Paris İklim Zirvesi devam ederken dışarıdaki bir protestodan.
Küresel iklim değişikliğini durdurmak için yeni bir küresel anlaşma imzalanması beklenen Paris İklim Zirvesi’nde sera gazı emisyonlarındaki trendleri gösteren Küresel Karbon Bütçesi 2015 raporu yayınlandı.
Rapora göre 2014 yılında küresel sera gazı emisyonu artarken, artış hızında ise düşüş görülüyor. Küresel emisyonlar 2000’li yıllarda yılda ortalama yüzde 3 artarken 2014 yılındaki küresel emisyon artışı yüzde 0.6 düzeyinde gerçekleşti.
2014’de emisyon artış hızının düşük gerçeklemesinin nedeni olarak ise raporda, Çin’deki kömüre olan talepteki ve kömür tüketimindeki daralmanın emisyon artış hızını etkileyen en önemli faktör olarak gösteriliyor.
Türkiye ise dünyadaki trendin aksi yönünde ilerliyor. Dünya’nın en fazla sera gazı salımı yapan 14. ülkesi olan Türkiye’nin sadece sera gazı emisyonları değil, emisyon artış hızı da artıyor.
2005-2014 yılları arasında Türkiye’nin yılda ortalama emisyon artış hızı ortalama yüzde 4 artarken, 2014 yılında Türkiye’nin emisyonları yüzde 7.4 artış gösteriyor.
TIKLAYIN - 5 SORUDA PARİS İKLİM ZİRVESİ
Türkiye kimlik bunalımında
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nden Dr. Ethemcan Turhan, Türkiye’nin iki temel sorun yaşadığına dikkat çekiyor:
“Türkiye’ uluslararası iklim rejiminde kendisini bir yere konumlandıramıyor. Ne gelişmiş ne gelişmekte olan bir ülke, kendini hızlı gelişen bir ülke olarak konumlandırıyor ama aynı zamanda iklim finanasmanından faydalanmak istiyor. Türkiye Çevre Bakanı da yeşil iklim fonundan yararlanmak istediğini belirtti. Ama küçük ada devletleri ile aynı statüde olmadığını da belirtiyor. Kısacası, kimlik problemi var, kendini bulması lazım.
"İkincisi ise kendi iç politikalarıyla ilgili. Sera gazı azaltımını sadece iklim değişikliğini önlemek için değil, aynı zamanda uzun vadeli olarak kendi halkının sağlığı için de yapmalı. Meseleyi iki taraflı düşünmek lazım.”
Turhan, Çin’in şu anda bazı şehirlerinde kömür kaynaklı hava kirliliği nedeniyle sokağa çıkma yasağı olduğunu hatırlatarak Pekin’in 2017’de kömürden tamamen vazgeçmeyi planlandığını da ekledi.
Ulusal niyet beyanları bile yetersiz
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) olası 3 senaryosu olduğuna dikkat çeken Turhan, en iyimser senaryo için bile 2030'dan sonra sera gazı emisyonlarında yüzde 10 azaltım öngörüldüğünü belirtti.
"Devletlerin sunduğu ulusal niyet beyanları (INDC) ise bunun yakınına bile yaklaşamıyor. Bu ulusal niyet beyanları yerine getirilse bile ısınma 2,2 ila 3,7 derece arasında olacak. Hiçbir şey yapılmazsa zaten 5 derece ısınacak. Ki bu niyet beyanlarının hiçbir bağlayıcılığı yok,. İşte bu yüzden Paris'ten çıkacak anlaşmanın bağlayıcı olması şart."
AB 3. kirletici ama azaltımda öncü
Küresel Karbon Bütçesi Raporu'nda 2005-2014 yılları arasında yılda ortalama 2.4 düşüş ile, Avrupa Birliği’nin bu konuda küresel anlamda öncü olduğunu da belirtiyor. Rapora göre, Avrupa Birliği 2014 yılında 210 milyon ton daha az emisyon salımı yaparken; aynı Hindistan ise hemen hemen aynı miktarda, 205 milyon ton daha fazla sera gazı emisyonu yapmış. ABD’de de son on yılda emisyonlar ortalama yüzde 1.4 seviyesinde azalıyor. (NV)
Fotoğraf: AA/Mustafa Sevgi