçme ve seçilme haklarını almalarını için 1 500 imza topladı. 19. yüzyılın sonunda Britanyalı kadınlar belirli koşullar çerçevesinde çeşitli siyasi haklar kazanabildiler.
Britanyalı kadınların ülke çapındaki hareketi 20. yüzyılın başında gün ışığna çıktı. Büyük kitlesel eylemler çeşitli sınıflardan kadınları aynı amaç uğruna biraraya getirdi. 1903 yılında Emmeline Pankhurst ve kızları, Christabel ve Sylvia, Kadınların Toplumsal ve Siyasi Birliği'ni (WSPU) kurdular. 1907'de WSPU üyeleri sokaklarda resmen savaşmak zorunda kaldılar. I. Dünya Savaşı harekete yeni bir yön verdi. Savaş sırasında kadınlar ambulans kullandı, askeri fabrikalarda çalıştı. 1918'de 30 yaşını dolduran her İngiliz kadın oy verme hakkına sahip oldu. 10 yıl sonra kadınların siyasi hakları erkeklerinkiyle aynı düzeye getirildi.
İskandinavya
İskandinavyalı kadınlar da haklarını taksit taksit aldılar, önce belediye seçimlerinde oy kullandılar. Finlandiyalı kadınlar 1916 yılında, oy veren ilk Avrupalı kadınlar oldu. Norveçli ve Danimarkalı kadınlar da I. Dünya Savaşı'ndan hemen önce oy haklarını almışlardı. Yerel seçimlere 1863'ten beri katılabilen İsviçreli kadınlar, 1919'da genel seçimler için sandık başına gittiler.
Almanya
Almanya'daki kadın örgütleri siyasi hak mücadelelerinde epey düşmanlıkla karşılaştılar. Bu yöndeki ilk örgüt 1902'de kuruldu. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Weimar hükümeti 20 yaşından büyük bütün kadın ve erkeklerin sandık başına gidebileceğini duyurdu. Nazi'ler iktidara geldiğinde kadınların oy hakkı ortadan kalkmadı ama aktif siyasi hayattaki rolleri kısıtlandı.
İtalya
İtalya'daki kadınların örgütlü mücadelesi epey geç başladı. 1925'te İtalyan kadınlar sınırlı oy hakkına sahip oldu. Mussolini İtalyan kadınlarının siyasi haklarını büyük ölçüde ellerinden aldı. İtalya'da kadınlar, erkeklerle eşit oy hakkına II. Dünya Savaşı'nın sonuna dek sahip olamadılar.
Fransa
Fransa'nın kadınları 1944'de General Charles de Gaulle'ün bir bildirisiyle eşit oy hakkına sahip oldular. Oysa, Fransız kadınları uzun yıllardır, hatta Fransız Devrimi'nden beri siyasi hayatın içindeydiler. Fransa'da sisyasi hakları için örgütlü kadın mücadelesi 19. yüzyılda başladı.
LATİN AMERİKA
Latin Amerika'daki kadın hareketi Roma Katolik Kilisesi'nin karşı çıkışları yüzünden zora sokuldu. Sol kanattan siyasetçiler de kadınların oy hakkı mücadelesini desteklemediler. Kadınlar Meksika, Şili, Arjantin ve Brezilya'da örgütlendiler. Herhangi bir örgütlenmenin görülmediği Ekvador ise kadınların oy hakkına kavuştukları ilk Latin Amerika ülkesi olarak herkesi şaşırttı. Kolombiya ve Peru'daki kadın hareketi büyük tartışmalara yok açtı. Peru'da Maria Jesus Alvarado Riviera, Kolombiya'da Dr. Zea Hernandez gibi kadın eylemcilerin ömürleri hapishanelerde geçmek zorunda kaldı.
ASYA
Asya'daki kadın örgütlenmeleri Hindistan ve Japonya'da yoğunlaşrı. Sarojini Naidu'nun öncülüğünde kurulan Kadınların Hindistan Birliği 1919'da Britanya yönetimiyle görüşerek ilk resmi oy hakkı talebinde bulundu. Hindistan Ulusal Kongresi kadınların siyasi hak mücadelesini destekledi. 1950'de, Hindistan bağımsızlığını kazanır kazanmaz, kadınlar oy hakkına sahip oldular.
Japonya'da ise Ichiwaka Fusae önderliğindeki kadın eylemciler Kadınların Siyasi Hakkı Derneği'ni kurdular. Japonya'daki askeri yönetim 1930'larda bütün demokratik hareketleri susturdu. 1945'de Japonya savaştan mağlup çıkınca Japon feministler yeni yönetimde kadınların da söz hakkı olmasını vurguladılar. Kadınlar Japonya'da barış ve demokrasi getirmeleri umuduyla sandık başına gitme hakkını kazandılar.
Çin'de ise kadınlar Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, 1949'da seçme ve seçilme hakkı edindiler.
AFRİKA
Afrikalı kadınlar, ülkeleri sömürgelikten çıkana dek oy hakkı edinemediler. Güney Afrika ırk ayrımı yüzünden siyah kadınların siyasi haklarını kısıtladı.
Oysuz Kadınlar
Birleşmiş Milletler 1952 yılında kadınların siyasi haklarına dair bir bildiri yayımladı. Ancak çeşitli Arap ülkeleri, Surinam, Ekvator Gine'si gibi ülkelerde hala kadınlar siyasi haklarına tam olarak kavuşmuş değil.