"30 yıldır yaşanan şiddet ortamının mağduru olan insanlar Kürt meselesinin demokratik ve barışçı çözüm yollarla çözümü için çevre il ve ilçelerden Diyarbakır'a, Koşuyolu parkına geldiler. Hepsi yaşanan olumsuzluklara rağmen hâlâ umut doluydu."
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu üyesi Dr. Nejdet İpekyüz, "Demokratik Toplum Partisi (DTP) milletvekillerinin öncülüğünde, yaklaşık on bin kişinin katıldığı iki günlük açlık grevinin baskılara rağmen birbirleriyle dayanışma amacı güttüğünü" söyledi ve ekledi:
"Büyük bir sorumluluk duygusuyla bir araya gelen insanlar eylemin ardından hükümetten ve tüm siyasilerden konuyla ilgili adımlar atmasını beklemeye koyuldular."
"Alanda coşku hakimdi"
"Çevre illerden ve ilçelerden eyleme büyük bir katılım olduğunu, parkın neredeyse tamamının dolduğunu" aktaran İpekyüz, eylemi hazırlayan süreci şöyle anlatıyor:
"29 Mart yerel seçimlerinin ardından insanlar seçimden çıkan mesajla birlikte gerek hükümet üzerinde gerek çeşitli kurumlar üzerinde bir rahatlama olacağını bekliyordu. Fakat herkeste bu umut varken DTP'ye yönelik operasyonun başlaması büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Özellikle tutuklanan insanların bilinen ve meşru olarak çalışan kişiler olması bu hayal kırıklığını perçinledi."
İpekyüz, bölge insanının bu tabloyu umutlu bir resme dönüştürmek amacıyla yola çıktıklarını ve iki günlük açlık greviyle bu sürece hem katkı sunmak hem de dikkat çekmek istediklerinin altını çiziyor.
"İki gün boyunca Koşuyolu parkında davul-zurnalar çaldı, halaylar çekildi, Kürtçe şarkılar söylendi. Eyleme katılıp katılmamakta tereddüt edenler bile alana geldiklerinde var olan coşkuyu görünce kendilerini bu pozitif ortama kattılar."
"Herkes eylemin etkisini merak ediyor"
"Diyarbakır'da herkeste bir sorumluluk hissi vardı" diyen İpekyüz, "Ortak amaç barış istendiği mesajını doğru vermekti. Hem kendi aralarında bu ruhu yaratmayı amaçladılar hem de kamuoyunun dikkatini yaşananlara çekmek için çok özenli davrandılar" diye konuştu.
"Eylem boyunca yapılan sohbetlerin bir bir numaralı gündem konusu operasyonlardı."
İpekyüz bir çok konunun konuşulduğu sohbetlerde öne çıkan konuları ve soruları şöyle sıralıyor:
"Tutuklamalarla ilgili gelişmeler, Erbil'de yapılacağı duyurulan, ardından ertelenen Kürt konferansı, PKK'nin ilan ettiği ateşkes belli başlı gündemlerdi. Ancak insanların cevap beklediği çok sayıda soru da vardı. Seçim süreci çok iyi geçmesine rağmen neden şu anda bu gerginlik var? PKK açıklamasına rağmen yaratılmaya çalışılan bu hava neden? gibi."
Operasyonu Kürtleri dağa zorlama çabası olarak yorumlayanların çok olduğunu belirten İpekyüz, eylemin ardından ortaya çıkan havayı ise şöyle özetliyor:
"Herkes eylemin hükümete ve medyaya nasıl yansıdığını merak ediyor. Çünkü sorularına ve atılan bu barışçı adıma karşılık bekliyorlar. En önemlisiyse kendilerinde var olan umudun başkalarına sirayet edip etmediği. Herkesin arzusu etmesi yönünde."(BÇ)