Beyoğlu Bekar Sokak 17 numarada ikâmet etmekteler. Uğrayın, bir faydanız olur. Hem ikinci el eşya satan bir de dükkânları var, Nahıl Dükkân. Gezersiniz. Nefis bir yer. Gidin, görün, bakın, kadınlar bir araya gelince neler oluyor neler.
Vakfa girdiğimizde hem çalışmalarını öğrenmek, hem de ürünlerini görmek istiyorduk. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Her şeyi gördük, öğrendik burada. Nahıl Dükkân'ın sorumlusu Yeşim Yılmaz ve Vakıf basın-tanıtım sorumlusu Safter Taşkent bütün sorularımızı cevapladı. İşte sohbetimizin buraya sığan bölümü...
KEDEV olarak neler yapıyorsunuz, ana faaliyet amacınız nedir?
Safter Taşkent: Dar gelirli bölgelerde kadın ve çocuk merkezleri kuruyor KEDEV. Buralarda hem çocuk yuvaları var 3-6 yaş arası çocuklara yönelik. Hem de kadınlar bir araya gelip vakfın verdiği, eğitim danışmanlık ve kredi desteğinden yararlanarak atölyeler kuruyorlar ve üretime başlıyorlar.
Okul öncesi eğitim ya da mahalle yuvaları dediğimiz bölüm de aslında kadınlar için sosyal ve kamusal alana çıkmak için ve ekonomik yaşama katılmak için faydalı. Çünkü kadınlar liderliğinde kuruluyor mahalle yuvaları. İşletmesinde, bütün idari işlerinde anneler çalışıyor. Zaten merkezlerin yönetim kurullarını aileler oluşturuyor.
Yuvalar sayesinde kadınların, annelerin çalışması önündeki en büyük engellerden biri olan çocukların bakılacak yer sorunu çözülüyor. Hem de anneler çocuklarının okul öncesi eğitiminde aktif olarak bilfiil yer almış oluyorlar. İsterlerse dışarıda da çalışma imkânı buluyorlar, çocuklarını bırakabilecek bir yerleri olduğu için. İsterlerse de kendi bilgi ve becerilerini geliştirerek de üretmeye başlıyorlar.
Neler üretiliyor atölyelerde? Bu ürünlere nasıl karar veriliyor?
S.T.: Deprem bölgesinde, İzmit, Adapazarı ve Gölcük'te tekstil atölyeleri var. Mutfak örtüleri, bez oyuncaklar, kuklalar vs. üretiliyor. Bir dönem ahşap atölyemiz vardı ama şimdi ona yer arayışı içindeyiz.
Düzce'de bir kadın kooperatifi de catering hizmetleri veriyor. İşyerlerine yemek, ya da düğün nişan gibi gecelere hizmet vermek gibi. Diyarbakır'da mum atölyesi Mardin'de de aplike yapan bir atölye var. Kadın kooperatifleri dememin sebebi de kadın ve çocuk merkezleri zamanla kadınların kurduğu kooperatiflere devredilmesi.
Bölge seçimlerini nasıl yapıyorsunuz? Kriterleriniz neler?
S.T.: Öncelikli hedef dar gelirli bölgeler ve dolayısıyla da yoksul kadınların yaşadığı bölgeler. Yoksulluktan en fazla kadınlar ve çocuklar etkileniyor. Dolayısıyla da kadınların anne olması ve çocukları yetiştirmesi sıfatıyla okul öncesi eğitimin önemi daha da artıyor.
Çocukların 3-6 yaş arası dönemleri zihinsel ve sosyal olarak çok önem arz eden bir evre. Dolayısıyla hem çocukların okul öncesi eğitim almalarını sağlanıyor. Hem de kadınlar ekonomik kamusal ve sosyal alana çıkabiliyor.
KEDEV'in kadınlara ekonomik destek sağlaması dışında, psikolojik danışmanlık ya da kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet gibi konularda çalışmaları var mı?
