Fotoğraf:csgorselarsiv.org/Demet Aran
Veganlık denilince akla gelen ilk şey beslenme olsa da veganlık hayvanların maruz kaldığı her türlü sömürüye karşı çıkmayı kapsıyor.
Vegan beslenme özellikle de veganlığın yayılmaya başlamasından sonra eleştirilerin hedefi haline geldi. Birçok kişi bu konuda ön yargıya sahip. Vegan beslenme bazı naveganlar tarafından pahalı ve sağlıksız olarak görülüyor.
Veganlık sağlıklı mı? B12’yi nerden alıyorsun? Siz veganlar çok mu zenginsiniz? Çocuğuna veganlık dayatman doğru mu? Bütün vegan beslenenlerin hayatında sürekli duyduğu soruları derledik.
“Hiçbir şeyden eksik veya mahrum değiliz”
Bunlardan sorulardan en dikkat çekenlerinden biri olan ekonomik olarak topluma hitap etmemesi ve Vegan beslenmeye yeni geçen
Veganlık hakkındaVeganlık ya da Veganizm, bazı nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetmektir. Bazen "sıkı vejetaryenlik" diye de adlandırılır. Vegan kişiler, hayvan kullanımı yoluyla elde edilen gıdaları, giyecekleri ve diğer tüm yan ürünleri kullanmayı reddetmektedir. |
insanların sağlık sorunlarına ilişkin Doç. Dr. Suat Erus, şöyle dedi:
“Bu durum daha çok beslenmenin temelden değişmesiyle alakalı. Çünkü hayvansal besinler, çok az lif içeriyor ve bitkisel besinler çok lifli oldukları için bir kere gaz problemi başlıyor. Aslında bu bir sağlık problemi değil.
“Daha çok sosyal bir problem. Vücudunuz için aslında iyi bir şey. Çünkü bağırsağınızda birçok probiyotik yerleşmiş oluyor ve bağırsağınızın florası iyi yönde değişiyor.
"Bunu bilimsel çalışmalardan biliyoruz. Bol lifli beslenildiği zaman ve hayvansal gıdalar azaltıldığı zaman bağırsaktaki probiyotik çeşitliliği ve sayısı artıyor. Bu gaz olarak açığa çıkıyor.”
“Vücut kendisini yeniliyor”
Vegan olduktan sonra saç dökülmesi yaşanması hakkında Erus, şöyle dedi:
“İlk etapta bir saç dökülmesi oluyor. Uzun vadede baktığınız zaman saçlar daha gür ve daha sağlam olarak çıkıyor. Bunca yıldır kötü veya yanlış beslenme sonucu üretilen o hücreler, yani saçlar yerini yenilerine bırakıyor.
“Saçın vücuttaki diğer hücrelerden şöyle bir farkı var. Çok hızlı yenileniyor. Aslında tam da bu yüzden de kemoterapi aldığımızda saçlarımız dökülüyor.
“En çok en hızlı yenilenenlere kolay saldırdığı için tam olarak beslenmeyi değiştirdiğimizde de vücut en hızlı yenilenenlerden ilk olarak kurtuluyor ve yerine daha iyisi geliyor.
“B12, kalsiyum veya protein gibi herhangi bir mikro veya makro molekülden veya bir vitamin mineralden eksik kalınması tamamen bir marketing olayı.
"Genelde hiç kimse hiçbir şeyden eksik kalmıyor. Bazı şeylerden eksik kalınabilir. Mesela omega3 tabii ki eksik kalabilir. Ama orada da şu var ki aslında fazla omega3 alınmasına gerek yok.
"Çünkü hepçil beslenen insanlar çok fazla omega6 aldığı için çok fazla omega3’e ihtiyaç duyuyor. Hepsinin aslında bir cevabı var. Hiçbir şeyden eksik veya mahrum değiliz.”
