ÇHD Onursal Başkanı Selçuk Kozağaçlı, hapishanede on yılın ardından duygularını sosyal medya aracılığıyla paylaştı. Kozağaçlı'nın paylaşımı şöyle:
“Mahpushane kapısı gülüm
Bir elvan geçti
Gelene açılır, gidene kilit…”
Ben birkaç kez “gidene kilit” kısmını açtırmayı başarmış da olsam, güzel türkünün söylediği gibi, hapishaneye girmek çıkmaktan daha kolay bu aralar.
Bugün bir kez de benim için dinlerseniz mutlu olurum; ilk olacaksa, seversiniz.
Sekizinci yılımı doldurdum.
Aynı “suçlama” nedeniyle 2013’te yatılmış on dört ayı da eklersek, hapishanede onuncu yılımın içindeyim.
Siyasal muhalifini kilit altında tutmak gayet işlevsel iktidar pratiğidir; işin o kısmına söylenecek bir şey yok, boşa sızlanmış oluruz.
Bütün o yılları sızlanarak değil çok okuyarak, biraz yazarak, kapı döverek, slogan atarak, açlık grevi yaparak, gececeik avukatlarla ve tutsaklarla sohbet ederek geçirdim. Kötü değildi.
Adaletin — hukukla değilse bile — siyasetle, estetikle ve belki etikle ilişkisi bende hâlâ gayet canlı; kapatılarak yıldırılmam veya susturulmam söz konusu olamaz. Nefes almaya devam ettikçe direneceğim.
Ancak, bu iktidarda doğan, bu devrin çirkinliğinden, zulmünden ve yoksulluğundan payına düşeni aldıktan sonra daha yirmili yaşlarını tamamlayamadan iş cinayetlerinde, yangınlarda, patlamalarda katledilen kuşak için çok öfkeliyim. Onlar için “dünya zamanı” bu aşağılamayla başlayıp bitmiş oldu, işte buna katlanmak çok zor.
Bu sene elli dört yaşıma girdim. Yani daha iyisini, daha kötüsünü gördüm. Benim onlardan öncem vardı ve belki bu sayede yıkılıp gidecekleri günü doğallıkla tasavvur edebiliyorum.
Sizin yoksa bile, madem yaşıyoruz, geleceğimizi, yaşamlarımızı daha fazla teslim almalarına izin vermeyin.
Korkmayın, yılmayın, vazgeçmeyin. Henüz hiçbir şey bitmedi, hatta yeni başlıyor. Elbette bir kez daha görüşecek, omuz omuza dövüşecek ve geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz.
Herkesi sevgiyle kucaklıyorum.
Biz kazanacağız!
(SK/Mİ)

