Nuran Pehlivan'la röportaj yaparken bir yandan da aklımda bu şarkı vardı; çünkü Nuran, 1997'de daha küçücük bir kız çocuğuyken tanıştığı bilek güreşiyle dünya şampiyonalarına katılıp birincilikler kazanmış, "dünyanın yıldızı" olmuş.
Onunla, bilek güreşi sporunu, kadın ve dünya şampiyonu olmayı konuştuk. Bu arada başlıktan da anlayacağınız üzere feminist Nuran şimdiden gönlümüzün yıldızı, şampiyonu oldu.
Nuran biraz kendini anlatır mısın?
Yakında yirmi dört yaşıma basacağım, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim ve sporla ilgileniyorum.
Bilek güreşi gibi makine mühendisliği de daha çok erkeklikle ilişkilendiren bir alan...
Aslında öyle bakmamak lazım. Eskişehir'de Endüstri Mühendisliği okuyordum, bırakıp Fransa'ya üniversite okumaya gittim ve dil problemi nedeniyle geri döndüm. Matematikle aram çok iyi ve o nedenle makine mühendisliğini seçtim. Yani, erkeklikle ilgili bir durum değil benim için.
Ders çalışmaktan, matematikle ilgilenmekten ciddi bir haz alıyorum. Ancak, Türkiye'de ailelerin üniversite sınavıyla ilgili baskısı oluyor, benim mühendislik durumum biraz da o baskının bir sonucu. Ama bu işi yapıp yapmayacağım konusunda çok emin değilim. Bir gün terzilik ya da aşçılık da yapabilirim.
Sporla, bilek güreşiyle ilgilenmeye ne zaman başladın?
Spor hayatım bilek güreşiyle başladı. Onun dışında yaptığım sporlar vardı ama, hepsi çok amatördü ya da gelip geçici şeylerdi. On beş yaşında bilek güreşiyle tanıştım ve profesyonel olarak devam ettim.
Nasıl karar verdin buna?
Fiziğim uygundu bilek güreşine. Yaşadığım Yalova'da büyük bir potansiyel var. Benim şansım, bilek güreşiyle çok profesyonel bir ortamda tanışmam oldu.
O dönemde federasyon yoktu. Devlet desteklemediği halde yurt dışındaki organizasyonlara, sponsorlarla ya da kendi maddi imkanlarıyla giden arkadaşlarım vardı. Onların çalışmalarını görünce, bilek güreşini çoğu insanın dışarıdan baktığı gözle değil de, daha profesyonel bir şekilde tanıdım.
1997'de dünya şampiyonası yapılacaktı, hiç kadın sporcu yoktu. Bir arkadaşımla birlikte şampiyonaya katılmak istedik, gittikten sonra da çekiciliğini fark ettik.
Türkiye'de kimler bilek güreşi sporuyla ilgileniyor?
Bilek güreşi, Türkiye'de çok yaygın olmasına rağmen, bilinmeyen bir spor dalı. Herkes bilek güreşi yapıyor, kimse spor olarak bilmiyor. Federasyona 1998'de bağlandı. Federasyon öncesinde de dünya şampiyonu kupasını almış birçok sporcu vardı, ama hepsi erkekti.
Peki dünyada bilek güreşinin durumu, gelişimi nasıl olmuş?
1969'da Dünya Federasyonu kurulduğundan beri yarışmalar sürüyor. Bütün spor dallarında alt beyinle alakalı bir durum vardır; atletizmde avcılık, bilek güreşinde güç gösterisi durumları yani...
Bu sporun bir vatanı var mı?
Bütün ülkeler kendi üstüne alıyor bunu. Ama ilk organizasyon Amerika'da oldu ve onların sayesinde daha profesyonel bir yaklaşım oluştu. Son yıllarda Rusya, Doğu Bloku ülkeleri ön plana çıkmaya başladı.
15 yaşında bilek güreşiyle tanıştığında ne düşündün?
Ben kaba güçten çok başka bir noktada tanıdım bilek güreşini.
Ne o?
Bilek güreşinde saliselik hamleler çok önem taşır. Yaptığın hamle bir dakika filan sürüyor ve o zaman zarfında senin gücün karşındaki gücü yönlendiriyor. Sadece kendini düşünerek hareket etmiyorsun, çok ufak nüanslar sana artılar kazandırıyor. Bir nevi satranç oyunu gibi.
O zaman şöyle diyebilir miyiz, senin çok sevdiğin matematiğin, uğraştığın spora, günlük yaşamdaki pratiğine bir yansıması mı?
Kesinlikle. Bir yandan da bilek güreşinin bir estetik durumu var tabii ki "hard" bir estetik. Bilek güreşi masasına geçtiğim zaman çok farklı yerlere gidiyorum.
Peki Türkiye'de kaç kadın var bilek güreşiyle uğraşan?
Şu anda çok ciddi bir rakama ulaşıldı, 1500 - 2000 kişi arasında. Milli takımda beş - altı kadın var. Bu senelere göre değişiyor, bütçenin durumuna, federasyonun durumuna göre. Bizim için ciddi bir rakam.