S.T.: Yok, hayır. Özel olarak böyle bir çalışma yapmıyoruz. Ama tabii ki merkezde bulunan bir kadının böyle bir problem yaşaması durumunda gerekli yönlendirme ve destek mutlaka sağlanır. Merkezlerde kadınlara günlük hayatta ihtiyaç duyacakları her konuda eğitimler veriyoruz. Kadın sağlığı, çocuk sağlığı, üreme, beslenme eğitimleriyle başlanıyor. Ardından da liderlik eğitimleri kooperatif nasıl kurulur, nasıl işletilir, el becerileri vb. konularda eğitimler alıyorlar.
Eğitimlerin sonuçlarını pratikte nasıl yaşıyorlar?
S.T.: Bir güçlenme yaşıyorlar tabii. Ben buna çok yakın tanık oldum. Bir televizyon programına çağrılmıştık. Ben ve atölyeden bir kadın birlikte. Ben orada bunca yıldır çalışma alanında olan, kentli bir kadın olarak heyecandan ölürken, atölyeden gelen arkadaş şakır şakır her şeyi anlattı. O kadar rahattı ki heyecanlanmadı bile. Bu kadınlar daha önce evden dışarı çıkmıyorlardı. Şimdi televizyonlara çıkıp konuşuyorlar rahatlıkla.
Atölyelerde gördüğüm bütün kadınlar ne istediğini bilen, sorunlarını tanımlayan ve çözmeye çalışan kadınlar haline geldiler. Merkezlere gelip giden kadınların gerek toplum içinde gerekse ailelerinde daha ileri bir statüye geçtiğini, daha çok saygı gördüğünü, sözlerinin daha çok dinlendiğini görüyoruz. Bu da kadınların yaşadığı bilinç değişiminin etraflarınca fark edilmesinden dolayı oluyor. Kadınlar kendilerini ve haklarını tanıdıkça kendilerini kolay kolay ezdirmiyorlar.
Atölyelere gelen, kooperatiflere üye kaç kadın var?
S.T.: Merkezlerden faydalanan kadın ve çocukların sayısı bin civarında. Ama dışarıdan da ürün getiren, arada sırada uğrayan kadınlarla birlikte bu sayının binin üzerinde olduğunu söyleyebilirim.
Atölyelerde üretilecek ürünlere nasıl karar veriyorsunuz?
S.T.: Bu konuya tamamen bölgenin ihtiyacı ve yapılan Pazar araştırmalarına göre satılabilecek ürünler nelerdir sorusunun cevabına göre karar veriliyor. Buna da kadınlar karar veriyor. Vakfın bu konuda ancak önerileri olabilir. Çünkü önemli olan ürünü yapacak olan kadınların becerileri ve bu konudaki istekleri.
Kadınlara mikro kredi verme çalışmanız var bir de değil mi?
S.T.: Evet. Türkiye'nin ilk mikro kredi kurumu Maya. O da vakfın bir projesi. İlk 1997 yılında dar gelirli İstanbullu 100 kadına kendi işlerini kurabilmeleri için geri dönüşümlü kredi verilerek başlandı. Kredilerin geri dönüşümü oranı da inanılmaz oluyor yüzde 98. Bu çok güzel bir oran.
Depremden sonra deprem bölgesinde afet çalışmalarına ağırlık veriyor vakıf. Daha sonra 2003 yılında mikro kredi destek işletmesi kuruldu. Amaç da dar gelirli kadınlara kendi işletmelerini kurabilmeleri veya geliştirmeleri için destekte bulunabilmek.
Mikro kredi için başvurmanın şartları neler?
S.T.: En az üç kadının bir araya gelip başvurması gerekiyor. Her kadın bireysel olarak kendi istediği oranda kredi alıyor. Ama grup olarak ödemeyi yapıyorlar. Dolayısıyla birbirlerinin kefili olmuş oluyorlar.
Kaç merkez var şu anda? Yeni merkezler açılacak mı?
S.T.: 11 merkez var şu anda. Ama açılacak olan merkezlerimiz var. İstanbul'da Kartal ve Gazi Mahallesi'nde açılacak iki merkezimiz var.
Herhangi bir yerde kadınlar bir merkez açmak isterse nasıl bir süreç işliyor?
