İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Neylan Ziyalar, bu tespitini açıyor ve sonra da aileler ve basın için dikkate alınması gereken noktalar üzerinde duruyor.
En son olarak da, çocuk istismarıyla ilgilenen barolardan bir haber: İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Tunceli, Kocaeli baroları, konuyla ilgili olarak kendi CMUK servislerinde ve çocuk hakları merkezlerinde görevli avukatlar için, hizmet içi eğitim programları uyguluyorlar.
Uykusuzluktan evden kaçmaya
Önce, Dünya Sağlık Örgütünden Çocuk istismarı tanımı: Çocuk istismarı, çocuğun fiziksel, ruhsal, cinsel gelişimini olumsuz yönde etkileyen ve bir yetişkin, ailesi ya da toplum tarafından gerçekleştirilen davranışların tümüne denir. Bunlardan ayrı olarak, çocuk ihmalinden söz etmek de mümkündür.
Dr. Ziyalar, istismara uğrayan çocukta, yakın tarihte olmuşsa, yeme ve uyku bozuklukları, ders başarısında ani değişiklik, uyum gibi sorunların gözlemlenebileceğini aktarıyor.
İstismara uğrayan çocuğun yetişkinlik döneminde ruhsal kökenli ülser, baş ağrısı gibi hastalıklar, sosyal yaşama uyum güçlükleri, suça yönelme, evden kaçma gibi durumlar ortaya çıkabiliyor.
Bunların en ağırı diyor Dr. Ziyalar, ister fiziksel ister cinsel olsun, şiddete maruz kalanın yetişkinliğinde problem çözmek için şiddete başvurmasıdır.
Yani istismar, çocuklara problem çözme yöntemi olarak şiddeti öğretiyor.
Haberlerin sunumu, çok önemli
Çocuk tecavüzlerinin medyada nasıl verildiği de çok önem taşıyor.
Dr. Ziyalar, haberlerin veriliş tarzının çocuk ve aile üzerinde ikinci bir travma oluşturabileceğine işaretle medyaya çağrı yapıyor: Bu haberlerin sunumunda isimlerin çok gizli kalması, yerlerin, adreslerin verilmemesi, fotoğrafların kesinlikle yer almaması gerekir.
Böyle bir travmaya maruz kalmış bir çocukla ise sadece konunun uzmanları görüşmeli: Konuyla ilgili bilgisi olmayan kişilerin, çocuğa zararı olur. Soruşturma esnasında dahi, istismar mağduru çocuklarla bu konuda deneyimi, eğitimi ve uzmanlığı olan kişilerin görüşmesi gerekir. (BB)