Click here to read the article in English / Haberin İngilizcesi için buraya tıklayın
Mühimmat taşıyan MİT TIR’larının görüntülerini yayınlayıp haberlerini yaptıkları için tutuklanan Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Erdem Gül ile Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı.
Cumhuriyet Başsavcı Vekili İrfan Fidan imzalı iddianamede her iki gazeteci için birer kez ağırlaştırılmış, birer kez de müebbet, 30 yıla kadar da hapis talep edildi.
Bianet’e konuşan Dündar ve Gül’ün avukatı Bülent Utku, iddianameye ilişkin şunları söyledi:
“İddianameye bakıldığında müvekkillerimize yazdıkları yazılar dışında yüklenmiş tek bir fiil, hareket yoktur. Dolayısıyla açık ki, müvekkillerimiz gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanıyor, susturulmak isteniyor.
“Müvekkillerim gazeteci oldukları için görevleri kamuoyunu bilgilendirmektir. Dolayısıyla haber değeri taşıyan bir olayı kimin lehine ya da aleyhine olduğuna bakmaksızın halkı bilgilendirmekle yükümlüler. Onlar da bunu yaptı.”
“Ayrıca, savcının duruşmaların gizli yapılmasını istiyor. Bu da belli ki, müvekkillerimizin gazeteci kimliklerini saklamak için bir çaba.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede Gül ve Dündar’ın “devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme”, “devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama”, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek” ve “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme” suçları işlediği iddia edildi.
54 köşe yazısı, bir röportaj, dört haber iddianamede
473 sayfalık İddianamede “Eylemle ilgili olarak FETÖ/PDY Terör Örgütü tarafından şüpheliler Can Dündar ve Erdem Gül'e verilen görev” ifadesi kullanılarak Dündar’ın 52 köşe yazısı ve iki röportajıyla Gül’ün beş haberi geniş alıntılarla sıralandı.
Yazıları öne süren savcı, Dündar’ın 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından önceden haberdar olduğunu, Dündar’ın yazılarıyla “kamuoyunu FETÖ/PDY Terör Örgütü'nün amaçları doğrultusunda ve örgütle işbirliği içerisinde yönlendirmeye, 17 ve 25 Aralık girişimlerini meşrulaştırmaya çalıştığını” iddia etti.
Savcı, MİT TIR’ları ile ilgili olaraksa Dündar’ın Emre Uslu’dan talimat alarak haberi yaptığını iddia etti. TIR’lardaki mühimmat ise “Suriye’deki Türkmenlere yönelik yardım malzemesi” olarak nitelendirdi, TIR’ların MİT mensuplarına “cebir ve şiddet uygulanarak” arandığını söyledi.
Savcı'nın UCM hatası
Savcı, TIR’lara ilişkin "İşte Erdoğan'ın Yok Dediği Silahlar” başlıklı haberde yayınlanan video ve fotoğrafların “amacının”, Türkiye’yi Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılatmak olduğunu, ayrıca bunun “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü'nün nihai amacı” olduğunu iddia etti.
Ancak, Dündar ve Gül’ün avukatları Bülent Utku’nun da hatırlattığı üzere UCM’de devletler değil, UCM’ye taraf olan ülkelerin yurttaşları yargılanabilir. Bu nedenle Türkiye hem “devlet” olduğu, hem de UCM’ye taraf olmadığı için bu mümkün değil.
Utku “Savcının işlenemez bir suçun varlığını iddia ettiğini” söyledi.
Savcı, iddianamede “Tüm bu süreçlerde de örgütün ve örgütü destekleyen çeşitli uluslararası güç odaklarının, sözde soruşturmaların ve MİT'e yönelik eylemlerin halk nezdinde kabul görmesi ve bu şekilde hukuksuz eylemlerinin meşrulaştırılması amacıyla kamuoyu oluşturma çalışmaları yürüttükleri, bu maksatla örgüte müzahir ve örgüte müzahir olmasa bile örgütü destekleyen çeşitli uluslararası güç odaklarına müzahir basın yayın kuruluşları ve köşe yazarları aracılığıyla yayın yaptıkları anlaşılmıştır” ifadesini kullandı.
İddianame İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Ne olmuştu?
29 Mayıs’ta “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştı.
Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu soruşturmayı basın açıklamasıyla duyurmuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Cumhuriyet ve Dündar'dan kişisel olarak da şikayetçi olmuş, şikayet dilekçesinde “Devletin menfaatlerini gerçeğe aykırı görüntü ve bilgileri yayınlamak suretiyle hedef alan şüphelinin bu eylemi kesinlikle gazetecilik olarak değerlendirilemez” diyerek Dündar’ın Türk Ceza Yasası’nın 312, 327, 328, 330, 220, 285 ve 289. maddeleri uyarınca bir kez ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet ve 42 yıl hapsi cezası ile cezalandırılması istenmişti.
Dündar ve Gül, 26 Kasım’dan beri tutuklu. (EA)