Yazarla İstanbul'da gerçekleştirilen söyleşi ve Almancası yeni yayınlanan kitabı "Kar"ın tanıtımına dayanan yaklaşık 10 sayfalık yazıda Pamuk, bir "dünya yazarı" olarak gösterildi.
Edebiyatın ünlüleriyle
"İşaretler ve Mucize" başlığı altında yayınlanan yazıda Pamuk'un eleştirmenlerce edebiyat tarihinin ünlü isimlerinden, Kafka, James Joyce, Gabriel Garcia Marquez, Jorge Borges, Italo Calvino ve Marcel Proust'a eş görüldüğüne dikkat çekildikten sonra, Amerikalı yazar John Updike'ın Pamuk'u Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmesinin ve "Kar" romanının New York Times gazetesince geçen yılın en iyi on kitabından biri olarak gösterilmesinin "haklı" olduğu belirtiliyor.
Yazı, Pamuk'un Türkiye'de ve Türkiye dışında şimdiye kadar önemli ödüller aldığını vurguluyor, Almanya'daki başarısının, hem de olumlu, duyarlı eleştirilere rağmen, diğer Batı ülkelerinin gerisinde olduğuna dikkat çekiyor.
İlk "politik", hep "politik"!
Pamuk da Almanların Türklere bakışıyla ilgili sözleriyle, bu konuyu yorumluyor: "Biz Türkler, Almanya'da Frankfurt Garı'nda yerleri paspaslayan kişileriz. Böyle insanlardan da kimse kitap almaz."
Yazıda, yazar "Kar" romanını, ilk ve son politik kitabı olarak değerlendirse de diğer kitaplarının da "politik" içerik taşıdığı belirtiliyor. Pamuk'un bu değerlendirmesinin "kendi ülkesindeki kültürler çatışmayı konu" edinmesinden kaynaklandığı kaydediliyor.
Politik yorum edebiyattan ayrı
Pamuk, yazıda "yeldeğirmenleriyle savaş" olarak nitelenen Türkiye'deki yazarlık geçmişini anlatırken, başlangıçta yaşlı kuşak Türk yazarların kendisini bir "burjuva" olarak gördüklerini anlatıyor.
"Ünlendikçe bu resim biraz değişti. Devlet Kürtlere savaş açtı. Demokrasi ve vatandaşlık hakları ihlal edildi. Ve ben de artan uluslararası tanınmışlığımı kullanarak, yabancı gazete ve dergilerde politik değerlendirmeler yayınladım.
"Buradaki beklentiler açısından hala bir politik yazar değildim. Politik yorumu, edebiyattan ayırdım ve öyle de olmalı. Eğer bazıları John Steinbeck olmak istiyorsa, ben de Proust olmak istedim."
Zola olmak
Böylece derginin bunun üzerine "Sonra da Emile Zola olmaya mı karar verdi?" sorusuna yol açan yazar, politik tavrının belirgin hale gelmesinin ardından "Artık bir politik roman yazacağım" diyerek, "Kar"ı kaleme aldığını belirtiyor. (Kİ/BA)