Bilinen bir gerçektir; bir ülke yüksek profilli bir uluslararası etkinliğe ev sahipliği yaptığında bütün devlet kurumları, belediyeler "Dünya Ayarında Şehirler" yaratmaya koyulurlar. Bu şehirler yabancı sermayeyi cezbedecektir; modern gelişmiş altyapıya sahip olacaktır; kötü şehirleşmenin hiçbir izini taşımayacaktır; trafik akışı problemsiz olacaktır ve en çarpıcısı, yoksul insanlar ve toplumsal problemler görünmez olacaktır.
Bu hazırlıklar genelde iki uygulamayı taşır: Birincisi, şehirler gecekondulardan temizlenmelidir. Bu uygulama en yoksul halk kesimini evsiz bırakıyor.
İkincisi, caddeler, şehir merkezi, sokak satıcılarından temizlenecektir. Bu uygulamayla mevcut emek piyasasına dahil olma ihtimali ortadan kalkan marjinalleşmiş emek gücü, geçim kaynağından yoksun bırakılıyor. Bir başka deyişle, marjinaller, yoksulların en yoksulları, hem evlerini hem geçim kaynaklarını kaybediyorlar. Bu emekçi kesimin erkek üyeleri en başa tekrar dönerek yaşam mücadelesine koyulurken, kadınlar alternatifsiz bırakılıyor ve bu uygulamalardan daha fazla etkileniyorlar.
İşte bu uygulamalara karşı çıkan marjinaller "Dünya Ayarında Şehirler Herkes İçin Olmalı" diyor.
"Yoksullar karar mekanizmalarına dahil edilmeli"
7-8 Mart'ta Johannesburg'da yapılan -benim de bağımsız araştırmacı olarak destek verdiğim- ulusal toplantıya, sokak satıcıları örgütlerinden gecekondu tahliyelerine karşı kurulan mahalle örgütlerine, sendikalardan çocuk hakları savunucularına, seks işçileri örgütlerinden topraksız halk hareketine, özelleştirme karşıtı forumdan Komünist partiye uzanan birçok örgüt katıldı. Bütün örgütler demokratik bir şekilde kampanyadan beklentilerini dile getirdiler. İki gün boyunca üç yılı kapsayan kampanya programını oluşturmak için kolektif bir şekilde çalıştılar.
Basın açıklamalarından gösterilere, devlet kurumları ve yerel otoritelerle diyalog oluşturmaya, işçi hareketiyle birlikte hareket etmeye kadar birçok konuyu karara bağladılar.
Kampanyanın başlıca istemlerini söyle sıralayabiliriz:
* Ulusal bir politika diyaloğu oluşturmak. Bu süreçte devlet görevlileri, FIFA yapıları, yerel organizasyon komitesi ve marjinalleri temsil eden örgütler bir tartışma/anlaşma ortamı yaratarak dünya kupasının başarıyla sonuçlanması için beraber çalışacaklar. Bu organizasyonun Güney Afrika'da yapılıyor olmasından herkes eşit bir şekilde fayda edinmelidir.
* Yoksullar onları ilgilendiren her konuda karar mekanizmalarına dahil edilmelidirler.
* Sokak satıcıları ve yoksul halka, elektrik, su, ulaşım, güvenlik gibi, ödenebilir hizmetler sunulmalıdır.
* Belediye görevlileri ve polis, sokak satıcılarına ve gecekondu sakinlerine nasıl davranacakları konusunda eğitilmelidir. Toprak, mülkiyet hakları, çalışma hakkı, konut hakkı gözetilmelidir.
* Suç oranının çok yüksek olduğu Güney Afrika gibi bir ülkede, suçla mücadelede mahalle halkıyla, sokak satıcılarıyla işbirliği içinde çalışılmalıdır.
* Topraktan, evden, sokaktan tahliye edilmelere karşı bir moratoryum ilan edilmelidir.
* Şehir yenileme ve geliştirme projeleri bu grupları gözetmelidir ve alternatif olmaksızın hiçbir politikayı onların adına yürürlüğe koymamalıdır.