S.T.: Bir araya gelen en az on kadın. Bize başvuruyorlar. Karşılıklı görüşüyoruz. Onlar lider kadınlar oluyor. Daha sonra kendi etraflarında grup oluşturuyorlar. Başka kadınlara ulaşıyorlar. Bölgedeki çocukların haritasını çıkarıyorlar. Mahalle yuvasına olan ihtiyacı belirlemek için. Sonra da eğitimlerden geçiyorlar. Kadınlar bütün örgütlenme çalışmalarını eğitimle birlikte sürdürüyor ve sonuçta idaresini kendilerinin yaptığı kooperatifler oluşuyor.
"Kadınların yaratıcılığının gelişmesi önemli"
Bize Biraz Nahıl'daki çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Yeşim Yılmaz: Buraya kısaca biz Nahıl Dükkân diyoruz. Nahıl'ın amacı vakfın ana çalışma konusu olan kadın atölyelerinin ürettiklerinin satış-pazar bulabilmek.
Atölyelere fason olarak iş yaptırıyoruz. Bunların toptan / perakende satışını da dükkândan yapıyoruz. Sattığımız perakende ürünler dışında bazı firmalar promosyon ya da satış amaçlı ürün siparişi verebiliyorlar. Üretimlerimizde doğal kumaşlar kullanıyoruz. Bir de pratik kullanıma uygun olan çok da geleneksel olmayan ürünler yapıyoruz.
Onun dışında vakıf dört yıldan beri bu ikinci el eşya satışı yapıyor. Bu dükkândan önce senede iki kez bir yerde kurulan koca bir pazar aracılığıyla ikinci el eşya satışı yapılıyordu. İnsanlarda vakfa giysi bağışlama alışkanlığı var. Düzenli olarak kullanılmış eşya geliyor. Biz de burada ve Şişli'deki diğer dükkânımızda, ki orası daha büyük oraya da Pazar yeri diyoruz, ikinci el eşya satışı yapıyoruz.
Şişli'deki Pazar yeri ile Nahıl dükkân biraz farklı. Burada sadece giyim eşyası ve nispeten enteresan aksesuarlar ve ayakkabılar var. İkinci el giyinmeye meraklı, dönem giysilerine butikten artık bulamayacağı tarzda model ya da kumaş arayanlar için burası. Şişli'deki depo ise, daha çok ihtiyaç sahipleri ve alışveriş yapmayı seven, alışveriş çılgınları için daha uygun.
Biz bu eşyaları bağış olarak makbuz karşılığında alıyoruz. Ondan sonra ayrıştırıyor ve fiyatlandırıyoruz. Bütün gelir, çocuk yuvalarına ve kadın atölyelerini destekleme amaçlı kullanılıyor.
Hediyelik eşyalarımızın satışı var ayrıca. Kadınların yaptığı el sanatlarına veya evdeki el becerilerine yer vermeye çalışıyoruz. Kadınların bir ürünü sipariş edildiğinde biz aracılık ederek, onlar adına anlaşmayı yapıyor, birey olarak yaptıkları işe kurumsal bir kimlik kazandırmış oluyoruz.
Nahıl'ın eşya satış duyurularını nasıl yapıyorsunuz?
Y.Y.: Bölgelerde atölyeler ve çocuk yuvalarının olduğu yerlerde halk tanıyor ve biliyor zaten. Bu suya atılan bir taşın yarattığı etki gibi. Dalga dalga duyuluyor. Gruplara, eğitimlere katılan kadınlar birbirlerini haberdar ediyorlar. Bir de bizim kurumsal olarak yaptığımız tanıtımlar oluyor tabii basın aracılığıyla.
Nahıl Pazar yerinin yılda bir kez Haziran ayında bir toplu satış günü oluyor. Onun afişlerini asıyoruz. Eşya bağışlama kampanyası yapıyoruz. Her sene bir kargo firması bize sponsor oluyor ve eşya verenlerin evlerinden o eşyaları biz alıyoruz. Gazetelere ilanlar veriyoruz o dönemlerde. (BB)