Sen milli takımda mısın?
Şimdiye kadar katılmadığım hiçbir milli takım olmadı.
Başladığında yarışabileceğin kadın var mıydı yoksa erkeklerle mi yarışıyordun?
Benim şansım, bir kadınla aynı dönemde başlamamdı. Ama antrenman yaparken, çoğunlukla kendime yakın kuvvette bir erkekle çalışmak zorunda kalıyorum. Bilek güreşi gücün ön planda olduğu bir spor. Güç potansiyelimi yükseltmezsem, hiçbir hareketi, tekniği uygulayamam. Kadın sporcularda sayısal ve güç anlamında eksiklik varsa, erkeklerden yardım alıyoruz. Ama bunun da ciddi bir yan etkisi oluyor; erkekler ve kadınlar anatomik olarak farklı, bir kadınla erkeğin eli arasında çok büyük bir fark var.
Nasıl bir fark bu?
Büyüklük farkı, avuçlarınızdaki hissedişler...
Güç potansiyelinden bahsettin. Senin gücün nedir mesela?
Güç potansiyelimin yüksek olduğunu biliyorum. Benim vücudum bilek güreşine çok uygun.
Bilek güreşiyle uğraşan birisinin nasıl bir vücuda sahip olması gerekiyor?
Bağ yapınız, sendomlarınızın güçlü olması, uyguladığınız teknikler önemli. Ben daha çok çekiş adalelerimi kullanarak maç yaptığım için bilek kısmımın, dirsek kısmımın uzun olması benim için büyük bir avantaj ve ellerin büyüklüğü.
Şu an kırmızı ojelerin var, maç yaparken de oje sürüyor musun?
Sürdüğüm zamanlar var (gülüyor).
Bilek güreşçisi bir maça nasıl hazırlanır?
En önemlisi sıklet sporu yapıyorum, o yüzden beslenme düzeni çok önemli. Ayrıca, maksimum zirvelerde, özellikle yarışma dönemine iki ay kala ağır bir antrenman temposuna giriyoruz. Kaliteli beslenme daha da önem kazanıyor.
Yağ oranının çok daha düşük olduğu, karbonhidrat ve proteinimi ayarladığım özel bir diyet uyguluyorum. Antrenmanlar daha çok kondisyona yönelik ve güç potansiyelimi artırmak zorundayım.
Kadın olmanın avantajları ya da dezavantajları neler?
Ben hayatımı bilek güreşi üzerine kurmama rağmen, insanlar bilek güreşçisi olduğumu duyduklarında çok ilgileniyor ve bu durum bazen sıkıcı oluyor.
Mesela regl olmak.
Aslında o dönemde güç potansiyeliniz yüksek oluyor ve bu bir avantaj olarak görülebilir. Ama maç dönemlerinde geciktiriciler kullanan sporcu kadınlar var.
Bu yoğun tempo dışında, sosyal hayat nasıl?
Sosyal çevrem bilek güreşiyle gelişmedi. Sadece yarışmalar esnasında bir araya geliyorum. Onun dışında okul vs...
Mesela kitap okur musun, sinemaya gider misin, müzik dinler misin?
Tabii ki, bunların hepsi benim hayatım, güzel ayrıntılar ve ben ayrıntılara önem veren birisiyim.
Kadın bir sporcu olarak diğer kadınları etkilediğini düşünüyor musun? Mesela bir sporcu olarak seni tanıyan, takip eden insanlar var mı?
Olduğunu söylüyorlar ve bana enteresan geliyor bu. Bilek güreşine başlamalarını teşvik ettiğim çok insan oldu.
Bilek güreşi, çoğu zaman bir spor olmaktan öte özellikle erkeklerin fiziksel güçlerini kullanmalarının ve iktidarlarını göstermelerinin bir aracı. Sen neden bilek güreşini seçtin?
Sonuçta dünyanın en iyisi oluyorsunuz, bu size bir özgüven getiriyor. Türkiye şampiyonu olabilir miyim diye düşünürken bir de baktım dünya şampiyonluğuna çıktım. Çok ciddi bir ödün vermeden yaşayabiliyorsunuz. Ben şu anda dünya şampiyonu değilim, benim şampiyonluğum daha eski bir tarihe dayanıyor.
Şu anki dünya şampiyonu kim?
Rusya'da bir kadın oyuncu. Bu sene ben olacağım.
Peki Türkiye'deki kadın sporcuların kazandığı başarılar hakkında neler düşünüyorsun?
Çok mutlu ediyor beni.
Bilek güreşi kadın bedenine uygun bir spor mu?
Bilek güreşi bence kadın bedenine en uygun sporlardan biri. Ama bütün sporlarda bir erkeklik durumu var bunu ne kadar yok etmeye çalışsak da.
Hemcinslerinle yarışmak nasıl bir duygu?
Hayatın her anında böyle bir şey var ve maç esnasında böyle görmüyorsunuz.
Bu yıl 8 Mart'a katıldın. İzlenimlerin neler?
İlk defa katıldım ve çok güzel anlar yaşadım.
Feministim diyor musun kendine?
Evet feministim. (AO/BB)