* Sokak satıcıları ve gecekondu sakinleri oluşturulan belediye/yerel forumlarda diğer katılımcılarla eşit bir şekilde temsil edilmelidir ve sekter olmayan bir diyalog izlenmelidir.
Kampanya ayrıca bir toplumsal hareket olarak Ulusal Kalkınma ve Emek Konseyi'ne (NEDLAC) üye olmak için de başvurdu. Bu demek ki, marjinaller, sermaye, emek, hükümet gibi güç odaklarının bir araya geldiği korporatist bir yapının dördüncü ayağında temsil edilmeyi hedefliyor.
Bizde böylesi şeyler olmadığından sanırım NEDLAC'i açıklamaya gerek var. Güney Afrika'ya özgü bir kurum olan NEDLAC, stratejik bir korporatist yapı olarak apartheid sonrasında kuruldu. Temel amacı toplumdaki güç odaklarını bir araya getirmek ve toplumun değişik kesimlerinin çıkarlarının temsil edildiği bir yapı kurmak olan bu kurum, bugünkü Güney Afrika siyasetinin temel taşlarından birini oluşturuyor.
Toplumsal dönüşümde sivil toplum örgütlerinin rolünün çok büyük olduğu bu ülkede, dünyadaki örneklerinden farklı olarak sivil toplum örgütleri de bu korporatist yapıda temsil ediliyor. İşte, kampanyaya katılan örgütler bir bütün olarak kampanya adı altında dördüncü ayakta temsil edilmek için başvurdular.
Emek hareketi, halkla ve sivil toplumla yeniden yakınlaşıyor
Bu kampanya Güney Afrika toplumu için çok şey ifade ediyor. Birincisi, geçmişte "toplumsal hareket sendikacılığı"nın en büyük örneği olan Güney Afrika emek hareketi, bu kampanyaya dahil oluşuyla, halk ve sivil toplum hareketleriyle tekrar yakınlaşıyor.
ANC hükümetinin yoksul halkın ihtiyaçlarından önce sermayenin ihtiyaçlarına cevap vermesi, halkta uzun bir süredir bıkkınlık yarattı. Bu hükümetle ittifak içinde olan Güney Afrika Sendikalar Konfederasyonu (COSATU) da bu süreçten etkilenmekte ve halktan uzaklaşıyor. Bu kampanya umarım COSATU için bu yolu tekrar açacak.
İkincisi, toplumsal hareketler de uzun süredir kendi aralarında siyasi çatışmalar yaşıyorlar. Bu kampanya toplantılarında görüldü ki, bütün hareketler bir amaç için çalışmaya koyuldular ve çelişkisiz bir bütünlük yarattılar.
Üçüncüsü, Güney Afrika Komünist Partisi (SACP), içsi sınıfı tanımını yenileme sürecinde başarıyla ilerliyor ve marjinalleşmiş emek gücünü sahipleniyor. Sendikaların örgütlemekten kaçındığı güvencesiz işçiler, SACP saflarında kendilerine ve örgütlerine yer buluyorlar.
"Bizler için bir şey, bizsiz olmaz"
Bu kampanya umarım Türkiye'yi de kapsayarak dünya çapında yaygınlaşır. Aşağılık muamelesi yaptığımız sokak satıcılarının geçimlerini kazanma hakkı olduğunu, aynı gözle baktığımız gecekondu mahalleleri sakinlerinin barınma hakkı olduğunu etrafımızdaki insanlara anlatabilir, onların ihtiyaçlarına devlet ve belediyeler öncelikle de sol partiler tarafından kulak verilmesi için bir yol açarız. Onların hak mücadelelerine güç katarız.
Memleketimizde son yıllarda artan bu problemlere daha duyarlı olmak için ve haklar mücadelesi bilincini yükseltmek için bir kez daha marjinallere ses verelim:
Dünya Ayarında Şehirler Herkes İçin Olmalı!
Uzlaşma ve Toplumsal Diyalog!
Alternatifsiz Yerinden Edilmeye Son!
Bizler İçin Bir Şey, Bizsiz Olamaz! (EÇ/TK)