Kalp ve damar hastalıkları gibi hastalıkların temel sebebinin, hayvansal besinleri tüketmek olduğunu belirten Erus, son olarak şu bilgiyi verdi:
“Doymuş yağ ve trans yağ kalp ve damar hastalıklarının en önemli sebepleridir. Diyabet veya insülin direnci dediğimiz şeyin fazla şeker yemekten olduğu sanılır.
"Şeker hastalığında aslında yüksek şeker hastalığın sebebinden ziyade sonucudur. Şeker hastalığı sebebi insülinin şekeri düşürememesidir. Bunun da sorumlusu hücre içindeki yağlardır.
“Eğer doymuş yağdan zengin beslenmezseniz sizin pankreasınız yeterli derecede insülin ile şekerinizi düşürme potansiyeline sahiptir.
“Bu yüzden hayvansalların denklemden çıkması vücut için başlı başına olumlu bir şeydir. Ve siz bitkisel besinlerle de doğru ve dengeli beslenirseniz, cips, kola gibi bitkisel versiyonlarını bulup onlarla beslenmezseniz sağlıklı olmak için çok da efor sarf etmenize gerek kalmaz.”
“Bezelye, pilav, fasulye yiyoruz”
Vegan olmanın ekonomik olarak insanları zorladığı eleştirilerine karşın Erus, şöyle dedi:
“Vegan olmak demek illa vegan ürün yemek değil. Şöyle örnek vereyim, et yiyen insanların hepsi en pahalı et restoranlarından mı yiyor? Hayır gidiyor, kasaptan alıyor. Evde pişiriyor ya da çoğu zaman yiyemiyor. Ya da haftada bir yiyor.
“Bitkisel beslenenlerde de tabii ki pahalı ürünler var. Ama bu bir bahane olamaz. Çünkü gayet de semt pazarlarına gidip, manava gidip nohut pilav, kuru fasulye, pilav, gibi baklagilleri düşündüğümüzde hayvansallara göre çok daha ucuz.
“İnsanlar hep abartılı bir örneği alıyor. Bugün pahalı bir et restoranına gitmek de çok pahalı. Ama vegan olmayan herkes oraya mı gidiyor? Hayır gitmiyor. Yılda bir gidiyor ya da hiç gitmiyor. Veganlıkta da böyle. O garip isimli pahalı yemekleri her gün yemiyoruz ki biz evde. Bezelye, pilav, fasulye yiyoruz.”
“Biz çocuğumuza zorla bir şey yedirmiyoruz”
Çocuğunu vegan besleyip “seçim hakkı bırakmadığı” yönündeki eleştirilere ise Erus, şöyle yanıt verdi:
"Çocuğunu vegan beslemeyenler yani hepçil besleyen insanlar çocuklarına seçim hakkı mı tanıyor? Onlar da dayatıyor.
"Çocuk büyütmek bir dayatmadır zaten. Bu dininden, dilinden, ırkından, yani anlayışından, dinlediği müzikten, yediği yemeğe kadar her şeyi çocuklarımıza dayatıyoruz. Bu sadece veganların dayattığı bir şey değil.
"Biz çocuğumuza hiçbir şeyi zorla yedirmiyoruz. Çocuğumuza bizim yediğimiz şeyleri yediriyoruz. İstemediği hiçbir şeyi ona yedirmiyoruz. Vegan olmayan insanlar çocuklarını yemek istemediği şeyleri de zorla yediriyor.
“Başta süt ve et. Her çocuk et yemeyi sevmiyor. Her çocuk gece yatarken süt içmeyi sevmiyor ama zorla ona iyi geleceğini söyleyerek kandırarak onu içiriyoruz.
“Şimdi soruyorum ben. Hangimiz acaba çocuğumuza beslenmemizi dayatıyoruz? Dayatmadan ziyade belki mahrum bırakmaktan bir eleştiri gelebilir. Birazcık okuma yazma bilen hiç kimse çocuğunu bitkisel besleyerek hiçbir vitamin ve mineralden mahrum bırakmaz.”
(MT/EMK)